"tozları" - Translation from Turkish to Arabic

    • الغبار
        
    • غبار
        
    Burada bizden önce gidenlerin tozları var ilk erkek ve ilk kadının bile. Open Subtitles هنا هو الغبار من أولئك الذين ذهبوا قبلنا، حتى أول رجل وأول امرأة.
    Gece donuyorsun. Vücudunu alkali tozları boğuyor. Open Subtitles برودة فى الليل الغبار الخانق عالق بجسدك.
    Sadece burada oturup tozları yakalamaya çalışacağız. Open Subtitles لا أصدق أن هذا الجهاز كان مرميّا في مركز المعدّات ، يجمع الغبار
    - İç savaş adamında da elmas tozları vardı... Open Subtitles و يوجد أيضاً غبار ماسي على الجثة من الحرب الاهلية ماذا..
    Elimdekinin en iyisi, doğum kontrol hapının yanindaki peynir tozları. Open Subtitles أفضل ما يمكنني تقديمه هو، غبار الجبن بجانب حبوب التحكم بالولادة.
    Ceset tozları her yanıma bulaştı, enfekte oldum. Open Subtitles أنا مصاب، تجرعت من ذلك الغبار بتلك الجيّف.
    Zombileri öldürmeyi bitirdikten sonra biraz da buradaki tozları öldürmeye ne dersin? Open Subtitles حسناً، بعدما تنتهي من قتل الوحوش ما رأيك بقتل الغبار هنا؟
    Yani, dev bir göktaşı geldi ise, ve Dünya'ya çarptı ise her yere tozları dağıttı. Open Subtitles فلو أتى كويكبٌ عملاق، وارتطم بالأرض وفجّر الغبار بكل مكان
    tozları çıkarmaktan çalışamıyoruz. Open Subtitles أنها تعمل على الوقوف دون حراااك العمل على تنضيف هذه الاشياء من الغبار
    Koyduğumuz peri tozları burada kalıyor, değil mi? Open Subtitles نضع الغبار في الأكياس ليبقى هكذا، اتفقنا؟
    Tek yapabildiğin tozları kaldırmak. Open Subtitles كل ما يمكنك فعله هو أن تنثر الغبار
    Çarpma tozları tersine dağıtmış, yeni meydana gelmiş olmalı. Open Subtitles الغبار المتناثر واضح, لابد انها حديثة
    Bazı yıldız tozları her şeyin, herkesin içinde benim, sizin hatta Christopher Columbus'un. Open Subtitles نفس الغبار النجمي في كل شيء وكل واحد (أنا، وأنت، حتى (كريستفر كلمبس
    Ve yine, bu tozları serptiğimiz şey, uçuyor. Open Subtitles والآن نقوم برش الغبار على شيء ما فتطفو ...
    Çığlıkları deldin tıpkı bir heykeltıraşın dövülmüş bir taştan tozları alması gibi. Open Subtitles تحملصرخات... مثل نحات يتحمل الغبار من الحجر المكسور
    Kara Lanet mi? Onu mükemmelleştirmeyi saplantı haline getirdi... ve tozları biriktirmeyi hiç bırakmadı. Open Subtitles كانت مهووسة بإتقانها ولمْ تتوقّف قطّ عن جمع الغبار والآن...
    Pablo, atların kaldırdığı tozları göremiyor. Open Subtitles بابلــو" لا يرى أى غبار" حتى من خيولهم
    Mokhova, ...niye doğru dürüst almıyorsun tozları? Open Subtitles مكوفا) لا تترك أي غبار خلفها، أليس كذلك؟
    Yıldız tozları yıldız tozlarına. Open Subtitles غبار نجمي لغبار نجمي
    Meteor taşlarının tozları. Open Subtitles غبار من صخور النيزك
    En azametli anıtların altında, cinayetin tozları yatar." Open Subtitles "تحت أسمى النُصب التذكارية يرقد غبار قتل...

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more