"titreşimler" - Translation from Turkish to Arabic

    • الاهتزازات
        
    • اهتزازات
        
    • الإهتزازات
        
    • ذبذبات
        
    • إهتزازات
        
    • الذبذبات
        
    • ترددات
        
    • الفيبي
        
    Bu titreşimler havaya dalgalar gönderirler ve beynimiz bunları ses olarak yorumlar. TED ترسل هذه الاهتزازات موجات في الهواء، والتي تفسرها أدمغتنا على أنها صوت.
    Yayın balığı dünyayı nehirdeki kimyasallar bütünü ve nehir yatağındaki titreşimler halinde görür. Open Subtitles يرى سمك السلور العالم كنوع من سرب من المواد الكيميائية في النهر، أو الاهتزازات في قاع النهر،
    O frekansı bulabilir, eşleşen titreşimler yaratabilir ve onlar güçlendirebiliriz. Open Subtitles يمكننا أن نجدها , ننشئ اهتزازات ونوسعها حتى تطابق الشجرة
    Bilse de, her halükarda bu mistik titreşimler yoluyla olmadı. Open Subtitles أياً كان ماعرفتهُ هي، لكنه ليس من خلال الإهتزازات الفكرية
    Su altında hedefe yakın mesafeden ateşlendiğinde yarattığı süper titreşimler dokularda gerilme ve felç yaratarak akciğerleri patlatır. Open Subtitles تخرج ذبذبات تستطيع تقطيع اللحم و العظام الرئه تنفجر عندما تطلق داخل المياه
    Paslı borular, bir tür kemirgen genleşme, tahtakurdu mekanik titreşimler. Open Subtitles أنابيب صدئة مثارة لسبب ما تمدد حراري، سوسة الخشب إهتزازات ميكانيكية
    Bu titreşimler genellikle göremeyeceğimiz kadar belirsiz ve hızlıdır. TED وهذه الذبذبات عادة تكون دقيقة جدا وسريعة جدا لنا لنراها
    Kulak zarının yüzeyi üzenginin alanından on yedi kat büyük olmasından dolayı titreşimler daha büyük bir güçle iç kulağa iletilir. Open Subtitles أكبر من بصمة عضمة الركابي يتم تمرير الاهتزازات في الأذن الداخلية
    Hızlı ve küçük titreşimler, tiz ve alçak tonlarda ses üretirken, yavaş ve büyük titreşimler derin ve ağır sesler üretir. TED الاهتزازات السريعة والصغيرة تنتج نغمات عالية النبرة، هادئة، في حين أن الاهتزازات البطيئة والكبيرة تنتج همهمة عميقة الخوار.
    Solucanların saldırıları tamamen ritmik titreşimler. Open Subtitles هجوم الديدان كل الاهتزازات الايقاعيه
    titreşimler değişti. Burada pek de iyi değiller. Open Subtitles لقد تغيرت الاهتزازات ، انه ليس جيدا هنا
    Havadaki akustik titreşimler, havadaki minik enerji dalgaları kulak zarımızı gıdıklar. TED إنها اهتزازات صوتية في الهواء , موجات صغيرة من الطاقة في الهواء تدغدغ طبلة أذننا.
    Ve perdeler, notalar bildiğiniz gibi sadece titreşimler. TED وهذه الدرجات و النوتات المختلفة، ما هي الا وكما تعلمون مجرد اهتزازات
    Hava molekülleri içinde titreşimler yaratan flütü icat etmek saçma görünse de, TED يبدو مثيراً للسخرية أنك كنت ستخترع الناي، الأداة التي خلقت اهتزازات لا فائدة منها في جزيئات الهواء.
    Elektronik eşyalar, bilgisayar, telefon, hatta sesiniz binadaki gelişmiş bir lazerin okuyabileceği titreşimler yaratır. Open Subtitles الأجهزة الإلكترونية حاسبات، هواتف. حتى صوتك يخلق الإهتزازات أنه ليزر متطوّر مؤشر في البناية
    Havadaki titreşimler insanın ruhuyla konuşan Tanrı'nın nefesidir. Open Subtitles الإهتزازات التي في الهواء نفس الرب يتكلم مع روح الإنسان.
    Kötü titreşimlere inanırım. Burada kötü titreşimler var. Open Subtitles وأعتقد في الإهتزازات السيئة هذا المكان به اهتزازات سيئة
    Diyor ki küçük şeylerle başlar, hafif sesler gibi küçük titreşimler, kırpışan bir ışık, akan bir su, veya bir arının vızıltısı gibi. Open Subtitles يقال بأن هناك أشياء صغيرة كأصوات ذبذبات صغيرة مثل أزيز النور الكهربائي أو المياه, أو صوت النحلة
    Bu küçük, minik homojensizlikler, milyonda 20 kadarlık bölüm, şu anda tüm evren boyutuna genişlemiş olan erken evrendeki kuantum mekaniksel titreşimler tarafından biçimlenmiştir. TED وتلك الأجزء الصغيرة والقليلة والمتجانسة، تلكم العشرون جزء من المليون، تكونت عن طريق ذبذبات ميكانيكيا الكم في عصر الكون الأولي الذي تمدد على مدى حجم الكون كله.
    Kulak zarınızın diğer tarafında, bu titreşimler bir takım kemikleri hafifçe sallarlar. Open Subtitles على الجانب الآخر من طبلة الأذن، هذه الإهتزازات تتسبب في سلسلة من إهتزازات العظام،
    Ya aynı uyarılar kulak zarına vuran titreşimler olmadan oluşturulursa? Open Subtitles ماذا لو كانت نفس النبضات متولدة بدون إهتزازات فعلية لتضرب طبلة الأذن؟
    Yapamayız. Kemik testeresinden çıkan titreşimler, subatanı çökertebilir. Open Subtitles لا يُمكننا، الذبذبات الصادرة من منشار العظام سيُحدث إنهيار البالوعة.
    O zaman benim algımda bir problem var çünkü ben farklı titreşimler alıyorum. Open Subtitles حسناً, لابدّمن أنّجهازالكشفلديّمطفئ, لأنني كنتُ أتلقّى ترددات الآخرين.
    Yani, titreşimler konuşamazmı? Open Subtitles إذن ماذا , هل الفيبي لا يمكنه أن يدلي بدلوه ؟

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more