"toplayıp" - Translation from Turkish to Arabic

    • جمع
        
    • بجمع
        
    • تجمع
        
    • أجمع
        
    • نجمع
        
    • نحزم
        
    • حزم
        
    • سأجمع
        
    • يجمع
        
    • بحزم
        
    • جمعت
        
    • تحزم
        
    • اجمع
        
    • إجمع
        
    • حزمت
        
    Böylece, kedi kralının emri ile Tom birliğini toplayıp, fare avına çıktı. Open Subtitles و بأمر ملك القطط ، جمع توم جنوده و ذهب ليمسك الفأر
    İnternetin her bir köşesinden haber toplayıp haber yayını yapacağız. Open Subtitles جمع الأخبار والتقارير الإخبارية ستكون موجودة في كل أرجاء الإنترنت.
    Şu cep telefonlarını toplayıp CART a getireecek biri lazım.. Open Subtitles أنّي بحاجة لاحد يقوم بجمع تلك الهواتف وينقلهم إلى السياره.
    Pekala, hemen pılınızı pırtınızı toplayıp 5 dk. içinde toz olmanızı istiyorum. Open Subtitles حسنًأ ، أريدك أن تجمع أغراضك وترحل من هنا خلال خمس دقائق
    Kışın, kesilen dalları toplayıp onları sakladım ve baharda ağaca aşıladım. TED كنت أجمع الطعوم في الشتاء وأخزنها، ثم أُطعمّهم في نهايات فروع النباتات الأخرى في الربيع.
    Şimdi, normalde kanıt toplayıp analiz ederiz ve bu da bizi gerçeğe götürür. Open Subtitles الان , عادةا نحن نجمع الأدلة ثم نحللها وتقودنا للحقيقة لكن مالدينا هنا
    O zaman bavullarımızı toplayıp, sıska popolarımızı buradan kaçırmayı karara bağlıyorum. Open Subtitles حسنا، في تلك الحالة آمر بأن نحزم حقائبنا ونخرج من هنا
    Öyle görünüyor ki Tanrı bavulunu toplayıp Springfield'i terk etti. Open Subtitles يبدو أن الرب قد حزم أغراضه " وغادر " سبرينغفيلد
    Bu işte, envanterdeki 30 eşyayı birkaç sepete toplayıp kamyonetle evlere teslim etmeye çalışıyorduk TED في هذا المثال تحديدًا قد حاولنا جمع 30 مادة مخزّنة في بضع حقائب على شاحنة صغيرة لتسليمها للمنزل.
    Bu öğrenciler aynı zamanda, bilim insanlarının işlerinin, verileri ve bulguları toplayıp bunları büyük kitaplara doldurmak olduğu fikrini de edinmiş olabilirler. TED وأفترض، بأنهم يعتقدون أيضا، بأن دور العلماء هو جمع المعطيات وجمع الحقائق وتجميعها في تلك الكتب الضخمة.
    Tüm ülkeleri bir araya toplayıp farklı nüfuslara farklı ağırlık vererek elde edilene küresel skor ise 61. TED ويمكننا جمع كل الدول معا، لترجيح مختلف أحجام السكان، والمعدل العالمي هو 61.
    Burası suyu toplayıp çatıya dolduran jeolojik katmandaki çukurun olduğu yerdir. TED انها المكان الذي يوجد فيه طية في الطبقة الجيولوجية التي تقوم بجمع المياه وتمتلأ الى السطح.
    Daha önce görmediğimiz örüntüleri bulmak için, bütün bu verileri toplayıp biraraya koyduğumuzda neler olduğunu bir düşünün. TED أعتقد أن ما يحدث عندما نقوم بجمع كل تلك البيانات ويمكننا أن نضعها معًا من أجل إيجاد أنماط لم نرها من قبل.
    Genç sanat bilginlerini toplayıp önemli eserleri tespit etmeleri için oraya göndermenizi öneriyorum. Open Subtitles أقترح أن تجمع علماء فن شباب ليذهبوا هناك و يتعرفوا على الأعمال العظيمة
    Bu park milyonlarca litre su toplayıp depolayabilir. TED يمكن لهذه الحديقة أن تجمع مليون جالون من الماء.
    Şimdi hemen malzemelerimi toplayıp uçağıma bineceğim. Buradan gidiyorum ! Open Subtitles الذي سأفعله أن أجمع أشيائي و أذهب الى طائرتي وأطير بعيدا من هنا
    Birisinin yanında kendimi rahat hissetmeye başladığımda eşyaları toplayıp, bir sonraki şehre gitme vaktiydi. TED في كل مرة أبدأ بالشعور بالارتياح لشخص ما، تكون تلك الفترة التي عليها أن نجمع حقائبنا لننتقل للمدينة التالية.
    Bütün evi toplayıp, şu sokak kapısından çıkıp gidiyor olacağız. Open Subtitles سوف نحزم كل أغراضنا بهذا المنزل ونخرج من الباب الأمامي
    Eşyalarını toplayıp gitmeni istemek zorundayım. Open Subtitles سأضطر أن أطلب منكِ حزم أغراضكِ والمغادرة
    Tartışmak istemiyorum. 8.000$ toplayıp, yapımcısı ben olacağım. Open Subtitles اسمع، لا أريد المجادلة بهذا الخصوص سأجمع 8 آلاف دولار وأنتج المسرحية
    Las Vegas'taki domuz yetiştiricisi Bob Combs kumarhanelerden yenmemiş yemek artıkları toplayıp domuzlarına yediriyor. TED بوب كومز، ومربي الخنازير في لاس فيغاس الذي يجمع بقايا طعام من الكازينوهات ويقدمه للخنازيرله.
    Dava böyle olacaksa, söyle bana valizimi toplayıp, Chicago'ya, gölgede 37 derece olan, temiz havalı yere döneyim. Open Subtitles و أنك على باطل الآن ، إذا كانت هذه هى القضية فقط أخبرنى و سوف أقوم بحزم حقيبتى و العودة إلى شيكاغو
    Hepsini toplayıp yanıtlayabileceğimiz diğer şeyi buldum. "Bunlar için kaç delikli kart gerekiyor?" TED بعد أن جمعت كل هذا، توصلت إلى حل للسؤال الذي نريد الإجابة عليه والذي كان، كم بطاقة مثقبة ستتحمل كل هذه البيانات؟
    Çocuklarla ilgili konuştuktan sonra bavulunu toplayıp bir başka iş seyahatine çıkıyorsun. Open Subtitles بعد نوبات الحديث مع الأطفال فأنت تحزم أغراضك مجددًا لرحلة عمل آخرى
    - Tamam. - Herkesi bir araya toplayıp şu buzu eritmenin bir yolunu bulur musun, lütfen? Open Subtitles حسنا , اجمع الجميع واعرف طريقة لإذابة هذا الجليد من فضلك
    Pisliklerini toplayıp buradan kaybol. Open Subtitles إجمع أغراضك من هنا و أخرج من هنا عليك اللعنة أنت مطرود
    Brooklyn'deki apartmanımdan eşyalarımı toplayıp çocuklarla birlikte, eşimin ailesinin yanına, Alabama'ya taşındık. TED لذلك حزمت أغراض الأطفال والشقة في بروكلين وانتقلت إلى أقربائي في ألباما

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more