Tüm bu insanları toplamış ve şimdi de gerçek şekline dönüyor. | Open Subtitles | يبدوا أنه بعد أن جمع الناس يستعد للعودة لشكله الطبيعي |
Şeker tozunu maktulün kendi vücudu toplamış. | Open Subtitles | جسم الضحيّة الذي جمع كُلّ غبار السكّر ذاك |
Yaratılışı esnasında biraz daha kütle toplamış olsaydı, bir parlama sonucu tek başına bir güneşe dönüşebilirdi. | Open Subtitles | لانه جمع الكثير من الكتل أثناء تكونه وكان يمكن ان يشتعل وتصبح شمس من تلقاء نفسها |
Biliyorum ama kadın bunun gibi bir sürü şey toplamış. | Open Subtitles | أنا أعلم هذا . لكنها جمعت دزينات من هذه النصائح |
Rakamları yanlış toplamış olmalıyım. | Open Subtitles | لابد أني جمعت المبلغ بالخطأ لقد كنت مرتبك |
Diğer taraftaki odasına baktığımda annesinin Göl Evi'mize gitmek için çantaları toplamış olduğunu gördüm. | Open Subtitles | حين نظرت إلى غرفته بالعالم الآخر، وجدت أنّ والدته قد حزمت حقيبته للذهاب لمنزل البحيرة، |
Ciğerlerin su toplamış. | Open Subtitles | لقد تجمعت السوائل فى رئتيك |
Etrafımızdaki gezegenler ve Güneş hakkında birçok veri toplamış olmamıza karşın ulaşamadığımız alanlar hakkında bilmediğimiz pek çok sır var. | Open Subtitles | في حين تم جمع الكثيرمن البيانات عن الكواكب والشمس هنا وبخارج وصلونا المحدود لاتزال تحتفظ بالعديد من الاسرار |
O da eski kıyafetlerini toplamış sevgiyle doldurmuş ve onlar mucizevi biçimde yemeğe dönüşmüş. | Open Subtitles | لذا جمع ملابسه القديمة، خللّها بالحب، وتحولت بشكل إعجازي إلى يخنة. |
Birisi adadaki herkese yetecek bir çanta dolusu alet toplamış ve bunun kim olduğunu bulmalıyız. | Open Subtitles | احدهم جمع من الاسلحة ما يكفي لمضاجعة هذه الجزيرة ولدينا الحق في معرفة من هو |
Benim görmediğim ve sizin göremediğiniz ise, onun bu sağlık hedeflerini tespit etmek için resmi tamamlayan binlerce sayfa yerel, ulusal ve uluslararası sağlık araştırması toplamış olduğuydu. | TED | ما لم أراه و ما لا تستطيعون رؤيته هو أنه جمع آلاف الصفحات من الأبحاث الصحية المحلية, و العالمية التي أعطت المفهوم الشامل لسبب |
- Bir sürü şey toplamış. - Nasıl şeyler? | Open Subtitles | وقد جمع أشياءاً كثيرة ماهي هذه الأشياء؟ |
Maymun adam için meyve toplamış, samur balık avlamış... | Open Subtitles | لذا، جمع القرد فاكهة له، جمع كلب البحر سمك... |
Park çöpçüsü tam da istediğimiz şeyleri toplamış. | Open Subtitles | حسنًا ، بوّاب المنتزه جمع ما نحتاجه |
Bu yolla davaların yüzde 70 80'nini toplamış oluruz. | Open Subtitles | بهذه الطريقة يمكننا أن جمع 70او80% من اصحاب الشكاوي |
Çünkü gitmiş. Ne oldu bilmiyorum. Her şeyini toplamış, gitmiş. | Open Subtitles | لأنها رحلت, لا اعلم ما حدث جمعت كل اغراضها و رحلت |
Ve tebrikler, şu kadınlardan nefret etme homofobinle yaptığın gösteriden sonra tamamını kendinde toplamış oldun. | Open Subtitles | و تهانينا، مع كرهك للشواذ فأنت جمعت جميع أنواع الغضب بالله عليكم يا رفاق لقد تحدثنا عن هذا |
Bu parayı kendi mi toplamış yoksa sen onun yerine kendi birikimlerinden mi aldın? | Open Subtitles | أهي من جمعت هذه الأموال أم اخذتيها أنت من مدخراتك لتغطي عليها؟ |
Tüm bunları bir günde toplamış olamazsın. | Open Subtitles | مستحيل أن تكوني قد جمعت هذه الصور القذرة بين ليلة وضحاها. |
Görünüşe göre karın seni terk etmek için eşyalarını toplamış. | Open Subtitles | انظر , يبدو أن زوجتك حزمت أمتعتها لهجرك |
Macarlar ordu toplamış. | Open Subtitles | لقد تجمعت قوات الجيش المجرى |
O zamana dek Dedektif Curtis ve ben, salıverilmeni sağlayacak kadar adli veri toplamış oluruz. | Open Subtitles | أعتقد أنه لك الوقت, سنكون أنا والمحقق "كارتيس" قد جمعنا.. معطيات جنائية كافية سوف تطلقك حراً. |
Ayakların su toplamış. Su toplanması yüzünden bir doktorun zamanını harcama. | Open Subtitles | لديكِ بثرة لا يمكنك تضييع وقت الأطباء بهذه الأشياء |
Öyle dövmüş ki, gelen sağlık ekibi, adamın parçalarını yerden toplamış. | Open Subtitles | قائلاًأنهضربالرجلبقسوة,حيثُ إضطرالأطباء ، إلى حمله من علىَ الأرضية... |