"tesadüfi" - Translation from Turkish to Arabic

    • مصادفة
        
    • عشوائية
        
    • عشوائي
        
    • بالصدفة
        
    • صدفة
        
    • الصدفة
        
    • بالمصادفة
        
    • المصادفة
        
    • ظرفية
        
    • عشوائياً
        
    • عرضية
        
    • الغير مقصودة
        
    • مصادف
        
    • بمحض الصدفه
        
    Bilimde tesadüfi keşif alışılmış bir şeydir, fakat bunun için sevindirici bir tesadüften fazlası gerekir. TED فالاكتشاف عن طريق المصادفة ليس غريباً في المجال العلمي، ولكنّه يتطلب أكثر من مصادفة سعيدة.
    çünkü şu anda bir bulmacanın hiç anlayamadığım, tesadüfi bir parçası gibiyim. Open Subtitles إذاً حالياً أشعر بأنها قطع أحجية عشوائية لن أفهمها أبداً
    Araştırmamızın görünmezlikle bir ilgisi yoktu. Bu tesadüfi bir reaksiyondu. Open Subtitles بحثنا ليس له علاقة بالخفاء هذا كان ردّ فعل عشوائي.
    İki arkadaş arasında tesadüfi bir buluşmadan bahsetmemek iyi olur. Open Subtitles سيكون ذلك لمصلحتك ناهيك عن ذكر لقاء بالصدفة بين صديقين
    Hepsinin zamanlamasının ne kadar tesadüfî olduğunu söylememe gerek yok. Open Subtitles لا أستطيع أن أخبرك كم كان توقيت كل هذا صدفة.
    Şanslı biriyim. Çünkü tamamen tesadüfi olarak yeniden oluşum devremin hala ilk 15 saati içindeyim. Open Subtitles أنا رجل محظوظ، لأنني وبمحض الصدفة لا زلت في أول 15 ساعة من إعادة تجددي
    Bizim bu olayla bağlantımız tamamen tesadüfi demek. Open Subtitles إذًا اتصالنا بهذه سوف يكون بالمصادفة
    Pek tesadüfi değil, yolun aşağısında yepyeni bir okul inşa edildi. Open Subtitles و ليس مصادفة بناء مَدرسة جديدة ناحية الطريق
    Bir sonraki bağlantı denemesinin de "tesadüfi" veya "işe gelen", veya "şaşırtıcı" bir durumla sonlanmayacağından emin olduğumda Dünya ile olan iletişime devam edilecek. Open Subtitles الاتصال بالآرض سوف يستكمل فى أقرب وقت عندما أكون راضى تماماً أن المحاولة القادمة لن ينتج عنها أى مصادفة أخرى
    Şifreyi sadece sizin biliyor olmanız konusunda şüphelerim var. Fazla tesadüfi. Open Subtitles أنا غير مقتنع بخصوص موضوع أنك أنت وحدك تعرف كود الخروج، هذا مصادفة
    Hayatlarımızın sandığımızdan daha az tesadüfi olduğunu hissediyorum. Open Subtitles أشعر بأن حياتنا ليست عشوائية بقدر ما نعتقد
    En gizemli, en tesadüfi ve en acımasızıdır. Open Subtitles الأكثر غموضاً، الأكثر عشوائية والأكثر قسوة أيضاً
    Her hareketim tesadüfi ve Sherlock Holmez bile bir zarın kaç geldiğini tahmin edemez. Open Subtitles كل شيء عشوائي ولا حتى شارلوك هولمز يستطيع المشاركة في دوران النرد
    Şahsen tesadüfi olarak oluşturulmuş olasılıklardan oluşan görünüşte sonsuz bir yelpazeyi, en az sayıda makul değişkene indirgemeye dair 58 teknik biliyorum. Open Subtitles يمكن أن تقلل عدد الاحتمالات أنا بنفسي أعرف على الأقل 58 تقنية لصقل مجموعة متناهية من الاحتمالات بشكل عشوائي
    Evet, kaçırılmasının arkasında babası var mı yoksa tesadüfi bir eylem mi, bulmaya çalışıyoruz. Open Subtitles نحاول تحديد إذا كان أختطافها كان بالصدفة أو متعلقاً بوالدها
    1) Ağırlıklı olarak heteroseksüel, tesadüfi homoseksüel. Open Subtitles الواحد.. غيرّي في الغالب ممكن أن يمارس المثلية بالصدفة,
    Ama tesadüfî olamayacak kadar sistemli ve doğal olmayacak kadar da kusursuz. Open Subtitles لكنه ظهوره أكثر تنظيماً ليكون صدفة. كما أنه أكمل من أن يكون طبيعياً.
    Sanırım o kadar da tesadüfi değilmiş. Open Subtitles أفترض أنه ليس كثيراً من قبيل الصدفة على كل حال
    Bu yüzden cezaevlerindeki demir parmaklıklar seçilmesi tesadüfi değildir kötülük pusuya yatar fakat bedeni ele geçiremez. Open Subtitles -لذا هي ليست بالمصادفة أن للسجن قضبان من الحديد -حتى لا تحتوي الأجساد فقط -ولكن الشر الذي يندس فيها أيضاً
    Kusura bakmayın ama bu vakada deliller tesadüfi. Open Subtitles مع فائق أحترامي الأدلة في هذه القضية هي ظرفية
    Faka bu yağ damlacıkları bugünkü anlamıyla gerçek anlamda canlı değillerdi. Çünkü her biri tesadüfi birer kimyasal formüldü. TED ولكن تلك القطرات من النفط لم تكن حيةً، كما نقول الآن، لأن كل قطرةٍ منها كانت خليطاً عشوائياً من المواد الكيميائية.
    Ama sözde kanıtlarınızın hepsi oldukça tesadüfi görünüyor. Open Subtitles ولكن كل ما تدعونه دليل ليس سوى أمورًا عرضية بحتة
    tesadüfi sonuçları her zaman sevmedim ama sahip oldukları değeri anlamayı öğrendim. TED انا لا أحب دائما العواقب الغير مقصودة ولكني تعلمت حقاً ان اقدرها
    Thomas Watson kendisinin tesadüfi anteninin keşfettiği bu tuhaf çıtırtı,tıslama cıvıltı ve ıslıkları dinlemeye saatlerini verdi. TED تومس واتسون قضا ساعات في الإستماع لفحيح وقرقعة غريبة وتغريد وصفير إلتقطها بشكل مصادف الهوائي.
    - tesadüfi bir hedeftim. Open Subtitles لقد كنت هدفا بمحض الصدفه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more