| Kardeşin gibi, dünyadaki tek arkadaşın gibi odaklan sayına. | Open Subtitles | ركزى عليه كما لو كان أخاً كما لو كان صديقك الوحيد على هذه الأرض |
| Kabul et ya da etme, şu an tek arkadaşın benim. | Open Subtitles | حسناً، سواءً أردنا أم لم نريد، أنا صديقك الوحيد الآن. |
| Bu güneş yanığı şehirdeki tek arkadaşın bana ihanet ediyor ...ve hiç fikrin yok mu? | Open Subtitles | صديقك الوحيد في هذه المدينة الحارقة يخونني ولا تملك فكرة؟ كان يمكن أن أموت. |
| Tatlım ihtiyaç duyduğun tek arkadaşın benim. | Open Subtitles | ؟ عزيزتي , أنا صديقتك الوحيدة التي بحاجة لها |
| O senin tek arkadaşın değil. | Open Subtitles | ليست صديقتك الوحيدة |
| Seni terk etmeyeceğim. tek arkadaşın ben kaldım. | Open Subtitles | لن أتركك، فأنا الصديق الوحيد الذي بقي لك. |
| New York'taki tek arkadaşın benim. - Durumu karmaşıklaştırma. - Farkındayım. | Open Subtitles | أقصد أني الصديقة الوحيدة لك في نيويورك وأنت لا تريد أن تجعل الأمور أكثر من ذلك بيننا لا , أنا لا أطلب منك مرافقتي |
| Ve eğer fark edemediysen, senin tek arkadaşın o değil artık. | Open Subtitles | و إذا لم تلاحظ فهو لم يعد صديقك الوحيد |
| Dünyada şu an tek arkadaşın benim. | Open Subtitles | أنا صديقك الوحيد في العالم حالياً |
| Senin tek arkadaşın benim. | Open Subtitles | أنا صديقك الوحيد |
| Bir Georgialı veya bir asi veya geriye kalan tek arkadaşın dışındaki herhangi biri. | Open Subtitles | لقد كان من قوّات (جورجيا) أو متمرّد ما. أو أي أحد عدا صديقك الوحيد المتبقي لك في العالم. |
| - Bana tek arkadaşın olduğu söylendi. | Open Subtitles | لقد أخبروني أنه صديقك الوحيد |
| Senin tek arkadaşın benim! | Open Subtitles | أنا صديقك الوحيد! |
| O yüzden tek arkadaşın Paige çünkü hoşlandığın şeyi başka kimseye anlatamadın. | Open Subtitles | ، لهذا السبب ، كانت (بايج) صديقتك الوحيدة لأنك لم تستطيع أن تدع أي شخص آخر يعرف أنكم تميلون إلى الأطفال |
| Ve Alaric, Dallas'a gittiğinde.. ...tek arkadaşın bile olabilirim. | Open Subtitles | وفي ظلّ رحيل (ألاريك) لـ (دالاس)، فربّما أكون صديقتك الوحيدة. |
| Senin tek arkadaşın benim. | Open Subtitles | أنا صديقتك الوحيدة. |
| Şu dünyadaki tek arkadaşın ben olabilirim! | Open Subtitles | أنا صديقتك الوحيدة! |
| Geride kalan tek arkadaşın benim. | Open Subtitles | أنا الصديق الوحيد الذي تبقى لك، لم يعد هناك أحد. |
| Evet ama kilit altındasın ve buradaki tek arkadaşın benim. | Open Subtitles | نعم فعلا ولكنك كذلك بحبس وأنا الصديق الوحيد هنا |
| Bıçağını düşünüyorsun sana ihanet etmeyen tek arkadaşın. | Open Subtitles | "تفكر في سكينك، "الصديق الوحيد الذي لم يخنك. |
| Bu noktadan sonra sanırım kalan tek arkadaşın benim. | Open Subtitles | في هذه المرحلة، أعتقد أنّني الصديقة الوحيدة التي تبقت لديك. |
| tek arkadaşın ben değilim ki. | Open Subtitles | لست الصديقة الوحيدة التي تمتلكينها، وإلا تفضلين تناول المشروبات |