| Sizin topladığınız hazineyle ilgili pek çok hikaye duydum, efendim. | Open Subtitles | لقد سمعت كثيرآ من القصص,مولاى، عن الكنز الذى قد جمعته. |
| Her pazar topladığınız parayla neden klimayı tamir etmediniz? | Open Subtitles | جميع المال الذي جمعته كل يوم احد لماذا لم تحصل على الهواء؟ |
| - topladığınız her şeyi aldı mı? | Open Subtitles | - لقد أخذ كل شئ جمعته |
| Ve bu ikisini birleştirdiğinizde işler eğlenceli hale gelir, çünkü artık sadece topladığınız veriyle çalışıyor olmazsınız. Ayrıca henüz toplanmamış veriyle çalışabilirsiniz. | TED | عندما تدمج الاثنين، تصبح الأمور أكثر مرحًا لأنك لم تعد تعمل مع البيانات فقط التي قد جمعتها بالفعل. |
| Seninle bir yıllık maaşıma iddiaya girerim, o şişedeki sıvı onun için topladığınız bitkiden yapılıyordur. | Open Subtitles | سأراهنك بدفع سنة ...أن ذلك السائل في القارورة أنها نوع مستخرج من ... من الأعشاب التي جمعتها له |
| Bu sabit diskin içinde topladığınız bilgiler ajan Cameron'ın çipine erişimi engelliyor. | Open Subtitles | المعلومات التي جمعتها على هذا القرص الصلب "يحمل شفرات الدخول لشريحة العميلة "كاميرون |
| Komiser, topladığınız paranın çoğu, bizim gönderdiğimiz adamlardan geliyor. | Open Subtitles | مفوض الشرطة، غالبية الأموال التي قمَت بجمعها جاءت من أناس أرسلناهم لك. |
| Khalid Ansari'nin teröristlerle bağlantısı hakkında topladığınız istihbaratın boyutu bu mu? | Open Subtitles | هل هذا الامتداد من المخابرات (التى جمعتها عن (خالد |
| ve topladığınız bütün kanıtlara. | Open Subtitles | و أي شيء و كافة الأدلة التي قمتم بجمعها |