Güzel bir kadının gözlerine bakarken her şeyin yoluna gireceğini söylemesinden daha iyi olan tek şey vardır. | Open Subtitles | هناك شيء واحد فقط أفضل من النظر إلى أعين مرأة جميلة و تجعلها تقول إن كل شيء سيكون بخير |
Onların birbirlerinden başka nefret ettikleri tek şey vardır. Polisler. | Open Subtitles | هناك شيء واحد يكرهونه أكثر مما يكرهون بعضهم البعض ، رجال الشرطة |
Sözcükler araya girdiğinde yapılacak bir tek şey vardır. | Open Subtitles | عندما تقف الكلمات في الطريق هناك شيء واحد يتبقى فعله |
Bir de çorapta delik varsa yapılacak tek şey vardır. | Open Subtitles | إذا توجد فتحة في الجورب هناك شيء واحد فقط لتفعله... |
İçinde ne olursa olsun emin olunacak bir tek şey vardır ki o da, her çantanın sahibi hakkında bir şeyler söylediğidir sahibi bilse de bilmese de. | Open Subtitles | .. أيّاً يكن الذي تجده داخلها .. فهناك شئ واحد عليك التأكد منه كلّ حقيبة تبوح بشئ عن المرأة .. التي تحملها |
Şimdi, hastalandığımda, kendimi iyi hissettiren tek şey vardır. | Open Subtitles | الآن , عندما كنت مريضاً كان هناك شيء واحد جعلني أشعر بتحسّن |
Çünkü Chicago'nun bildiği tek şey vardır geçmişe nasıl yumruk vurulduğu. | Open Subtitles | لأنه إذا كان هناك شيء واحد تعرفه شيكاغو فإنها تعرف كيف ترد الضربة ترجمة: |
Kocanızın dikkatini başka bir kadın çektiyse, yapılacak tek şey vardır. | Open Subtitles | زوجك ينظر الى امرأه اخرى هناك شيء واحد يمكن القيام به .. |
Hafıza kaybı karşısında bir doktorun yapabileceği tek şey vardır, o da incelemektir. | Open Subtitles | عند التعامل مع فقدان الذاكرة، هناك شيء واحد يفعله الطبيب هو التحقق من الأمر. |
İçinde ne olursa olsun emin olunacak bir tek şey vardır ki o da, her çantanın sahibi hakkında bir şeyler söylediğidir sahibi bilse de, bilmese de. | Open Subtitles | .. أيّاً يكن الذي تجده داخلها .. فهناك شئ واحد عليك التأكد منه كلّ حقيبة تبوح بشئ عن المرأة .. التي تحملها |