...sonra kötü bir canavar saçını kesmekle tehdit etmiş vebuprensesiçok sinirlendirmiş. | Open Subtitles | ثم هدد وحش شرير بقص شعرها ما جعل الأميرة غاضبة جدا |
Onlardan herhangi biri Charles Baskerville'i tehdit etmiş olabilir mi? | Open Subtitles | هل تظن بان اي منهم قد هدد باسكرفيل يوما ما? |
Odasında bulunan parfüm şişesi, çaldığını itiraf ettiği zehir kocasıyla kavga ederken onu öldürmekle tehdit etmiş olması gibi. | Open Subtitles | بأن زجاجة العطر وجدت فى غرفتها السم الذى أعترفت بسرقته الشجار مع زوجها حيث هددت بقتله |
Evlilik dışı çocuğu gerçek mirasını tehdit etmiş olabilir. | Open Subtitles | فطفلٌ غير شرعي ربما يهدد إعتلاء الورثة للعرش |
Onu gerçek polisleri çağırmakla tehdit etmiş. | Open Subtitles | و هدده بإشراك الشرطة الحقيقيه |
İstediğini almak için vazgeçmekle tehdit etmiş olabilir, bu işler böyle yürür. | Open Subtitles | ربما هدّد بالتراجع كي يحصل على مبتغاه , لكن هكذا تجري الأمور |
Yapımcı ile yatıyormuş, daha sonra da istediğini yapmazsa karısına anlatmakla tehdit etmiş. | Open Subtitles | نَامتْ مَع المنتجِ، ثمّ هدّدَ بإخْبار زوجتِه مالم هم عَمِلوا. |
Başka bir zaman, sarhoş olduğunda Mary ve iki çocuğunu öldürmekle tehdit etmiş, ama kaçmışlar ve evlerine SWAT ekibi çağrılmış. | TED | وذات مرة، عندما كان في حالة سكر، هدد بقتل ماري، وطفليها، ولكنهم تمكنوا من الهرب، وتم استدعاء فرقة التدخل للمنزل. |
Ve Riley'i öldürmek için sebebi var, bir görgü tanığımız var, kurbanı tehdit etmiş, suç işlendiğinde nerede bulunduğu hakkında yalan söyledi. | Open Subtitles | ولديه الباعث لقتل رايلي وقد رآه شاهد عيان لقد هدد الضحية ومن ثم كذب بخصوص عذر تغيبه |
- Tefeci, işe son vermezlerse onları ihbar etmekle tehdit etmiş. | Open Subtitles | هدد المرابي بإخراجه إلا إذا أفصح عن العملية بأكملها |
Gazeteyi tehdit etmiş olmalılar Jeffrey. | Open Subtitles | هذه هي الطريقة التي يتصرفون ، يجب أن يكون هدد جيفري الصحيفة. |
Abisi kız kardeşimi tehdit etmiş kız kardeşinden vazgeçmem için tehdit etmiş. | Open Subtitles | . اليوم قام أخاها بتهديد أختي . لقد هدد بأن يتوقف عن حب أخته |
Az önce şiddetli bir kavga etmişler ve kadın kocasını öldürmekle tehdit etmiş. | Open Subtitles | لقد تشاجرا للتو شجار عنيف حيث هددت بقتله |
Beni öldürmekle ve çocuklarımı yetim bırakmakla tehdit etmiş olmana rağmen bu teklifi güvenerek yapabileceğim tek kişisin. | Open Subtitles | وعلى الرغم من أنكِ هددت بقتلي وتيتيم أطفالي ما زلتِ الشخص الوحيد الذي يمكنني أن أقدم له العرض ، لأن أثق بكِ |
Davalı üniversitede misafir bir öğretim görevlisini tehdit etmiş. | Open Subtitles | المُدعى عليها هددت الضيف المتحدث في الجامعة |
Adamın biri gece yarısı bir hana girmiş. Adanın bütünlüğünü tehdit etmiş. | Open Subtitles | رجل يسير لحانة بجوف الليل، يهدد مجمل الجزيرة، |
Çünkü Max başkası duyursa daha çok zorbalık etmekle tehdit etmiş. | Open Subtitles | لأن " ماكس " هدده لو آذاها أكثر سيعاقبه |
Fail, kızın ehliyetini almış eğer bizimle konuşursa diye de ailesini tehdit etmiş. | Open Subtitles | المُجرم أخذ رُخصَة قيادتُها، هدّد عائلتُها ما إذا قامت بالإتصال علينا. |
Morgan'a söylemek ile tehdit etmiş. | Open Subtitles | بيع بيضها، هدّدَ بإخْبار مورغان. |
Bugün kızkardeşini tehdit etmiş, yarın annesini tehdit eder belki Rahul'u öldürür. | Open Subtitles | . اليوم قام بتهديد أخته ، فربما غداً يقوم بضرب أمه . و ربما يقتل "راهول" أيضاً |
...tüm parayı almakla tehdit etmiş. Üzerindeki malları bile. | Open Subtitles | قامت بتهديده باستنزاف كلّ ما يملك من منقولٍ وعقار .. |
Sen onu terk etmedin ama o seni terk etmekle tehdit etmiş olabilir. | Open Subtitles | انت لم ترغب بتركها لكن هل كان هناك وقت هددتك فيه ربما بتركك ؟ |
Ve bir hafta önce ondan ayrılmaya çalıştığında Tessa onu kız arkadaşına söylemekle tehdit etmiş. | Open Subtitles | وأنّ عندما حاول الإنفصال عنها قبل أسبوع، لقد هدّدت بالذهاب لإخبار خليلته. |
Vali Kaptan Teach'in gemisini ele geçirip çıkartma yapmakla tehdit etmiş diye duydum. | Open Subtitles | لقد سمعت بأن الحاكم أخذ سفينة الكابتن تيتش وهدد بالغزو |
Olayın üzerinden haftalar geçmiş ama sonra Muriel kuşku duymaya başlamış ve onu hap satmamakla tehdit etmiş. | Open Subtitles | لكن هاجس القلق انتابها وهددته بالتوقف عن التزويد |
Danny kızımı bugün tekneyle götürdüğü zaman, onu tehdit etmiş. | Open Subtitles | عندما أخذ "داني" ابنتي في ذلك القارب اليوم هو هددها |