"tehlikesiyle" - Translation from Turkish to Arabic

    • خطر
        
    • لخطر
        
    • مهددة بشكل
        
    • بالانقراض
        
    2012 yılında siyahi bir kadın doğum sırasında beyaz bir kadına göre 10 kat fazla ölme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. TED امرأة ذات بشرة سوداء في سنة 2012 واجهت خطر الوفاة أكثر من 10 مرّات عند الولادة مقارنة بامرأة ذات بشرة بيضاء.
    Unutmayalım ki, kısa süre önce okyanusta neredeyse hiç balık kalmamıştı ve dünya nüfusunun yarısı açlık tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Open Subtitles أتعرفين، لا ينبغى أن ننسى أنّه ومنذ زمن بعيد تقريباً لا أسماك غادرت المحيط ونصف سكّان العالم يواجهون خطر الجّوع
    Geziden önce, yüce ülkemiz statüsünü etkisini ve duruşunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Open Subtitles قبل الجولة كانت بلادنا العظيمة تواجه خطر فقدان الكثير من مكانتها وتأثيرها وشأنها
    Organizmandaki antikoagülantlar yüzünden ciddi bir kanama tehlikesiyle karşı karşıyasın. Open Subtitles أنت معرض لخطر النزيف بسبب مضادّات التخثّرِ في نظامك
    Bu loş Güneş'in zayıf ışığıyla güneşlenen Dünya donma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Open Subtitles بشمسٍ أقل حرارة صارت أشعة الشمس على الكوكب أضعف، كان كوكب الأرض يتعرض فعلاً لخطر التجمد.
    Bence onu kendine aşık etme tehlikesiyle karşı karşıyasın. Open Subtitles أظنك مهددة بشكل كبير في أن تجعليه يقع في حبك أكثر من ذي قبل
    Soylarının bu uzun geçmişine rağmen, bugün yokolma tehlikesiyle karşı karşıyalar. TED ولكن ، على الرغم من هذا العمر الطويل تعتبر الآن مهددة بالانقراض.
    Ekonomik yoksunluğun herkesi açlık tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığı Uganda'ya sürüldüm. TED تم ترحيلي إلى أوغندا، حيث يضع الحرمان الاقتصادي الجميع في خطر المجاعة.
    Bu yüzyılın sonuna kadar, dünya üzerinde yaşayan türlerin %50'sini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. TED نحن في خطر فقدان نصف المخلوقات الحية على الأرض مع حلول نهاية القرن الحالي.
    Tür olarak her daim yaptığımız gibi gençlerimizi bu çok önemli şeyi devam ettirme konusunda özendirme imkanımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız. TED نحن في خطر من خسارة قدرتنا على الهام شباب اليوم من اجل ان يكملوا هذا الشيء المهم الذي نحن كمخلوقات اعتدنا على عمله
    Beyaz köylüler ya da askerler tarafından öldürülme tehlikesiyle bir süre dolandıktan sonra, Open Subtitles بعد التجول في كل مكان في خطر دائم من التعرض للقتل بواسطة المستوطنين البيض أو الجنود البيض
    Onu kendine her zamankinden daha çok aşık etme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu düşünüyorum. Open Subtitles اعتقد بانك على خطر كبير بان تجعليه يحبك كما لم يكن سابقا.
    Vurduğum adam, kolunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya. Open Subtitles الرجل الذي اطلقت عليه النار في خطر لأنه يمكن أن يفقد يديه المفاوضـة :
    Sen gerçekten 17 yaşında bir robot olma tehlikesiyle karşı karşıyasın. Open Subtitles أنتِ حقاً معرضة لخطر التحول إلى إنسانة آلية في السابعة عشرة من العمر
    Bir Yeni Dünya(Amerika)'da bulunanlar. Condors ve Caracaras gibi. Ve eski dünyada da 16 baykuş türü var. Bu 16 kuş türünden 11'i soyu tükenme tehlikesiyle karşı karşıya. TED هناك نسور العالم الجديد والتي وجدت بشكل خاص بأمريكا مثل الكندور والكراكاس، ونسور العالم القديم، حيث لدينا 16 نوعا، 11 منها معرضة بشكل كبير لخطر الانقراض.
    Eros İstasyonu radyasyon sızıntısı tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Open Subtitles إن محطة " إيروس " تتعرض لخطر إشعاعي
    Eros İstasyonu radyasyon sızıntısı tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır. Open Subtitles إن محطة " إيروس " تتعرض لخطر إشعاعي
    Bence onu kendine aşık etme tehlikesiyle karşı karşıyasın. Open Subtitles أظنك مهددة بشكل كبير في أن تجعليه يقع في حبك أكثر من ذي قبل
    Popülasyona yayılıyor, bağışıklık sisteminden kurtulmasını sağlayan mutasyonlara uğruyor, ve bir türün tamamını yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bıraktığını bildiğimiz tek kanser türü. TED بل ينتشر خلال تعداد العفاريت ايضا يملك طفرات تمكنه من تجنب الجهاز المناعي و هو السرطان الوحيد المعروف الذي يهدد فصيلة كاملة بالانقراض

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more