| Leopar foklarıyla birçok tecrübesi olmus. Bense bir tane bile görmemiştim. | TED | ولديه خبرة واسعة فيما يخص فهود البحر .. ولم اكن من قبل قد شهدت واحداً منها |
| Tam anlamıyla tecrübesiz sayılmazdım ancak birliğimizde bulunan askerlerin çoğunun da öyle ahım şahım bir savaş tecrübesi yoktu. | Open Subtitles | لم أكن وقتها بالضبط قليل الخبرة لكن هناك كثيرين فى وحدتنا تحديداً لم تكن قد تكونت لديهم بعد خبرة عظيمة بالقتال |
| Meslektaşlarımızın hayat tecrübesi bize, mesleğe yabancı insanları, ...bilgilerimizi empoze etmek suretiyle üzmemeyi öğretmeliydi. | Open Subtitles | خبرة الحياة علمتنا عدم قبول عمل دون معرفة عواقب فعله |
| Onu elde etme tecrübesi var ama yalnız başına bir çözüm bulması imkansız. | Open Subtitles | ولديه الخبرة الكافية لاستخراجه ولكنه من المستحيل ان يجد الجواب لوحده هناك ؟ |
| Doğru kişi ile olduktan sonra bu mükemmel bir hayat tecrübesi olur. | Open Subtitles | . تعلم , إنها تماما تجربة حياتية صالحة إذا كان الرجل المناسب |
| İlk karşılaşmanın tecrübesi beni gerçekten düşündürdü. | TED | وهو ما حفز مخيلتي على التفكير في هذه التجربة التي هي الأولي من نوعها. |
| Aslına bakarsanız tezimi hayat tecrübesi üzerine yazmıştım ve... | Open Subtitles | في الواقع ، حصلت على شهادة الدكتوراة من الكتابة عن خبرة الحياة |
| Adam eksiğimiz var, ve uçuş tecrübesi olan herkese ihtiyacımız var. | Open Subtitles | بمواردنا البشرية نحن نطلب من كل من لديهم خبرة سابقة في مجال الطيران أن يأتوا للمشاركة |
| Ama Dave'in 15 yıllık tecrübesi vardı. | Open Subtitles | أنا واثق أنك مؤهلة لكن لديه خمسين سنة خبرة |
| Bu adamların savaş tecrübesi olmadığı belli. | Open Subtitles | يمكننى أن أخبر هؤلاء الرِجال أن ليس عندهم خبرة القتال |
| - Kabul etmiyorsun! Buna içgüdü de. 35 yılın profesyonellik tecrübesi de. | Open Subtitles | أدعُ ذلك حدساً ، أو خبرة 35 سنة في العمل الإحترافي |
| Hank'den daha fazla tecrübesi var ve bunu önemsiyor. | Open Subtitles | الآن، لديه خبرة أكثر من هانك، وقال انه يعطي القرف. |
| Böylesine büyük, çirkin bir canavari yönetme konusunda kimin tecrübesi olabilir ki? | Open Subtitles | من قد يكون لديه الخبرة في إدارة وحش كبير صعب المراسِ كهذا؟ |
| Web tasarımcısı çalıştıracak kadar bütçeleri yoktu, kendilerinin de bir site oluşturacak kadar tecrübesi yoktu. Kat, Marie ve Mercer ilçesindeki 40.000 seçmen | TED | فلم يملكان الميزانية الكافية لتوظيف مصمم مواقع، وليس لديهما الخبرة لإنشاء موقعاً. لذا عملوا من دون ذلك. |
| Eminim, hayatımın en zor fakat bir o kadar değerli tecrübesi olmaya devam edecek. | TED | ولا شك أنها ستكون أصعب، وأفضل تجربة في حياتي. |
| Başladık ve önümüzdeki 53 saat boyunca yoğun ve unutulmaz bir yaşam tecrübesi edindik. | TED | وقد بدأنا، وطوال ال53 ساعة التي تلت، كانت تجربة حياتية صعبة، لا تُنسى. |
| İşte o an kafama dank etti: Bu çocuğun engelli insanlarla olan tecrübesi onları ilham kaynağı aracı olarak görmekti. | TED | وحينها اتضح لي: كانت تجربة هذا الصبي الوحيدة مع ذوي الإحتياجات الخاصة كوسائل للإلهام |
| Biraz hayat tecrübesi kazansan, tam şu odada. | Open Subtitles | ما رأيك ببعض التجربة العملية هناك في تلك الغرفة |
| Burada en çok hayat tecrübesi olan sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيدة من بيننا اللتي لديها القليل من الخبره في الحياة الخارجية |
| Ancak işin aslı şu ki, öğrencilerimizle koridorlarda gezen ağır zihinsel özürlü bir adam konusunda hiçbirimizin tecrübesi yok. | Open Subtitles | ولكن حقيقة الأمر أن كلانا ليس لديه أية خبره فى التعامل مع رجل متخلف عقلياً جداً يسير داخل فصولنا |
| Sanırım Weaver planda ona yardımcı olması için savaş tecrübesi olan birini istedi. | Open Subtitles | أظن أن ويفر أراد شخصاً ذو خبرات عالية في القتال ليساعده في التخطيط |
| Haftalarca o kişiyle birlikte olacaklarından, hayat tecrübesi olan, söyleyecek bir şeyi olan refakatçiler isterler. | Open Subtitles | الرجل الذي يريد رفقة لأسابيع يريد امرأة تتمتع بخبرة في الحياة وقادرة على خوض أحاديث مشوّقة |
| O Harrier'lerde yüzlerce saat uçuş tecrübesi var. | Open Subtitles | لقد أمضى مئات الساعات فى قيادة الطائرات الهاريس |
| Bu, biraz görsel efekt tecrübesi olan birileri tarafından yapılmış bir video. | TED | هذا الشيء الذي قامت به جماعة على الانترنت لديهم بعض الخبرات بالتأثيرات البصرية. |
| Yaşlı adam; parklar, oyun alanları ve dinlenme merkezleri gibi projelere kendi bilgeliği, tecrübesi, ve kilisesinin onuru ve ağırlığıyla katkıda bulunmuştu. | Open Subtitles | لمشاريع مثل المتنزهات الملاعب و المنتجعات الرجل الكبير جاد بحكمته وخبرته بسرور وبمنزلة ونفوذ كنيسته |
| Pek tecrübesi olduğunu sanmıyorum. Onun ilk gerçek kız arkadaşı olabilirsin. | Open Subtitles | لا أعتقد أن لديه تجارب كثيرة قد تكونين أول خليلة له. |
| Zaten iki defa ölüme yaklaşma tecrübesi yaşadın. | Open Subtitles | لقد عشتَ من قبل تجربتين لموت وشيك |
| - Yolculuk tecrübesi olan biri mesela. | Open Subtitles | تعرف ، شخصاً ما سبق لهُ الذهاب الى هُناك من قبل. |