Sürekli ilerleyen bir hastalık neticesinde 16 yıl önce tekerlekli sandalye kullanmaya başladım. Bu durum benim dünyaya olan erişimimi tamamen değiştirdi. | TED | لقد بدأت باستخدام الكرسي المتحرك منذ 16 عاماً عندما أصبت بمرض غيّر طريقة وصولي الى العالم |
Başkalarının vermiş olduğu benim de içselleştirdiğim cevapları dönüştürmeye çalışıyordum. tekerlekli sandalye kullanmaya başladığımdan beri kimliğimi şekillendiren kalıpları umulmayan görüntüler yaratarak dönüştürmeye çalışıyordum. | TED | كنت أعمل على تحويل تلك الانطباعات الداخلية، أحول الأفكار المسبقة التي شكلت هويتي عندما بدأت باستخدام الكرسي المتحرك عن طريق خلق صور غير متوقعة. |
Bir tekerlekli sandalye bulup eve onunla dönsün artık. | Open Subtitles | يمكنه الحصول على كرسي متحرك و يدحرج نفسه للمنزل. |
Çocuk hastanelerinden tekerlekli sandalye çalan küçük çaplı bir soyguncu olarak bilinirdi. | Open Subtitles | وايضاً للملابس كان لصاً صغيراً عٌرِف في الغالب بسرقة الكراسي المتحركة للمستشفيات |
tekerlekli sandalye kullandığından işleri çok daha kolay halletmesini sağlıyor. | Open Subtitles | يكون هذا أسهل كثيراً لأنه على كرسى متحرك |
Ön kapıya daha yakın bir park yeri almak uğruna bir hafta boyunca tekerlekli sandalye mi kullanacaksın? | Open Subtitles | هل ستقضي أسبوعاً في كرسي مدولب لتحصل على موقف قريب من المدخل؟ |
Benim için tekerlekli sandalye dönüşümün bir aracı. | TED | بالنسبة لي، أصبح الكرسي المتحرك مركبة للتحول |
Bir tekerlekli sandalye için minimal eğim ve azaltılmış dikey sirkülasyon gerek. | TED | يتطلب الكرسي المتحرك وجود منحدرات صغيرة وفائض من أجل الدوران العمودي |
Kendisine kullanılmış tekerlekli sandalye satıldığını söyleyen kadın.., ...sınırdışı edilen Pakistan'lı restorant işletmecisi... | Open Subtitles | وهناك تلك المرأة التي أعطوها الكرسي المتحرك المعطوب. وصاحب المطعم الباكستاني المرحل. |
Ondan uzak dur, yoksa sürebileceğin tek şey tekerlekli sandalye olur. | Open Subtitles | ابقى بعيدا عنها. او الشيء الوحيد الذي ستتحرك عليه هو الكرسي المتحرك |
Ondan uzak dur, yoksa sürebileceğin tek şey tekerlekli sandalye olur. | Open Subtitles | ابقى بعيدا عنها. او الشيء الوحيد الذي ستتحرك عليه هو الكرسي المتحرك |
Ne zaman bir hasta doğru bir tekerlekli sandalye alsa, büyük bir fark yaratıyor. | Open Subtitles | عندما ينال المريض الكرسي المتحرك الصحيح يصنع فارق كبير جدا |
Bu eğlence olsun diye tekerlekli sandalye kullanmaya benziyor. | Open Subtitles | ذلك أشبه باستعمال كرسي متحرك بغرض الاستمتاع. |
Sana tekerlekli sandalye alırsam belki... | Open Subtitles | كنت أفكر بأحضار كرسي متحرك من النوع اللذي يتحرك بل مؤشر |
Gitmememin tek sebebi Güney Amerika... toprakları tekerlekli sandalye için uygun değil. | Open Subtitles | السبب الوحيد لعدم ذهابي هو أن أمريكا الجنوبية لا يمكن الوصول إليها بـ كرسي متحرك |
Bazı hocaların ağızla kontrol edilen tekerlekli sandalye kullandığını fark ettim. | Open Subtitles | لاحظت أن بعض معلميك على تلك الكراسي المتحركة ذات التحكم الفموي. |
Tek fark bu adam tekerlekli sandalye yerine tuvalette oturuyor. | Open Subtitles | فقط يختلف هذا الشخص يجلس على مرحاض بدلاً من كرسى متحرك |
tekerlekli sandalye kullanmanın iyi taraflarından biri işte. | Open Subtitles | انه احد الامور الجيدة بشأن البقاء في كرسي مدولب |
Şu tuhaf tipi de şuraya tekerlekli sandalye görevine verdim. | Open Subtitles | أيضا وضعت الغريبة هناك في مهمة مع الكرسي المدولب. |
İki aylık bir dönem için tekerlekli sandalye kullanımı gerekecek. | Open Subtitles | استعمال كرسي المعوقين سيكون مطلوبا لمدة شهرين |
Elimde sana satabileceğim bir tekerlekli sandalye var. | Open Subtitles | لدي كرسي متحرّك أستطيع بيعه لك |
ve bir de tekerlekli sandalye almak zorunda kalacaktık. | Open Subtitles | و نحن عانينا لشراء كرسي معوقين. |
Sana bir tekerlekli sandalye alabileceğimi düşündüm kullanımı kolay bir tane olabilir. | Open Subtitles | ..أفكر فى أن أحضر لكِ كرسياً متحركاً من النوع الذى يتحرك آلياً |
Başkan'ın tekerlekli sandalye kullandığı herkesin bildiği bir sırdı. | Open Subtitles | وكان سراً مكشوفاً أن الرئيس استعمل كرسياً مدولباً معظم الوقت |
tekerlekli sandalye izleri ve bot parçaları buldum. | Open Subtitles | لقد وجدت علامات على الكرسى المتحرك . و أثار أقدام الحذاء أيضاً |
Belki de tekerlekli sandalye esprisi yapmalıyım. | Open Subtitles | ربما يجب عليّ الإعتذار ربما عليّ أن ألقي طرفاً على الكرسي المتحرّك |
Yani şu haline bir baksana. Sen tekerlekli sandalye bile kullanamazsın. | Open Subtitles | أعني، أنظر إلى نفسك أنت لا تستطيع أن تقود كرسي معوّقين حتى |
Bana yeni bir tekerlekli sandalye borçlusun. Hani şu jet iticileri olanlardan. | Open Subtitles | أطلب لنفسي كرسي مقعدين جديد أبحث عن واحد بدفاعات |