"toplanıp" - Translation from Turkish to Arabic

    • نجتمع
        
    • يجتمعون
        
    • نتجمع
        
    • يجتمع
        
    • جمعها
        
    • إجتمع
        
    • ستجتمع
        
    • سنجتمع
        
    • يلتقون
        
    • يتجمع
        
    • لنحزم أمتعتنا
        
    • حزمت أمتعتها
        
    • تتجمّع
        
    • نحزم أمتعتنا
        
    • إنه غداً
        
    Belki bundan sonra, ateşin etrafında toplanıp, birkaç şarkı söyleriz. Open Subtitles ربما بعد ذلك نجتمع حول الموقد ونغني أغنية او إثنتان
    Bir avuç erkek, iki ayda bir toplanıp hayatlarımızdan bahsediyoruz. Open Subtitles انه عن بعض الرجال يجتمعون مع بعض ليتكلمون عن حياتهم
    Ve yarın toplanıp, cezasını çekmesini seyredeceğiz. Korkaklık ve başkaldırı suçundan ötürü. Open Subtitles و غداً سوف نتجمع لرؤية عقابه بسبب الجُبن و العصيان.
    İnsanlar bir odada toplanıp konuşursa, gerçek er veya geç ortaya çıkar. Open Subtitles وعندما يجتمع الناس فى غرفه ويتكلمون الحقيقه أجلاً ام عاجلاً ستظهر
    Sargasso Denizi'nin 7.8 milyon kilometre karelik yüzer ormanı, inekleri beslemek için toplanıp götürülüyor. TED بحار سارجاسو البالغ عددهم ثلاثة ملايين كيلومتر مربع من الغابات العائمة يجري جمعها لتغذية الأبقار.
    Bilmek istediğim erkekler ne zaman toplanıp da yalnızca koca memeli zürafalara kaldırmaya karar verdiler? Open Subtitles كل ما أريد معرفته هو... متى إجتمع الرجال و إتفقوا على.. رغبتهم فى الحصول على سيدات حمقاوات بصدور كبيرة الحجم؟
    Avrupa İlişkileri Komitesi 5'te toplanıp kutlama yapacak Landstingssalen'de. Open Subtitles لجنة الشؤون الاوروبية ستجتمع عند الخامسة لتحتفل
    Sana ne diyeceğim, akşam burada toplanıp yapacak birşeyler bulalım. Open Subtitles إليك إقتراحي سنجتمع كلنا هنا هذه الليلة ، وسنفكر فى حل ما
    Erkekler her gece küçük gruplar halinde toplanıp oraya giderlerdi. Open Subtitles الرجال يذهبون إليه كل ليلة... . يلتقون في مجموعات صغيرة...
    Her yıl, yılda bir kez Bergenlar Trol Ağacı'nın etrafında toplanıp mutluluğun tadına bakmak için bir tatil başlatmışlar. Open Subtitles مرة كل السنة يتجمع البيربونز حول شجرة الترولز ليتذوقو سعادة الترولز في إجازة يلقبوها ب
    Davut'un yıldızı altında toplanıp safımızı belli edelim. Open Subtitles يجب أن نجتمع ونرصّ صفوفنا تحت نجمة داود.
    Öyle ki, bazen toplanıp içki alemleri yapardık. Open Subtitles والتى أحيانا كناّ نجتمع كلنا لتكون نوبة شـُرب كبيرة جدا
    Üçümüz yılda en az bir kez toplanıp, hesapları inceleriz. Open Subtitles ثلاثتنا كنا نحب أن نجتمع على الأقل مره واحده في السنه للتدقيق في الحسابات
    Organizasyonumuzda birçok Hackathon düzenliyoruz. Bunlar bireylerin ya da küçük grupların toplanıp kısıtlı sürede iş problemleri çözdükleri yarışmalar. TED في منظمتنا، نستضيف الكثير من هاكاثونات، حيث مجموعات صغيرة أو الأفراد يجتمعون فيها لحل مشكلة العمل في إطار زمني مضغوط.
    Gündüz normal görüşmeleri yapıyorlar ve gece de rakiplerimizle toplanıp fiyatların ayarlanmasını konuşuyorlar. Open Subtitles وكانوا يحضرون الاجتماعات العادية في النهار وفي الليل كانوا يجتمعون مع منافسينا ويعملون على طريقة تثبيت الاسعار
    Doğru ama normalde Holocom'un etrafına toplanıp bir şeyleri öğrendiğimiz kısımdır bu. Open Subtitles صحيح، ولكن عادةً يكون هذا الجزء حيث نتجمع حول جهاز الصور المجسمة ونتعلم أشياء جديدة.
    Neden bu adamlar toplanıp, peşimize düşmüşler? Open Subtitles ...و لماذا يجتمع هؤلاء الرجال و يلاحقوننا ؟
    Daha çok demirden yapılmış hayvanların ilerleyip işe yarar parçalarının toplanıp paketlendiği bir şerit. Open Subtitles بحيث يسمح للمادة بالتدفق والتجمع حتى نستطيع جمعها وتصديرها
    Endişeli vatandaşlar, Beyaz Saray'ın önünde toplanıp... ..başkan ve ailesi hakkında haber almak için bekliyorlar. Open Subtitles لقد إجتمع كل الأمريكيون القلقون ... في البيت الأبيض لينتظروا خبرا عن الرئيس وعائلته ... ولكن قناة الـ (سي.إن.إن) علمت بأن طائرة الرئيس
    Öldüğün anda ailen etrafında toplanıp elini tutacak. Open Subtitles وعند لحظة موتك، عائلتك ستجتمع حولك وتُمسك يديك
    Sonra Allen ve Omar'da toplanıp biraz pis film izleyeceğiz. Open Subtitles ثم سنجتمع في منزل آلان و عمر من أجل فيلم سيء
    First class'ta uçuyor olacaklar, ve uzun bir akşam yemeğinin ardından, toplanıp beni nasıl mahvedeceklerini tartışacaklar. Open Subtitles سوف يجيئون طيراناً في الدرجة الأولي و بعد عشاء فخم سوف يلتقون في غرفة ما
    Tören sona ererken insanlar suyun kıyısında toplanıp kendi ruhlarının ışığını ufak bir nesneyle nehre koyuyor. Open Subtitles و مع انتهاء الطقس يتجمع الناس عند حافة المياه لوضع نور أرواحهم
    toplanıp Batıya doğru gidelim... Open Subtitles لنحزم أمتعتنا ...لنتجه ...لنتجه صَوْب الغرب
    Tam bilmiyorum. Birden toplanıp gitti. Open Subtitles لقد حزمت أمتعتها و رحلت لم تقل أين
    Bak kan damlaları nasıl da toplanıp yakınlaşmaya başlamış. Open Subtitles انظري هنا، كيف تتجمّع القطرات... تقترب من بعضها
    Gidelim. toplanıp gidelim. Open Subtitles نذهب فقط نحزم أمتعتنا ونذهب فقط

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more