Seth, eğer toplantının çok önemi olduğunu biliyorsan, neden benimle yemeğe gittin? | Open Subtitles | سيث، طالما كنت تعلم أن الاجتماع بالغ الأهمية، لماذا أتيت معي للغداء؟ |
toplantının amacının, bekar ana babaların... ihtiyaçları olmadığı aklına geldi mi hiç? | Open Subtitles | أخطر لكِ أبداً أن هدف الاجتماع لم يكن اهتمامات ولي الأمر العازب؟ |
toplantının ikinci saatinde, bir ihtiyaç molası gerekti, herkes ayaklandı, ve toplantıya önderlik eden ortak birden mahçup görünmeye başladı. | TED | وبعد مضي ساعتين، هنالك بعض الاحتياجات تتطلب استراحة حيوية، فوقف الجميع، وبدا الشريك الذي يدير الاجتماع محرجا للغاية. |
Hey, Peter, çöplüğüne doğru gidiyordum... ve lise toplantının yaklaştığını farkettim. | Open Subtitles | بيتر، كنت أفتش في قمامتك ولاحظت أن اجتماع خريجي الثانوية قادم |
Tamam. Delilik zamanı saat 1 civarı başlar. Bir toplantının ortasındayız. | Open Subtitles | وقت الجنون يبدأ قرابة الساعة الواحدة، نحن بوسط إجتماع الآن |
Sandalyemden aşağı kayarak kayboldum ve hevesle toplantının bitmesini bekledim. | TED | انزويت في مقعدي، وانتظرت بلهفة انتهاء ذلك الاجتماع. |
Bu toplantının işten çıkarılma görüşmem olduğu ortaya çıktı. | TED | الاجتماع الذي اتضح بأنه مقابلة إنهاء خدمتي. |
Gerçekleri bildiğiniz taktirde bu geceki toplantının önemini daha iyi anlarsınız diye düşündüm. | Open Subtitles | فكرت ان عرفت الحقائق ، لرايت الاهمية الاجتماع الليلة. |
Sollozzo'nun adamları bile toplantının yerini bilmiyor. | Open Subtitles | حتى جماعة سولوزو لا يعرفون مكان الاجتماع |
Bu toplantının amacı yeterlilik belgesi konusunda önerileri tartışmak. | Open Subtitles | الغرض من هذا الاجتماع هو استعراض التوصيات بخصوص الاعتماد. |
Size bu toplantının gizli olduğunu hatırlatırım. | Open Subtitles | شكرًا لكم، أيتها السيدات والسادة. أذكِّركم، هذا الاجتماع سِريّ. |
Susan'a toplantının 8:30'a kaydırıldığını söylemişsin. | Open Subtitles | مثل ما كان الاجتماع الذي عقد في 8: 30 مساء. 7: |
O kadar da kötü değil. Bu-bu toplantının iyi geçmesi önemli. | Open Subtitles | ليس الأمر بهذا السوء، من الهام جداً أن يسير هذا الاجتماع بشكل جيد |
Gizli toplantının tam ortasındalar, ve rahatsız edilmemeliler... | Open Subtitles | لا تستطيعي ذلك وهم اثناء الاجتماع لانهم مشغولون الان , كما تَريٍ |
Bu toplantının amacı şehrimizi güvenli bir hale getirmek. | Open Subtitles | الغرض من الاجتماع هو أن نبقي المدينة آمنة |
Toplantı odasına dönelim. Bugünkü toplantının anlamı biraz daha farklı olacak. | Open Subtitles | لنعد الى غرفة الاجتماعات اجتماع العاملين اليوم له معنى مختلف تماما |
Bir toplantının ortasında, birinin sunumunu dinleyebilir, değerlendirebilir, beğenip beğenmediğimize karar verebilir, tamamlayıcı sorular sorabiliriz. | TED | نستطيع ان نكون في منتصف اجتماع, نستمع الى عرض شخص ما, تقييمه, و تقرير اذا اعجبنا أم لا, و نسأل أسئلة متابعة. |
toplantının ortasıydı, o yüzden kimse onu düzeltmek istemedi. | Open Subtitles | كان ذلك خلال اجتماع لطاقم العمل و لم يستطع أحد تصحيح الخطأ |
Bakın, çok üzgünüm ama bir toplantının tam ortasındayız. | Open Subtitles | إسمعا، إنّي آسف بشدّة، ولكننا في منتصف إجتماع. |
Bir toplantının programlandığı gibi gitmesi için burada kalmanı istemek fazla gelmiş olmalı? | Open Subtitles | هل سيكون مُبالغاً لو طلبتُ منكِ تحديد موعد إجتماع صحيح بدلاً من الإقتحام هكذا؟ |
Telefona bakmayacağım çünkü bu toplantının ne kadar önemli olduğunu bilmesini istiyorum. | Open Subtitles | لن آخذها لأنني أريده أن يعلم كم هو هام لي هذا الأجتماع |
Sırf küçük düşürmek için toplantının ortasında açmaya zorladı beni. | Open Subtitles | أجبرني على الردّ خلال الإجتماع حتى يقوم بالتحقير مِن شأني. |
Her toplantının veya tuvalette geçirdiğin her anın derin ve bilgelik dolu olduğunu sanıyorsun ama beni kovman hataydı. | Open Subtitles | تظن أنه كل مرة تقوم فيها باجتماع أو تتبرز يكون الأمر عميقاً ومليئاً بالحكمة لكنك ارتكبت خطأ بتركي أذهب |
Üç toplantının ilki olan Başkan David Palmer ile.. | Open Subtitles | مرحباً بكم فى أول مناظرة من 3 مناظرات... |