"teşvikler" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحوافز
        
    • حوافز
        
    • دوافع
        
    • المحفزات
        
    Dolayısıyla, daha fazla insanı iyileştiren ilaçlar üretmeye yönelik teşvikler daha çoktur. TED إذاً الحوافز هي أكبر بكثير لإنتاج الأدوية التي تعالج المزيد من الناس.
    Silikon Vadisi piyasalar suçlanmalı diyor, özellikle girişim sermayedarlarının girişimcilere sundukları teşvikler. TED وتقول فالي سليكون ان الاسواق هي السبب , ولا سيما الحوافز التي أصحاب رؤوس الأموال يقدموها لأصحاب المشاريع.
    Diğer bir deyişle, bu sadece teşvikler için bazı şeyleri yapan insanlar yaratıyor. TED وهذا يعني .. ان الناس لن تقوم بالعمل الصحيح الا لو كانت هناك حوافز
    Benim yönetimimde, özel sektörlere kiralama ücretlerini yükseltmek için teşvikler verilecek. Open Subtitles تحت إدارتي، سيتلقى القطاع الخاص حوافز لرفع عدد الوظائف.
    Finansal teşvikler, ün ve şöhret elit atletlerin fırlamalarını sağladı ve daha üstün bir performansa meylettiler. TED دوافع المال والشهرة والمجد ساهمت في نهوض الرياضيين فجأة وأصبحت تميل نحو درجة الأداء العليا الصغيرة.
    Ancak bu şekilde devam edemez zira ekonomik teşvikler ve caydırıcı faktörler çok güçlü. TED ذلك لا يمكن ان يستمر, لان المحفزات والمثبطات الاقتصادية قوية جدا
    Fazla kırsaldı, uzaktı, teşvikler vermiyordu. TED كانت قروية جدًا وبعيدة جدًا وليس بها الكثير من الحوافز.
    teşvikler, onları kaybettikleri mangrovları korumaya ve ekmeye yöneltebilir. TED لديهم الحوافز التي تدفعهم لحماية أشجار المانغروف وزراعتها في الأماكن التي اقتلعت منها.
    Ayrıca daha sessiz teknolojileri kullanmak için teşvikler mevcut. TED وهنالك بعض الحوافز من اتّباع تقنيات تنتج عنها ضوضاء أقل.
    Kongredeki tüm o teşvikler, ödüller kulağa harika gelmişti. Open Subtitles جعلوها تبدو عظيمة جدًا في المؤتمر مع كل الحوافز والجوائز
    Finans kurumlarının mortgage simsarlarına sundukları teşvikler en kârlı ürünleri satmak üzerine kuruluydu ki bunlar yıkıcı kredilerdi. Open Subtitles كل الحوافز التى عرضتها المؤسسات المالية روبرت جنايزدا المدير السابق معهد جرينلينج
    - Üstü teşvikler. - teşvikler sadece sos. Open Subtitles ـ بالإضافة إلى الحوافز ـ الحوافز غير مُتوقعة
    İsteyerek bizimle birleşenlere cazip teşvikler sunuyoruz. Open Subtitles .... يمكننا ان نقدم حوافز مغريه بالنسبه الى هاؤلاء الذين يأتون من تلقاء انفسهم
    Hillary'i bana getirmesi karşılığında bazı teşvikler önerdim. Open Subtitles عرضت حوافز مقابل اجتذاب" هيلاري".
    İnsanların da böyle motive olduğunu sanıyorsanız o zaman tüm teşvikler, tüm iş ahlakı ve ikramiye sistemi ve benzeri şeylerin hiçbiri bir anlam ifade etmez. TED فإذا اعتقدت بأن لدى الناس دوافع كهذه، ثم كل الأشياء عن الحوافز، جميع الأشياء حول مدونة قواعد السلوك ونظم المكافآت وهلم جرا، ليس لها أي معنى
    Şimdiye kadar hep ekonomiyi sorunmuş gibi gösterdik, aslında çoğunlukla da kemer sıkma politikasını. Kesinlikle alternatifler üretebilirdik. Farklı bir strateji, yeşil işler için yeşil teşvikler veya karşılıklı borçlanmalar, muhtaç ülkeleri piyasa baskısından kurtaracak euro bonoları. Bunlar çok daha uygun alternatifler olabilirdi. TED حتى الآن قمنا بوضع اللوم على الإقتصاد القائم على مبدأ التقشف بالتأكيد كان بإمكاننا تصميم حلول بديلة إستراتيجيات مختلفة ، دوافع جديدة لمهن جديدة أو ديون مشتركة ، سندات اليورو التي كانت ستدعم البلدان التي تعاني من ضغط السوق كل هذه كانت ستكون حلول و بدائل أكثر حيوية
    Üç deneydeki dokuz görevin sekizinde, daha yüksek teşvikler daha kötü performansa yol açtı. TED في ثماني من تسع مهمات درسناها في الثلاث تجارب، المحفزات الأعلى أدت إلى أداء أسوء.
    Oradaki ekonomistler şöyle dedi, "Görüyoruz ki finansal teşvikler genel performans üzerinde olumsuz etkiye yol açabiliyor." TED وهذا ما قاله الاقتصاديون هناك. "نحن نجد أن المحفزات المالية قد تؤدي إلى أثر سلبي على الأداء الكلي."

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more