"Artık torbası." Yemeğini bitirememiş bile, peki neden yemek yapıyordu? | Open Subtitles | عندها أكياس متنقلة لم تستطع إكمال وجبتها، لماذا إذا تطبخ؟ |
Sıradan bir durum. Emf, sülfür veya büyü torbası yok. | Open Subtitles | المعتاد، لا يوجد موجات كهرومغناطيسية، ولا كبريت، ولا أكياس سحر |
Senin benim yaptığım gibi kafanı kum torbası olarak kullanmanı istemiyorum. | Open Subtitles | انا اريدك ان تستعمل عقلك فى كل شيى بدلا من حقيبة الملاكمة مثلما انا أفعل رأسك لا تنظر مثل يدك فى التنظيف. |
Anlat pislik torbası, yoksa devleti bir idamdan kurtarırım! | Open Subtitles | كن واضحا معى يا حقيبة الوحل أو سأوفر على الولايه حكم إعدام |
Yeteri kadar ceset torbası kalmadığında duyduğunuz şeydir. | TED | هو ما تسمعه حين لا يبقى ما يكفي من أكياس للجثث. |
Sporcuların partnerlerine kum torbası gibi davrandığı profesyonel sporları desteklemeyi bırakabiliriz. | TED | يمكننا التوقف عن دعم الرياضة المهنية حيث يعامل الرياضيين شركائهم باللعب كما لو كانوا أكياس مخصصة للكم. |
Ve bu kamplarda ölen insanları taşımak için kaç tane ceset torbası gerektiğini tahmin etmede usta hale geldim. | TED | وقد أصبحت متمكنا في توقع كم من أكياس الجثث ستحتاج للأشخاص الذين سيموتون في هذه المخيمات. |
Leningrad savaşında, topçularınız için kum torbası yerine donmuş ceset kullandığınız doğru mu? | Open Subtitles | أخبرنى يا جنرال ، هل حقيقى أنه في حرب ليننجراد أنك استخدمت الأجسام المجمدة بدلا من أكياس الرمل لمدفعيتك ؟ |
- Teşekkürler. Kolay gelsin. - Biraz kum torbası almalıyım. | Open Subtitles | ـ شكرا جزيلا، على رسلك ـ يجب أن أحضر أكياس رمال |
Yağmurda iyi şanslar. Çöp torbası falan ister miydiniz? | Open Subtitles | حظّاً سعيداً في المطر هل تريدون أكياس قمامة أو ما شابه؟ |
Yatak odam bu pire torbasına kapalı. - Pire torbası değil o! - Baba. | Open Subtitles | إنه ليس حقيبة براغيث ماذا عن هؤلاء البحارين؟ |
# Çöp torbası elbiselerle dolu asılıyorsun hala fahişelere # # ayıracaklar seni tepeden tırnağa bacaktan kurşun deliğine # | Open Subtitles | حقيبة زبالة مليئة بالملابس وما زالت أسحبها يمزّقك من الرّأس إلى إصبع القدم , من السّاق إلى فتحة الرّصاصة. |
O hiçbir çiçekle gitmez Anne bu bir kanıt torbası. | Open Subtitles | لايتناسب مع الزهور مطلقا امي هذه حقيبة دليل نعم |
Anlasana, Kevin. Bir pislik torbası olduğun için kendini pislik torbası gibi hissediyorsun. | Open Subtitles | كن على حقيقتك ياكيفين لأنك عندما تتصرف كأنك حقيبة قاذورات |
Hastaneden dikey olarak çıkmaya çalıştıktan sonra, bir ölü torbası içinde yatay yolu izlemeye karar verdim. | Open Subtitles | بعد محاولات الخروج من المشفى بشكل رأسي قررت تجربة الطريقة الأفقية وذلك بالاختباء في حقيبة للجثث |
Yürüyüşe çıkıyorsak, yanına bir dışkı torbası almak isteyebilirsin. | Open Subtitles | اذا كنت تريد الذهاب للسير ربما احتجت الى حقيبة للتبول |
Bak, onu sarabileceğimiz birkaç kuru temizleme torbası bulalım. | Open Subtitles | سأخبرك بماذا دعينا نجد بعض حقائب الخاصه بالتنظيف الجاف لذا يمكننا أن نخفيها بها |
Benim bölgemde bir ceset torbası olmadıkça, olup bitenler, umurumda bile değil. | Open Subtitles | طالما ليس هناك اكياس جثث في منطقتي لا اريد هراء |
Değişik kıyafetler, bir makyaj çantası, çamaşır torbası ve bir roman. | Open Subtitles | يوجد ملابس لها حقيبة الماكياج، وكيس غسيل ورواية |
Eğer bir daha beni ararsan seni kum torbası niyetine kullanırım. | Open Subtitles | إن إتصلتِ بي مجدداً.. سأحولك لكيس ملاكمة |
Buz torbası ve dinlenme yoksa üç hafta yatarsınız. | Open Subtitles | كيسة ثلج وراحة . او ستكون مقعداً لثلاث اسابيع . |
Bunlar şu an aklıma gelen çöp torbası markaları. | Open Subtitles | وهذه كل المزاحات الخاصة بكيس النفايات التي يمكنني التفكير بها |
Aşağıda kan torbası dolu bir buzluğumuz var biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | لدينا صندوق مثلّج بالأسفل مليء بأكياس الدم كما تعلم. |
Aktör babasına ulaşmaya çalışıyor. Kimsede buz torbası var mı? | Open Subtitles | انها تحاول الوصول لابها الممثل هل اى شخص لديه كيس من الثلج ؟ |
Boks torbası gibi istediğin zaman düzebileceğin bir kız. | Open Subtitles | فتاة تستطيع ان تمارس معها العلاقه ككيس ملاكمه متى اردت |
Çöp torbası üstündekiler için. | Open Subtitles | سنستعمل كيس القمامة لثيابك التي ترتدينها. |
Ama bu kum torbası misali dövülmesine engel olamamış. | Open Subtitles | لكن هذا لم يوقفه من التعرض للضرب مثل كيس ملاكمة |
Bu, Ceset torbası'nın devamı olacak. | Open Subtitles | (إنه الجزء الثاني من (عائد للوطن في كفن |
Bu parçaları içine koymak için bir ceset torbası getirmelerini söyle. | Open Subtitles | اخبرهم ان يأتوا بالجسم في كيس لاخذ قطعة منه |