Adalet yolu belirsizlik sisi arasında gözden kaybolmuşsa tek bir çözüm vardır. | Open Subtitles | وحين يكون درب العدالة مظلماً بسببغيومالشك.. فهناك حل واحد فقط ، حفل منزلي |
İkimizin de sağ çıkacağı tek bir çözüm yolu var. | Open Subtitles | هناك حل واحد فعلاً لا يتطلب التضحية بحياة أحدنا |
Tasarımcılar olarak, tasarımlarımızın çok yönlü problemleri çözmesini hayal ederiz. her şeyi çözen tek bir çözüm, fakat her zaman böyle olmak zorunda değil. | TED | ونحن كمصممين ،نحلم بأن تحل تصميماتنا هذه المشكلة المتعددة الأوجه، حل واحد يحل المشكلة بأكملها، ولكن لا يلزمها دائماً ان تكون كذلك. |
O zamanlar yalnızca tek bir çözüm vardı, reklam modeli. | TED | حسناً، كان في ذلك الوقت حل وحيد والذي كان النموذج الدعائي. |
Uyum sağlıyorlar. Sonuçta tek bir çözüm noktasına geliyor çok daha güçlü düşmanla savaşmak için. | TED | و على ما يبدو هناك حل وحيد لقتال عدو أقوى بكثير |
Görünüşe göre tek bir çözüm var. | Open Subtitles | حسناً، يبدو أنه لايوجد إلا حل واحد فقط |
tek bir çözüm var. | Open Subtitles | لا يوجد سوى حل واحد |
Kanımca tek bir çözüm var: | Open Subtitles | : في رأيي هنالك حل واحد |
tek bir çözüm var. | Open Subtitles | يوجد فقط حل واحد |
Sana gelince Luke Brandon ve düşünceleri Dantay-West'e uymuyorsa tek bir çözüm yolu vardır. | Open Subtitles | بالنسبة لك إذا كان (لوك براندون) و موقفه لا يناسبا (داونتي وست) هناك بالفعل حل واحد |
tek bir çözüm var. | Open Subtitles | هناك حل واحد فقط |
Sadece tek bir çözüm var. | Open Subtitles | هناك حل واحد فقط |
tek bir çözüm var. | Open Subtitles | . يوجد حل واحد فقط |
tek bir çözüm var. | Open Subtitles | ...هنالك حل واحد فحسب |
tek bir çözüm var. | Open Subtitles | هنالك حل واحد وحسب... |
Mantıklı olan tek bir çözüm var. | Open Subtitles | ... هناك حل واحد منطقي |
Tamam... tek bir çözüm kalıyor. | Open Subtitles | بقى حل واحد |
Görünen o ki, bunun tek bir çözüm yolu var. | Open Subtitles | يبدو أنه لايوجد إلا حل وحيد عادل |
Bu yüzden bana göre tek bir çözüm var sadece. | Open Subtitles | لذا من وجهة نظري، فهنالك حل وحيد لهذا |