| Belki... Tezgahtar... kayıt cihazına cd koymayı unutmuştur. | Open Subtitles | ربما الموظف بالمحل نسي أن يضع دسك التسجيل فى الفيديو اليوم |
| İkinci Tezgahtar 06:30 - 06:45 arası geliyor. | Open Subtitles | الموظف الثالث سيأتي بين الساعة السادسة والنصف والسابعة إلا ربع |
| 200 Tezgahtar için şükran duası okuyacaksın. | Open Subtitles | حيث تتلين صلاة المائدة الى 200 بائع غسالة |
| -Gidip dükkanını açar mısın lütfen? -Evet, seni çük emici Tezgahtar. | Open Subtitles | اذهب وافتح متجر الفديو نعم, يا بائع الديك الرومي المدخن |
| ...ona Bed, Bath and Beyond'da bu işi öğreten Hintli tezgâhtar... | Open Subtitles | " بدون مساعدة "براديب البائع الهندي المساعد |
| Güle güle hanımefendi. tezgâhtar kızın oyunumu fark edip benimle birlikte oynamasından mutluydum. | Open Subtitles | سرّني أنّ البائعة خمّنت لعبتي وتجاوبت معها. |
| Dik kafalı tezgâhtar sadakat kartıma iki delik açmayı reddettiğinde sabırsızlıkla Cello Shell-o'mu bekliyordum kuruyunca nefis bir kabuğa dönüşen sıvı çikolatalı sos. | Open Subtitles | كنتُ أتطلّع حقاً لتناول "إتشالو شيلو"، زينة شوكولاته سائلة يتمّ تجفيفها على غلاف قطعة حلوى صلبة لذيذة، عندما قام المُوظف العنيد برفض إعطائي طلبيّتين على بطاقة الزبون الدائم خاصّتي. |
| Mağazadaki Tezgahtar suyuna bir kaç damla klor düzenleyici koymuştu. | Open Subtitles | الموظف في المتجر وضع بعض النقط من المادة التي تزيل الكلور من المياه |
| Tezgahtar hiç karşı koymadan bütün parayı veriyor. | Open Subtitles | الموظف سلّم المال بدون جدال أو مقاومة. |
| Tezgahtar sabah gelmiş ve bunu görmüş. | Open Subtitles | ... المحلات تكون مغلقة أيام الأحد والإثنينِ ... الموظف جاء هذا الصباح ليكتشف وجود هذا |
| Değişik bir mağazaydı. Tezgahtar bunların çok satıldığını söyledi... | Open Subtitles | كان متجر بدع قال الموظف |
| Annem, çocuklarım, iştekiler hatta 99-cent mağazasında çalışan salak bir Tezgahtar. | Open Subtitles | أمي 'اولادي' الناس في العمل، حتى بائع احمق في متجر 99 سنت. |
| Veya onu Tezgahtar gibi bir şeye dönüştürecek. | Open Subtitles | أو ستحوله إلى بائع متجول |
| Sana söyledim, bu Tezgahtar ağızları işe yaramaz diye | Open Subtitles | -لقد أخبرتك بائع مخادع أمر لن ينفع |
| İçeride yalnızca tezgâhtar kaldı. | Open Subtitles | لم يبق أحد في الداخل سوى البائع. |
| İyi ki tezgâhtar bir salaklık yapmadı. | Open Subtitles | أنا مسرور أن البائع لم يرتكب أي حماقة. |
| tezgâhtar dışarıya hiç bir şey çıkarmadı. | Open Subtitles | لاشيء لايمكن أن تكون البائعة تسرق |
| tezgâhtar hanım da böyle olacağını söylemişti. | Open Subtitles | البائعة قالت أنه قد يحدث. |
| - Sonsuza dek Tezgahtar kalamazsın! | Open Subtitles | - لا يمكنك أن تكون موظفاً في متجر لأبد ! |
| Bunu sana satan Tezgahtar kız söyledi. | Open Subtitles | قلت سكوت الفتاة التى باعته لك اتصلت بى و قالت لى عنه |