| Sakin olmazsan seni kurtarma çabalarımız tehlikeye girer. | Open Subtitles | محاولتنا لإنقاذك ستكون في خطر إن لم تبقْ هادئًا |
| Milan Bayan. Bagchi ile görüşeceği zaman, kadının hayatı tehlikeye girer. | Open Subtitles | اذا قابل "ميلان" السيدة "باجي" فأن حياتها ستكون في خطر |
| Ne zaman bir arkadaşınızı, bir iş için önerirseniz, işler yolunda gitmemesi halinde sizin de kelleniz tehlikeye girer. | Open Subtitles | في أي وقت توصي بها صديقا لعمل فأنت على المحك إن لم ينجح |
| - Anladım. - Atlı polis olarak kariyerim tehlikeye girer. | Open Subtitles | مسيرتي في شرطة الخيالة على المحك |
| Baban bu çocuğa karşı olan hislerini öğrenirse çocuğun hayatı korkarım ki büyük tehlikeye girer. | Open Subtitles | إن علم أبيك بمشاعرك تجاه هذا الفتي أخشي بأن تكون حياته في خطر مُحدق |
| Aslında Arthur beni görürse kendisi büyük tehlikeye girer. | Open Subtitles | في الحقيقة إذا رآني آرثر فسيكون في خطر مميت |
| En kötü senaryoda, 50 milyon kişi tehlikeye girer. | Open Subtitles | والسيناريو الأسوء، 50مليون شخص سيكونون في خطر. |
| Ama iki ya da üç kablo koparsa bütün köprü tehlikeye girer. | Open Subtitles | لكن متى ينقطع إثنان وثلاثة إنّ الجسر بالكامل سيكون في خطر. |
| Eğer birisi senin ben ve Sutton'ı bildiğini öğrenirse, hayatın tehlikeye girer. | Open Subtitles | لو إكتشف أحد أنكِ تعرفين " عني و عن " ساتن حياتكِ ستكون في خطر |
| Babamla konuşursan hayatın tehlikeye girer. | Open Subtitles | -أذا تحدثتي مع والدي حيانكي ستكون في خطر. |
| Babamla konuşursan hayatın tehlikeye girer. | Open Subtitles | -أذا تحدثتي مع والدي حيانكي ستكون في خطر. |
| Eğer Irak ordusu otobüste Kuveytli birini götürdüğümüzü öğrenirse, hayatımız tehlikeye girer. | Open Subtitles | إذا وجد الجيش العراقي من... ... الذي نتخذه كويتي في حافلة لدينا... ... ثم حياتنا ستكون في خطر. |
| - Sana izin verirsem ikimizin kıçı da tehlikeye girer. - Evet. | Open Subtitles | إن ارسلتك ، كلانا يكون على المحك |
| Özür dilerim. Bunu söyleyemem. Samuel sinirlenebilir ve Charlie'in hayatı tehlikeye girer. | Open Subtitles | آسف ، لا يمكنني الإفصاح عن هذا ، فلربما يغضب (صامويل) ، و(تشارلي) على المحك. |
| Yoksa onurum tehlikeye girer. | Open Subtitles | سمعتي على المحك الآن |
| Ajan Jareau, eğer Ajan Hotchner'ın George Foyet soruşturmasında olanlarla ilgili yeterli bir rapor oluşturamazsam bütün ekibiniz tehlikeye girer. | Open Subtitles | أيتها العميلة (جارو) إنّ فريقكم بأكمله على المحك في حالة عجزي عن إيجاد سبب مقبول لقيام (العميل (هوتشنر) بالتحقيق في قضية (جورج فويت |
| Hayır arama hakkımız olmadığı sürece hiç bir şeyi tekmelemeyeceğiz yoksa insanlar tehlikeye girer. | Open Subtitles | لا ، لن يكون هُناك تحطيم لأى شيء إلا إذا كانت لدينا مُذكرة تفتيش من المحكمة أو كون الأشخاص في خطر مُحدق |
| - Hayatınız tehlikeye girer. | Open Subtitles | - سوف توقعين نفسك في خطر مميت. |
| Diğer etkin ajanlar tehlikeye girer. | Open Subtitles | العملاء النشطين الآخرين سيكونون في خطر |