"torbalar" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأكياس
        
    • أكياس
        
    • اكياس
        
    • حقائب ورقية
        
    Biz çocuklar için en gerçekçi hedef ne olabilir diye düşündük: plastik torbalar. TED لذا قمنا بالبحث عن هدف واقعي بالنسبة لنا كأطفال: الأكياس البلاستيكية.
    Ben sadece plastik torbalar toplar ve onları satarım. Open Subtitles أنا فقط أجمع الأكياس البلاستيكية و ابيعهم
    Normalde yardıma ihtiyacım olmaz, ama torbalar çok ağır olduğundan, belim ağrıdı biraz. Open Subtitles في العادة لا أحتاج إلى أيّ مساعدة ولكّن ظهري كان يؤلمني بسبب ثقل الأكياس
    Aslında düşününce bir nevi sıvı ve tuhaf dokulardan oluşan torbalar gibiyiz, etrafı ince bir deri tabakasıyla kaplı. TED عندما تفكر بالفعل في ذلك، فنحن نوعًا ما مثل أكياس السوائل وبعض الأنسجة الغريبة محاطة بطبقة رفيعة من الجلد.
    Gözlerinin altındaki torbalar seni yaşlı gösteriyor. Open Subtitles ظهرت لك أكياس تحت عينيك كمـا الحـال لرجلك العجوز مرّرت بيوم قاسي
    Vücüdunun kesilmiş parçaları torbalar halinde bütün Londra'ya saçılacak... Open Subtitles سوف يعثر عليها في اكياس الجثث في جميع انحاء لندن
    Bulduğum torbalar çöp doluydu! Open Subtitles الأكياس الوحيده الموجوده هى أكياس القمامه
    Galiba. İnsanlar onlara plastik torbalar yedirmeye çalışıyor. Open Subtitles يقوم الناس بإطعامهم الأكياس البلاستيكية.
    Sanki o siyah torbalar, onları yeryüzünden silmişti. Open Subtitles كان الأمر كأنّ تلك الأكياس السّوداء مسَحَتهم من الوجود..
    Sokaklardaki çöpler yüzünden çok mutsuzdum bilirsin plastik torbalar, pet şişeler. Beni için için yiyordu bu. Open Subtitles ،تعرفين الأكياس والزجاجات هذا أحزننى قد تكون طفيليات
    Tüm torbalar kazdığı yerleri simgeliyordu. Open Subtitles كل تلك الأكياس تعبر عن عدد الحُفر التي قامت بحفرها
    Hoşça kalın boş torbalar! Merhaba yeni... Open Subtitles وداعاً أيتها الأكياس الفارغة، مرحباً بـ...
    Sanırım bu bir sanırım oraya bir mezar kazıyor tabi bir de şu torbalar var. Open Subtitles ...أعتقد أن ذلك ، من المفترض أنه يحفر قبراً وهناك تلك الأكياس
    -Gözlerinin altında torbalar olacak. Open Subtitles ظهرت لك أكياس تحت عينيك كمـا الحـال لرجلك العجوز
    Alışveriş için de uzun ömürlü torbalar. Open Subtitles أكياس مصنوعة من نبات القنّب للتسوق وقابلة لإعادة التصنيع
    Sam, torbalar ve desteler halindeki paraları bana göstermeyi çok severdi. Open Subtitles اسم كانَ يُحب أن يُرينى أكياس العملات المعدنية و أن يملأها بالمال.
    Hayır, hayır, bana yalan söyleme. torbalar şu an da cebinde. Open Subtitles لا لا لا – لا تكذب علي لديك أكياس فى جيوبك الآن
    Sanırım, plastik torbalar içinde bazı kişiler aldılar. Open Subtitles أعتقد أنهم أخذوا بعض الجثث فى أكياس بلاستيكيه
    Yan, eğer biri yüksek seviyeli işlenmiş şeker dietinde gibiyse, bunu gözlerinden görebilirsin, gözlerin altında torbalar görürsün, bunu ciltlerinde görebilirsin. Open Subtitles فلو يوجد شخص يحتوي نظامه الغذائي على الكثير من السكر المعالج فسوف ترى ذلك على عيونه سوف ترى اكياس اسفل عينيه ستراه على جلده
    torbalar dolusu. Open Subtitles كنز ! اكياس منها
    Mutfakta zulalanmış torbalar dolusu değerli şeyler vardı. Open Subtitles كانت عندي حقائب ورقية مليئة بالمجوهرات خبئتها بالمطبخ

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more