| Menejerimdi, çok tatlı biridir. Kalan tek arkadaşım. | Open Subtitles | لقد كان وكيلي ، إنه رائع جدا صديقي الوحيد |
| Güzel bovling salonunun balonu tek arkadaşım sensin. | Open Subtitles | بالون صالة البولينغ اللطيف، أنت صديقي الوحيد |
| Kültürel şeylere ilgi duyan tek arkadaşım o benim. | Open Subtitles | إنه صديقي الوحيد المهتم بالأشياء الثقافية |
| Yine de nazik davranın. O benim tek arkadaşım. | Open Subtitles | الأمر سيان، كن طيباً معها، إنها صديقتي الوحيدة |
| Aslında, tek arkadaşım denebilir. | Open Subtitles | فى الحقيقة ، ربما تكون مؤهلة لتكن صديقتي الوحيدة. |
| Bu dönemde yanımda olmasını istediğim tek arkadaşım sensin. | Open Subtitles | أنت الصديق الوحيد هنا الذي أود الاحتفاظ به |
| Hadi ama, bu iğrenç dünyadaki tek arkadaşım o. | Open Subtitles | هيا, هي الصديقة الوحيدة التي .لدي في هذا العالم المقرف |
| Yani... Belki iş dışındaki tek arkadaşım sensin, ama en iyi arkadaşımsın. | Open Subtitles | قد تكون صديقي الوحيد الذي لايعمل لكنك افضل صديق |
| Birimden ayrılalı uzun yıllar oldu. tek arkadaşım sensin.. | Open Subtitles | بعد عدة سنوات قيتها في الوحدة الخاصة للخدمة العسكرية أنت تعتبر صديقي الوحيد |
| Buradaki tek arkadaşım sensin. Diğerleriyle ortak noktam yok. | Open Subtitles | انت صديقي الوحيد هنا ليس لدي اي شئ مترك مع البقية |
| Senin yaşlarında, tek arkadaşım PC idi ve ben onu çok seviyordum. | Open Subtitles | عندما كنت بمثل عمرك صديقي الوحيد كان الكمبيوتر وكنت أحب طريقة حياتي تلك |
| O benim tek arkadaşım ve onunla takılmayı seviyorum. | Open Subtitles | اضافة إلى أنه صديقي الوحيد وأنا حقاً أرغب بمصاحبته |
| Çok üzgünüm. Sakın üzgünüm deme. tek arkadaşım benim yüzümden öldü. | Open Subtitles | لا تقل أنك آسف إن صديقي الوحيد قد مات بسببي |
| Müzik tek arkadaşım olabilir ama ihtiyacım olan tek arkadaş o. | Open Subtitles | الموسيقى قد تكون صديقي الوحيد لكنها الصديق الوحيد الذي أحتاجه |
| Kıçımı birçok kez kurtardı. Aslında benim tek arkadaşım. | Open Subtitles | أنقذني مرات عديدة ، و بصورة أساسية يعدُ صديقي الوحيد. |
| Görünen o ki, beni sıkıcı bulan tek arkadaşım sen değilsin. | Open Subtitles | حسنا، من الواضح انك لستِ صديقتي الوحيدة التي تجدني مضجرة |
| Biliyorsun, neredeyse tek arkadaşım sendin. | Open Subtitles | كما تعلمين ، أنتِ كنتِ صديقتي الوحيدة |
| Lady Godiva, benim tek arkadaşım. | Open Subtitles | شوكولاته جودايفا هي صديقتي الوحيدة |
| Bu dönemde yanımda olmasını istediğim tek arkadaşım sensin. | Open Subtitles | أنت الصديق الوحيد هنا الذي أود الإحتفاظ به |
| O gerçekten ocağa koymayı bilen tek arkadaşım. | Open Subtitles | هو الصديق الوحيد الذي يعرف كيف ادخل الفرن |
| Essex cadıları tarafından kandırıldım bütün çevrem tarafından tek arkadaşım tarafından. | Open Subtitles | تم خداعي من قبل ساحرات ايسيكس ومن جميع من حولى ومن الصديقة الوحيدة لدي |
| Bir tek arkadaşım vardı. | Open Subtitles | تعرفت على صديق واحد فقط .. |