torbaya kaç kere vurduğumu tek tek say. | Open Subtitles | فى العدة الأولى ، أضرب الكيس بيدي اليمنى |
Ama önce buraya oturup şu kahverengi torbaya bakacağım. | Open Subtitles | لكن أولاً,سوف أجلس هنا وأحدق في هذا الكيس البنِّي |
Yağmur fazla şiddetlenmeden cesedi torbaya koyduk ama 5 dakika içinde çamur banyosu yapmış gibi oldu. | Open Subtitles | وضعنا الجثة في الكيس قبل أن تبدأ الأمطار الغزيرة بعد خمس دقائق كانت كحمام من الوحل |
Ama plastik bir torbaya kişisel eşyamı doldurup gitmek yerine kitaplarımın ilk baskılarını alıyorum. | Open Subtitles | ولكن بدون المشى مُثقلاً بحقيبة بها متعلقات السجين أنا آخذ إصداراتي الأولى |
Hep biraz şekerle başlar, belki biraz da çörek bir de bakmışsın günde iki torbaya çıkmış. | Open Subtitles | بدأت في بعض الحلويات ربما بعض الكعك المجمد وقبل ان تعرف أنت على حقيبتين في اليوم. |
- Doğruca torbaya vurun. - Omuz burada, böyle iniyor. | Open Subtitles | ـ أضرب الكيس ـ كتفك هذا هنا, والآخر أخفظهُ |
Her şeyi istiyorum, hepsini bu plastik torbaya at. | Open Subtitles | حسناً، إنني أريد كُل معداتك، ضعها في الكيس البلاستيكي. |
Çömelip bir torbaya sıçtığını düşünmüyorsun, değil mi? | Open Subtitles | لا تظنين بأنها ربضت وتبرزت في الكيس أليس كذلك؟ |
Onu köşeye kıstırdık, evlat! torbaya tık şunu! | Open Subtitles | لقد عزلته في الركن يا ولد ألق فوقه الكيس |
İnsanların plastik torbaya baktıklarında, şöyle bir şey düşünüyor olmaları muhtemeldir, ki bunun kesinlikle berbat olduğunu hepimiz biliyoruz ve bu türden çevresel felaketlere ne pahasına olursa olsun engel olmalıyız. | TED | لذلك عندما ينظر الناس الى الكيس البلاستيكي . من الارجح انهم يفكرون في شئ كهذا , و الذي يعرف جميعنا بانه شي فظيع للغاية و اننا يجب ان نتفاداه في جميع الظروف هذا النوع من الاضرار البيئية |
Romalılar zamanında, herhangi bir kimse bir memura rüşvet vermeye çalıştığında, burnunu kesip, adamı vahşi bir hayvanla birlikte, bir torbaya koyup, torbayı nehre atarlarmış. | Open Subtitles | فى العصر الرومانى , عندما كان احدهم يحاول رشوة مسؤول حكومى كانوا يعاقبونه بقطع انفه ووضعه فى كيس مع حيوان برى و إلقاء الكيس فى النهر |
Ya, öyle. torbaya sıçıyorum, tanrı aşkına. | Open Subtitles | بالتأكيد أنا كذلك، بهذا الكيس لقضاء الحاجة بالخلف بحق المسيح! |
Oradan öyle mi görünüyor? Allah aşkına, torbaya sıçıyorum. | Open Subtitles | بالتأكيد أنا كذلك، بهذا الكيس لقضاء الحاجة بالخلف بحق المسيح! |
Evet, fabrikadaki bir aptal parmakları buzla aynı torbaya koyduğu için biraz zarar görmüştü. | Open Subtitles | - أجل ، لكن أحمق ما بالمصنع وضعها بنفس الكيس البلاستيك مع الثلج |
Tamam, bu torbaya kus, tüylerime değil. | Open Subtitles | حسنا , تقيأ في الكيس و ليس على فرائي |
Lütfen torbaya teneke kutu atmayın. | Open Subtitles | لا تلقي أية علب معدنية في الكيس من فضلك |
Bütün kıyafetleriyle birlikte çantasını ve cep telefonunu da alıp bir torbaya koymanı istiyorum. | Open Subtitles | اريد منك هو ان تأخذي جميع ملابسها الى السيارة مع محفضتها وهاتفها واضعيهم جميعا" في الكيس,اتفقنا؟ |
Aslında var ya, Jack'in kellesini bir torbaya koyup götürmeyi bile düşünebilirsin. | Open Subtitles | بالتفكير بالأمر، ربما تودين أن .تجلبي رأس (جاك) بحقيبة |
Para, yani 10 milyon dolar ikiye ayrılacak, iki büyük siyah torbaya beşer milyon konacak, banka ve sigorta denetleyip, teslimat arabasına taşıtacak. | Open Subtitles | ...حسناً، النقود، 10 مليون دولار أمريكي ستقسم على حقيبتين سوداوين حجم كلٌ منهما ...15جالوناً وتحوي 5 ملايين وسيتم التحقق منها في المصرف بواسطة العميل K.R |
torbaya gerek yok. Hemen kafama takacağım. | Open Subtitles | لا ضرورة للحقيبة سألبسها في الحال |
Eğer üzerinde Christine Stanford'un kanı varsa- - torbaya koy. | Open Subtitles | إذا كان دم كريستين على هذا الوشاح ضعه في الحقيبة |
Onu torbaya koydum, böylece birisinin mikrop kapmasından endişe duymazsın. | Open Subtitles | وضعت كيساً عليها لذا عليك ألا تقلق بشأن احتمالية أن يتعرض أي أحد للعدوى |
Vidaları plastik bir torbaya koyacağım. Yoksa onları kaybedeceksin. | Open Subtitles | سأضع المسامير في كيس بلاستيكي أن ستضيعهم فقط |
- Evet, eğer torbaya koyarsan, kendi suyunda pişer. | Open Subtitles | أجل، أنا أقول لك، تضعه داخل كيس ويطبخ نفسه. |