"tepelerinde" - Translation from Turkish to Arabic

    • أعالي
        
    • في التلال
        
    • على تلال
        
    • قمم
        
    • تلالِ
        
    - Hayır. Bir zamanlar nehrin tepelerinde... insanları kurban etmişler. Open Subtitles لأن القرابين البشريه كانت تقام علي التلال في أعالي النهر
    Bir zamanlar nehrin tepelerinde insanları kurban etmişler. Vücutlar yanmış. Open Subtitles لأن القرابين البشريه كانت تقام علي التلال في أعالي النهر
    Eğer ağaç tepelerinde hayatta kalmak istiyorsa, ...öğrenmesi gereken bazı kritik beceriler var. Open Subtitles هنالك مهارات هاّمة أخرى عليها تعلمها إن أرادت البقاء حيّةً في أعالي الشجر.
    Mükemmel ve kompleks olması için Provence'in yemyeşil tepelerinde yetişmiş bin yıllık topraklarda demlenmiş. Open Subtitles زرعت في التلال الخصبة لـ بروفانس ألف سنة من الدماء التي تشبعت بها التربة جعلتها معقدة و رائعة
    İster Afrika'nın tepelerinde yürümek için donanımlı olalım, isterse deniz altına dalmak için donanımlı olalım, esasen aynıyız. TED سواء كنا جاهزين للمشي على تلال أفريقيا أم جاهزين للغوص تحت الماء، نحن نعتمد نفس الأساس.
    Tek başına ve sessizce, vaktinin çoğunu ağaç tepelerinde geçirir. Open Subtitles انفراديه وهادئه , تنفق الكثير من وقتها في قمم الاشجار.
    İşte bu, Kolombiya'nın tepelerinde yetişen taze kahve. Open Subtitles الآن تلك القهوة نمت مِنْ تلالِ كولومبيا.
    Buradan düşmek kesin ölüm demek ama ağaç tepelerinde sallanmak Korowailer için normal bir durum. Open Subtitles السقوط يعني الموت المُحتَّم ولكنَّ التأرجح عند أعالي الاشجار هيالطبيعةالثانيةللكورواي.
    Ağaç tepelerinde güven içindeler. Open Subtitles هم بأمان على أعالي الأشجار
    Tüylerin bu ormanla uyumlu olması sebebiyle Sinornithosaurus ağaç tepelerinde görünmeden ilerleyebilir. Open Subtitles بريشاتٍ تسمح له بالإنسجام مع الغابة،يمكن للـ(ساينورنيثوصوراس) أن يتحرك دون أن يراه أحد عبر أعالي الأشجار
    Bu kayaların rengi, burası volkanik. Bu demek oluyor ki kuzey tepelerinde olmalı. Open Subtitles هذه الصخور ذات لونٍ بركانيّ، وذلك يفيد أنّ موقعها في مكانٍ ما في التلال الشمالة.
    Buna kuşkuyla yaklaştım. Öyle şeylerin sadece Sicilya tepelerinde olduğunu düşünüyordum. Open Subtitles كنت مرتابة، ظننت أن هذه الأمور تحدث في التلال الصقلية
    Kaliforniya tepelerinde birbirlerine yakın yuvalarda yaşarlar ve bu sayede olası tehlikeleri fark edecek çok sayıda göz bulunur. Open Subtitles فهم يعيشون على تلال ولاية كاليفـورنيا وهى تبنى ملاجئها قريبة من بعضها البعض حتى تكون دائماً هناك الكثير من المراقبين لإعطاء التحذير من أى خطر مفاجئ
    Haiti'nin tepelerinde, ormanların sadece %2'si kaldı. Open Subtitles على تلال "هاييتي" لم يتبقى سوى أثنان بالمئة من الغابات
    Kimileri mağarada bırakılırdı, diğerleri ağaçlarda veya dağ tepelerinde. TED منها تركهم في الكهوف، أو في الأشجار، أو على قمم الجبال.
    Ama burada, ağaç tepelerinde yalnızca maymunlar yaşamıyor. Open Subtitles ولكنها ليست فقط القرود التى تعيش هنا بأعلى قمم الاشجار
    İşte bu, Kolombiya'nın tepelerinde yetişen taze kahve. Open Subtitles الآن تلك القهوة نمت مِنْ تلالِ كولومبيا.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more