| Biricik oğlumun 'olgunlaşma töreni'ni Tefeci parası ile ödemem. | Open Subtitles | فلوس المرابي لا يمكن أن تُستخدم للدفع في حفل بلوغ ابني الوحيد |
| - Evet. Hırsızın paraya sahip olması gibi. Tıpkı bir Tefeci gibi. | Open Subtitles | نعم، بينما لصّ عنده الثروات، a مال مرابي. |
| Kendisi kanundışı para ticareti yapan Tefeci bir kadını öldürdü. | Open Subtitles | قتل العجوز المرابية, التي كان قد رهن عندها أشياء |
| Tefeciyi oynuyorum, kendimi Tefeci yerine koyuyorum. | Open Subtitles | سأودي دور "شايلوك" بدلاً من الدائن. |
| Aldım. Adam multi milyoner. Sen ise basit bir Tefeci. | Open Subtitles | الرجل مليونير، أنت مُرابي صغير. |
| Onu iki yıl sonra Atlanta'daki bir Tefeci dükkânında bulana kadar da yoluna girmemişti. | Open Subtitles | ولم تتحسن إلا بعد أن وجدها بعد عامين بمكتب رهونات فى اطلانطا |
| Evet... Numaranı Tefeci dükkânından aldım. Yüzügüm sendeymiş. | Open Subtitles | أجل, حصلت على رقمك من محل الرهن, كان لديك خاتمى |
| Hadi. Tefeci. Büyük iş yapıyor. | Open Subtitles | إنه هامور قروض لديه عمليات كبيرة |
| İki bin dolar kira borcum, nafaka, yoksulluk nafakası artı Tefeci var... Yani, sen kaçmaz mıydın? | Open Subtitles | أدين لمستأجرين بمبالغ طائلة، ونفقة إعالة طفل، زائداً المرابي. |
| - Todd McCutchin. Tefeci tarafından sıkıştırılıyormuş. Sahte paralarla ödeme yapabileceğini düşünmüş. | Open Subtitles | توقّعوا أنّ المرابي إذا ضغط عليه فسيصبح ضغيفاً ويحاول تسديد دفعة بالعملات الورقيّة المزيفة |
| - Tefeci, işe son vermezlerse onları ihbar etmekle tehdit etmiş. | Open Subtitles | هدد المرابي بإخراجه إلا إذا أفصح عن العملية بأكملها |
| Ufak çaplı yatırım danışmanı, genelde Tefeci. | Open Subtitles | مستشار إستثمارات صغير و مرابي كبير |
| Kusura bakma Lord Baelish ama sen daha çok Tefeci ve kerhaneci olarak tanınıyorsun, asker olarak değil. | Open Subtitles | عذراً، لورد (بايليش) لديك سمعة مرابي ومالك مواخير، ليس كرجل عسكري |
| Elbette silahım var. Burası Tefeci dükkânı. | Open Subtitles | إنه محل رهن لم أضطر لاستعماله مطلقاً |
| Tefeciyi oynuyorum, kendimi Tefeci yerine koyuyorum. | Open Subtitles | سأودي دور "شايلوك" بدلاً من الدائن. |
| çünkü aynı zamanda Tefeci. | Open Subtitles | -لأنّه مُرابي أيضاً . |
| Tefeci dükkânında arabayı yakacak bir şey bulamayız. | Open Subtitles | لن نجد شئ لنحرق به السيارة في محل رهونات |
| Tefeci dükkânını nesnelere ulaşmakta bir araç olarak kullanır. | Open Subtitles | أنه يستخدم محل الرهن ليفتش عن الأغراض |
| Şimdi, sen "Vezir" Sokağında "piyon" dükkanında(Tefeci) çalışıyorsun. | Open Subtitles | الآن أنت تعمل في مكتب قروض في شارع "كوينز = ملكات" |
| Dünden önceki gün iki maskeli soyguncu Chicago'da bir Tefeci dükkânını soymuş. | Open Subtitles | رجلان مقنعان قاما بالسطو على متجر للرهن في شيكاغو |
| - Tefeci dükkanından aldım. | Open Subtitles | -لقد ابتعتها للتو من متجر الرهنيات |
| Bize silahı aldığın Tefeci söyledi. | Open Subtitles | سمسار الرهونات الذي اشتريته منه اخبرنا بذلك |
| Hiç Tefeci dükkanına gittin mi? | Open Subtitles | هل كنت بمكتب إقراض ؟ |
| Tanidigim bir Tefeci var, geri ödeme için kuvvete ihtiyaç duyuyor. | Open Subtitles | أعرف مُرابياً.. دائماً ما يحتاج لدعمٍ و نقاهة. |
| Bu adamlar Antoine'ın borçlu olduğu Tefeci Sirkes için çalışıyor. | Open Subtitles | هؤلاء الرفاق يعملون لسيركس مقرض الاموال الذ انطون مديونله |
| Bir Tefeci ve bir Yehova şahidini mi? | Open Subtitles | مرابٍ و من طائفة شهود يهوه؟ |