| Buna inanamıyorum ibne... ya da ibneler gizli teslimatı biliyorlardı. | Open Subtitles | أنا لا أصدق ذلك لقد عرف موعد التسليم السرى |
| evlere reçeteli ilaç teslimatı işi, onunla birlikte daha iyi yürür. | Open Subtitles | لـ توصيل الوصفات الطبية إلى المنازل وهذا يبدو أنه مجال تسويقها |
| Jack Hammond'ın son pizza teslimatı kaçtaymış? | Open Subtitles | الذي الوقت كان جاك هاموند تسليم البيتزا الأخير؟ |
| Ben de geçen hafta mikser motoru teslimatı almıştım. | Open Subtitles | استلمت شحنة كاملة من مواتير الخلاطات في الأسبوع الماضي |
| Bana yardım et, yoksa teslimatı sana gelmeden yok ederim. | Open Subtitles | تساعدني، أو سأنسف تلك الشحنة قبل أن تصل إليك حتى |
| teslimatı yapan adam paleti yüklerken, dondurmalar 10-15 dakika bekliyordur. | Open Subtitles | فتى التوصيل يبقي المثلجات تبقى هناك من عشرة إلى خمسة عشر دقيقة فيما يشحن الصناديق |
| Bayan, güvenlik şirketi bu zırhlı aracın elmas dağıtıcısına elmas teslimatı yaptığını doğruladı. | Open Subtitles | سيدتي أجابت شركة الآمن سياراتهم المدرعة تقوم بتوصيل ألماس خام الى تاجر الماس |
| Efendine söyle, teslimatı planlandığı gibi gerçekleştireceğiz. | Open Subtitles | أخبر سيدك التسليم سيكون في الموعد المحدد. |
| -İlk teslimatı yapmaya hazırız. -Çok güzel. | Open Subtitles | نحن جاهزون لعملية التسليم الأولى جيد جدا |
| Bak, teslimatı bu akşam yapacağım. Tamam mı? | Open Subtitles | انظرى, سأقوم بهذا التسليم الليلة, حسناً؟ |
| Sana istediğin gün ve saatte teslimatı bedava yapmayı öneriyoruz. | Open Subtitles | يمكنني أن أعرض عليك توصيل مجاني لأي طلب تقدمه اليوم. |
| Federallere gittim fakat onlar birkaç uyuşturucu teslimatı için harekete geçmeyeceklerini söylediler. | Open Subtitles | ذهبت للفدرالين لكنهم قالوا بأنهم لايمكنهم التحرك للقليل من توصيل مخدرات |
| Bakın gençler, şu Scona teslimatı için yardıma ihtiyacım var Şu topitoşla gelen herif vardı ya | Open Subtitles | أصغ إلى , أحتاج من يعينني في توصيل ذاك الفراش الذي اشتراه ذاك الضخم الذي كان برفقة ذاك اللواط |
| '97 teslimatı ile ilgilenmeliyiz, siz çocuklar işi biraz daha ciddiye alamaz mısınız? | Open Subtitles | نحن على وشك بدء تسليم الـ 97، هل يمكن أن تكونوا أكثر جديّه ؟ |
| Peki bir cinayet sorgulaması yapmıyorsan niye komşularla derin dondurucu teslimatı hakkında konuşursun? | Open Subtitles | لذا لو لم تكوني تُحققين بجريمة قتل، فلمَ تتحدّثين إلى الجارة حول تسليم الثلاجة؟ |
| Daha bu sabah radyo motoru teslimatı almıştım. | Open Subtitles | استلمت شحنة كاملة من أنابيب الراديو في الصباح |
| Bu haftaki dördüncü propan teslimatı oldu. | Open Subtitles | هذه رابع شحنة من غاز البروبان تصل إلى هنا هذا الإسبوع |
| Sonraki teslimatı bekleseydin, rafineriyi asla yetiştiremeyecektin. | Open Subtitles | إذا كنت تنتظر الشحنة القادمة فلن تلتزم بالموعد النهائي |
| teslimatı yapan onu hatırlıyor. Fişin üzerindeki saat de doğruluyor. | Open Subtitles | فتى التوصيل يتذكره، و إيصال الإستلام عليه ختم التوقيت لإثبات ذلك. |
| Buz teslimatı yapmanız için siz hıyarları tutuyorum. Acele edin. | Open Subtitles | أنا استأجركم ايها الخاسرون للقيام بتوصيل الثلج, و اسرعوا |
| Geçinmek için tekne teslimatı yapıp bir de bedavadan dünyayı gezmen inanılmaz. | Open Subtitles | العالم حول الابحار من يمكنك عمل هناك ان أصدق لا القوارب لتوصيل |
| Purocumla da çalışmıyorsundur çünkü o hep kapı teslimatı yapar. | Open Subtitles | ولا أظن أنك تعملين لبائع السيجار لأنه يقوم بالتوصيل مباشرة الى منزلي لذا لما لا تقولي لمهمن يكن |
| teslimatı onların istediği şekilde yapmamızı. Gözleri üzerimizde. First Avenue Köprüsü'nde tekrar arayacaklar. | Open Subtitles | يريدون منا أن نفرغ الحمولة في مكان آخر إنهم يراقبوننا الوقت قصير عليكم أن تصلوا إلى الجسر قبلنا |
| Kocamla, bu haftaki teslimatı ertelememiz gerekecek. | Open Subtitles | انا وزوجي نريد ان نرتب التوصيلات لنهاية هذا الاسبوع |
| Şimdi bana çantanı ver, teslimatı ben tamamlarım. | Open Subtitles | الآن إذا أعطيتني حقيبتك ، سأكمل التوصيلة |
| Kadours teslimatı Edinboro otel'de yapacak. | Open Subtitles | كادور سيقوم بالتسليم في فندق ايدينبورو |
| Aradı, bir gün sonra gelecek. Aberlen'e bir teslimatı varmış. | Open Subtitles | نعم، قال أنه سيعود بعد الغد انه يقوم بتوصيلة إلى (أبيلين) |
| Sonraki teslimatı beklememiz lazımmış. | Open Subtitles | الرجل قال لنا بأننا سنضطر لإنتظار طلبية الطعام التالية |