| Aslında, Farquaad denen adamla hemen konuşup sizi topraklarımdan geldiğiniz yere göndereceğim! | Open Subtitles | في الواقع سأقابل هذا الفاركواد فوراً ليخرجكم جميعاً من أرضي ويعيدكم حيث كنتم |
| Su senin topraklarına gelmeden önce, benim topraklarımdan geçiyor. | Open Subtitles | قبل أن تلمس المياه أرضك، فهي تمر وتتدفق على أرضي |
| Ve geçen dört yıl boyunca size kendi topraklarımdan kâr payı veriyordum. | Open Subtitles | وفي آخر أربع سنوات، كنت أدفع أرباحكَ من أرضي. |
| Şimdi. Bu Farquaad'ı görmeye gidiyorum ve benim topraklarımdan çıkarıp, geldiğiniz yere gönderiyorum. | Open Subtitles | في الواقع، سأذهب لرؤية (فاركواد) هذا الان وابتعدوا عن أرضي وعودوا من حيث أتيتم |
| Adam, beni kendi topraklarımdan atmaya çalışıyordu... | Open Subtitles | كان الرجل يحاول طردي من أرضي |
| - "topraklarımdan çıkın." - Kes. | Open Subtitles | إخـرجـو من أرضي - إخــرس - |
| Defol git topraklarımdan. | Open Subtitles | أخرج من أرضي |
| Defol git topraklarımdan. | Open Subtitles | أخرج من أرضي |