Bunun anlamı da, avcının izi tamamlanacak ve biz de tedaviyi bulmak için çözümümüze kavuşacağız demektir. | Open Subtitles | مما يعني إكتمال علامة الصيّاد وسنحوز مفتاحنا لإيجاد الترياق |
Belli ki tedaviyi bulmak için olan takıntın bir zamanlar ailene karşı hissettiğin sadakat duygusunu bastırıyor. | Open Subtitles | جليّ أنّ هوسك لإيجاد الترياق أودى بأيّ وفاء أخويّ شعرت يومًا |
O tedaviyi bulmak için üç günümüz var. En fazla dört. | Open Subtitles | أمامنا 3 أيام لإيجاد الترياق وأربعة أيام بحد أقصى |
Ve tedaviyi bulmak için kullanabileceklerini düşünüyorlar. | Open Subtitles | ويعتقدون أن بوسعهم إستخدامها لإيجاد علاج |
Ve mücadele ettiğimiz bu kadın, tedaviyi bulmak için tek umudumuz olan doktoru az önce otobüsün altına itti! | Open Subtitles | وإنّنا بصدد إمرأةٍ قذفت للتو بالطبيب الوحيد الذي لديه الأمل لإيجاد علاج تحت حافلةٍ ذات ثلاث طوابق! |
tedaviyi bulmak için seni kullandı ve şimdi onun için sorundan başka bir şey değilsin. | Open Subtitles | لقد استغلّتك لإيجاد الترياق وما أنت الآن إلّا عمل عالق |
tedaviyi bulmak için elimde olan tek şansı öldürdün. | Open Subtitles | -أزهقتَ فرصتي الوحيدة لإيجاد الترياق |
tedaviyi bulmak için Bonnie'nin Jeremy'nin dövmesi üzerindeki büyüyü yapması gerek. | Open Subtitles | (شين) يحتاج (بوني) لتجري تعويذة على وشم (جيرمي) لإيجاد الترياق |
Ve mücadele ettiğimiz bu kadın tedaviyi bulmak için tek umudumuz olan doktoru az önce otobüsün altına itti! | Open Subtitles | وإنّنا بصدد إمرأةٍ قذفت للتو بالطبيب الوحيد الذي لديه الأمل لإيجاد علاج تحت حافلةٍ ذات ثلاث طوابق! |
tedaviyi bulmak için bir şansımız var. | Open Subtitles | لدينا فرصة هنا لإيجاد علاج. |
tedaviyi bulmak için her şeyi yaparız. | Open Subtitles | نحن نفعل أي شيء لإيجاد علاج |