Afrika'nın mevcut durumla mücadele edecek daha fazla gence ihtiyacı var, inanç topluluklarında bile. | TED | تحتاجُ أفريقيا إلى المزيد من الشباب الذين يتحدون الوضع الراهن، حتى في مجتمعاتهم الدينية. |
Onlar da ilaç yerine o şeyi reçeteye yazıyorlar. Bunlar, meyveler, sebzeler, kış ayları için ısıtma, ilaçlarını buzdolabında saklayabilmeleri için elektrik gibi şeyler. Sonra biz hastaları, kendi topluluklarında bu imkânlara doğru yönlendiriyoruz. | TED | ومن ثم وصف هذه الأشياء — الفواكه، الخضار، والدفئ في الشتاء والكهرباء لتخزين أدويتهم ومم ثم نوصل المرضى لمقدمي الرعاية في مجتمعاتهم. |
Her gün, gençlerin fikir ve tutkularıyla değişim için savaştığını okuyoruz; sosyal değşim, siyasi değişim, topluluklarında değişim. | TED | كل يوم، نقرأ فيه عن شباب يقودون أفكارهم ورغباتهم للكفاح من أجل التغيير، من أجل التغيير الاجتماعي والسياسي، والتغيير في مجتمعاتهم |
Ulaşıma daha iyi erişim imkanı sağlamak için, bu toplu taşıma ağını kuvvetlendirip kendi topluluklarında benzer hizmetleri zaten veren yerel girişimciler, bu hizmetleri daha kârlı, yaygın yürütmeleri için desteklenmeli. | TED | إن توفير ولوج أحسن للمواصلات يعتمد كليا على تعزيز شبكة النقل العام، وتمكين رجال الأعمال المحليين الذين يوفرون خدمات مماثلة في مجتمعاتهم لتسيير هذه الخدمات بشكل مربح أكثر وأوسع. |