"temsil ediyordu" - Translation from Turkish to Arabic

    • ترمز
        
    • تمثله
        
    • تمثل
        
    • يمثل
        
    • كان يمثّل
        
    Sayılar,zamanı temsil ediyordu ki hiçbir zaman onların yeteri kadar vakti yok gibiydi. Open Subtitles الأرقام كانت ترمز للوقت الذي لا يبدو أن لديهم قدر كافٍ منه
    Şiirin kendisinden çok daha fazlasını temsil ediyordu. Open Subtitles فهي ترمز إلى شيء أكثر من القصيدة نفسها.
    Lucilla da aslen geleneksel aristokrasinin düşüncesi ve tahttaki imparatora karşı harekete geçme isteğini temsil ediyordu. Open Subtitles لذا ما كانت لوسيلا تمثله لهم في الواقع هو مشاعر الارستقراطية التقليدية و استعدادهم لمعاداة امبراطور حاكم
    İşte Aurora bunu temsil ediyordu. Open Subtitles هذا ما كانت تمثله (أورورا).
    Yani bir kuş resmi gerçekten o hayvanı temsil ediyordu. TED لذلك صورة لطائر من شأنها حقا أن تمثل هذا الحيوان.
    Ama yine de bizim için, Foreman, Amerika'yı temsil ediyordu. Open Subtitles 'ولكن لا يزال ، بالنسبة لنا ، تمثل فورمان الأمريكية.
    Herbiri ilişkimizin bir yılını temsil ediyordu ve tramvay duraklarında bekleyeceklerdi. Open Subtitles كل واحد يمثل سنة واحدة من تاريخنا . 710 00: 32:
    Bu tam bir uzmanlığı temsil ediyordu ama farklı hissetmeye ihtiyacım vardı. TED كان يمثل البراعة الحقيقية، لكنني احتجت للإحساس بشعور مختلف،
    Başkasını temsil ediyordu, lakin isim kapatılmıştı. Open Subtitles كان يمثّل شخصاً آخر لكنّ الاسم كان مخفيّاً
    - Lisa neyi temsil ediyordu biliyor musun? Open Subtitles -أوتعلمين ما الذي ترمز إليه "ليزا"؟
    - Lisa neyi temsil ediyordu biliyor musun? Open Subtitles -أوتعلمين ما الذي ترمز إليه "ليزا"؟
    2015'te enerjideki sıçrama, yeni parçacıklar keşfetmek ve bu sorulara yeni cevaplar bulmak için insanoğlunun eline geçen en iyi şansı temsil ediyordu. Çünkü Higgs bozonunu keşfettiğimizde kullandığımız enerjinin neredeyse iki katını kullanmıştık. TED زيادة الطاقة هذه في 2015 تمثل أفضل فرصة أننا كنوع قمنا باكتشاف جسيمة جديدة تجاوب عن تلك الأسئلة طويلة الأمد ، لأنها تحتوي على طاقة مضاعفة عن ما اعتدنا عليه عندما اكتشفنا هيغز بوزون
    Birincisi, onun kimliğini temsil ediyordu. O bir çobandı. TED أولاً، إنها تمثل هويته. لقد كان راعياً.
    Bir sigorta uzmanı olarak, motosiklet kullanmak aptallığın son noktasını temsil ediyordu. Open Subtitles كفعل هي تحذر أن قيادة الدراجة النارية يمثل ذروة الغباء
    Yön ve hedef birliğini temsil ediyordu. Akıl kişileştirmektir. Open Subtitles إنه يمثل إتحاد الصراط والهدف . على ما أذكر
    Reed, Amerikan hükûmetini temsil ediyordu. Open Subtitles ريد كان يمثّل الحكومة الأمريكية هناك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more