| Almanlar şaşırmıştı, birlik tepeyi ele geçirdi ve Gothic Line savunmasını kırdı. | TED | تفاجأ الألمان، وسيطروا علي التل و كسروا الخط القوطي. |
| O tepeye yürüdü, ben de gitmek zorundaydım, tepeyi aştı, ve kesicilere iş üstündeyken müdahale etti. | TED | ولكنه ذهب، فاضطررت للصعود، ونجح هو في الوصول الى التل وقاطع عمل قاطعي الأشجار. |
| Kalanlar o tepeyi bırak ele geçirmeyi korumaya bile yetmez. | Open Subtitles | و ما تبقى منها لا يستطيع الإستيلاء على التل ناهيك عن الإحتفاظ به |
| En son da hayvanı şu tepeyi rüzgar gibi aşarken görmüşler. | Open Subtitles | وآخر مرة شاهدوها كانت تركض مثل عاصفة كنساس فوق التلال |
| Tüm tepeyi boyamak nasıl olurdu? | TED | ماذا عن القيام بطلاء هذه التلة بأكملها الآن؟ |
| Bu tepeyi çabucak geçsek yeter. | Open Subtitles | كل ما علينا القيام به هو التحرك بسرعة على هذه الحافة |
| Tek yapmamız gereken ilerlemek ve bu tepeyi alacağız. Gün batımına kadar alacağız. | Open Subtitles | نحن جميعا يجب أن نستمرّ ونحن سنستمر سيكون لدينا هذا التلّ عند المغيب |
| Şu tepeyi tırmanıp onlarla pazarlık etmeye gideceğim. | Open Subtitles | أعتقد أنني سأقوم بنزهة إلى أعلى ذلك التل و أتفاوض |
| 424 nolu otoyolundan halk havuzuna oradan tepeyi tırmanıp nihayet eve varırım. | Open Subtitles | عبر الطريق 424 إلى مركز الترفيه ثم إلى أعلى التل وأكون في المنزل |
| Şu tepeyi aştığınızda petrol tankları, bir petrol rafinerisi... ..güneybatı tarafında bir liman göreceksiniz. | Open Subtitles | هناك على التل آبار نفط كثيرة وهنالك مصفارة مهجورة والمرفأ وصولاً إلى جنوب شرق البلاد |
| Aniden, düşman askerleri, şuradaki tepeyi aştılar. | Open Subtitles | كانوا يتشمسون ويمشطون لحاهم تحت الشمس وفجأة ، قوات العدو اقتحمت من ذلك التل هناك |
| Tavşan. 7'den doğuya gidiyorsanız... birkaç dakika sonra şu tepeyi aşacak demektir. | Open Subtitles | ان كنتما متجهين شرقا على الطريق 7 فانه سوف يأتى من فوق التل خلال بضعة دقائق |
| Diğeri tepeyi tırmanırken o hala aynı şeyi yapıyor. | Open Subtitles | رجل آخر يصل الى أعلى التل ويحصل على استمراره فى عمل ذلك |
| "tepeyi inşa edenler kaplumbağalara, bunun yanında porsuklara yılanlara ve diğer hayvanlara da taparlardı." | Open Subtitles | بناة التلال وكذلك السلاحف المعبودة , والسناجب والأفاعي وحيوانات أخرى |
| Irmağı geçti, tepeyi tırmandı ve çok geç olmadan evini görebildi." | Open Subtitles | لقد عبر النهر وتسلق التلال إلى أصبح يرى منزله. |
| Burda eskiden orman vardı ve tepeyi kaplardı. | Open Subtitles | الغابة التي كانت هنا بالسابق والاشجار التي غطت التلال |
| Bir köprü geçiyorsunuz, bu 18 metre yüksekliğindeki tepeyi tam ortadan kesen ve kuzeye gittikçe sağa doğru genişleyen odaya giriyorsunuz. | TED | تعبر الجسر ، وتدخل هذه الغرفة الثلاثية ، بارتفاع 60 قدما، الذي يقطع التلة تماما ويمتد الطريق تماما نحو الشمال. |
| Ben de Greenwich köyüne gidip resimdeki tepeyi aradım. Fakat tepeyi bulamadım. Palmiye ağacını da bulamadım. | TED | و أذهب إلى قرنيش فيلج لأبحث عن هذه التلة. و لا أجدها. ولم أجد حتى هذه النخلة. |
| -Şu tepeyi. - Ama harita odası şurada. | Open Subtitles | على تلك الحافة لكن غرفة الخريطة هناك |
| Bu tepeyi aşmak çok zordu. Orada bir an başaramayacağımızı düşündüm. | Open Subtitles | صعود ذلك التلّ شاقّ ظننتُ للحظة أنّنا لن نتمكّن من ذلك |
| Şuradaki tepeyi görüyor musun? | Open Subtitles | أترون تلكَ القمّة هناك ؟ |
| Şu iki tepeyi referans alırsak haritaya göre yaklaşık 10-12 mil var. | Open Subtitles | بأستخدام هاتين القمتين كمثال أعتقد 10 أو 12 مايل طبقاً للخريطة |
| tepeyi aştık. | Open Subtitles | لقد اجتزنا المرحلة الحرجة |
| Bu tepeyi geçer geçmez ölüler ormanının yakınına varmış olacağız. | Open Subtitles | عندما نصل لقمّة التلّة سنكون قد اقتربنا مِنْ غابة الموتى |
| tepeyi keşfe çıkın. F Birliği gelmeden saldırıya geçmeyin. | Open Subtitles | جانى , استطلع هذه التله , لكن انتظر وصول سريه فوكستروت قبل ان تشن اى هجوم |