| O kimsenin önünde duracak tipte bir adam değil. | Open Subtitles | وقال إنه ليس رجلاً من النوع الذي يمكنه أن يواجه أمام أي أحد |
| - İki kadınla olacak tipte bir adam değil. | Open Subtitles | ليس من النوع الذي يكون مع امرأتين |
| - Ne öneriyorsun yani? Elini kirletecek tipte bir adam değil. | Open Subtitles | أنّه ليس من النوع الذي يوسّخ يديه |
| Tüm yumurtalarını aynı sepete koyan tipte bir adam değilim. | Open Subtitles | لكنني لست نوع الرجال الذي يضع كل بيضه في سلة واحدة |
| Sen hızlıca gelen topun önünde duracak tipte bir adam değilsin. | Open Subtitles | حسناَ لا ييبدو أنك نوع الرجال الذي يضع نفسه مواجهاَ لكره سريعة |
| Bak, biliyorsun ben riski sevmeyen biri değilim ama Serrano takip edilebilecek tipte bir adam değil. | Open Subtitles | انظري .. تعرفين بأني لست ممن يكره المجازفه ولكن (سورانو) ليس من النوع الذي توقعين به بسهوله |
| Nigel füze kaçırıp veya cinayet işleyip elini kirletecek tipte bir adam değil. | Open Subtitles | أجل، إلاّ أنّ (نايجل) ليس من النوع الذي يُوسّخ يديه عندما يتعلق الأمر بالصواريخ أو القتل. |
| Nicholas Halden çakma saat takacak tipte bir adam değil. | Open Subtitles | (نيكولاس هولدن)، ليس من نوع الرجال الذي يرتدي ساعة مزيفة |