Burada kuzeydoğu Amazon'da bir şifacı görüyorsunuz şark çıbanı tedavi ediyor, dünyada 12 milyon insanı etkileyen çok fena bir protozoal hastalıktır. | TED | تشاهدون هنا مطبباً في شمال شرق الأمازون يعالج داء الليشمانيا وهو مرض طفيلي مؤذ للغاية يصاب به 12 مليون شخص حول العالم |
Viyanalı doktor körlüğü tedavi ediyor. | Open Subtitles | طبيب من فيينا يعالج حالات العمى آلاف الرحلات من جميع أنحاء العالم |
Bu sözde doğal kimyasalların kulağa tuhaf gelmesine karşın geleneksel Çin tıbbı binlerce yıldır insanları başarıyla tedavi ediyor. | Open Subtitles | على الرغم من المكونات الغريبة الطب التقليدي الصيني يعالج الناس لآلاف السنوات بنجاح. |
Aslında, akciğer kanseriniz cilt kanserinizi tedavi ediyor. | Open Subtitles | في الواقع، سرطان الرئة يعالج سرطان الجلد في الأساس |
Bu adam ise Amazon yağmur ormanındaki üç adet bitki ile hastalığı tedavi ediyor. | TED | يعالجها هذا المطبب باستخدام 3 أنواع من نباتات غابات الأمازون. |
Adam kanserimi tedavi ediyor. | Open Subtitles | هذا الرجل هو الذي يقوم بمعالجة سرطاني |
VİYANALI DOKTOR KÖRLÜĞÜ TEDAVİ EDİYOR. | Open Subtitles | طبيب من فيينا يعالج حالات العمى |
Binlerce hastayı tek bir teşhisle tedavi ediyor. | Open Subtitles | يعالج آلاف المرضى بنفس التشخيص |
Eşim bir doktor. Rahatsızlığımı tedavi ediyor. | Open Subtitles | زوجي طبيب، لقد كان يعالج حالتي المرضية |
Her yıl binlerce kişiyi tedavi ediyor. | Open Subtitles | يعالج آلاف الناس سنوياً |
Yoksa Andrew'in korkunç bir hastalığını mı tedavi ediyor? | Open Subtitles | أعني , أنه يعالج (أندرو) من بعض الأمراض ؟ |
Hayır, insanları tedavi ediyor. | Open Subtitles | لا، إنه يعالج الناس |
Hayır, insanları tedavi ediyor. | Open Subtitles | لا، إنه يعالج الناس |
Oğlunuzu kim tedavi ediyor? | Open Subtitles | من كان يعالج ابنكِ؟ |
Kanser kanseri mi tedavi ediyor? | Open Subtitles | سرطان يعالج سرطان؟ |
O da Dr. Bilson. Tüm kızları o tedavi ediyor. Yarına bir buluşma ayarlayabilirim. | Open Subtitles | يُدعى الدكتور (بيلسون)، وهو يعالج جميع . الفتيات، لذلك سأرتب لإجتماعٍ معه، غداً ؟ |
O da Dr. Bilson. Tüm kızları o tedavi ediyor. Yarına bir buluşma ayarlayabilirim. | Open Subtitles | يُدعى الدكتور (بيلسون)، وهو يعالج جميع . الفتيات، لذلك سأرتب لإجتماعٍ معه، غداً ؟ |
Vay be, kendi kendini tedavi ediyor. | Open Subtitles | لاحظ... .... الجسد يعالج نفسه |
Orman doktoru ALS'imi tedavi ediyor. | Open Subtitles | ( A.L.S ) طبيب الغابة يعالج |
Psikiyatristlerimizden biri onu tedavi ediyor ama fazla ilerleme kaydedemedi, seni bu yüzden çağırdık. | Open Subtitles | أحد أطبائنا النفسيين يعالجها ولكن لم يحرز أى تقدم وهذا هو السبب الذى طلبناك |
Kiracılarınızdan biri olan John Drake'i ödem için tedavi ediyor. | Open Subtitles | يقوم بمعالجة أحد مستأجريك (جون دريك) من الأستسقاء. |