"trafiğe" - Translation from Turkish to Arabic

    • المرور
        
    • الزحام
        
    • الزحمة
        
    • الازدحام
        
    • الإزدحام
        
    • زحمة السير
        
    • بالزحام
        
    • للمرور
        
    • في حركة السير
        
    • إزدحام مروري
        
    • للمشاة
        
    • المرورِ
        
    • بزحمة
        
    • سيكون هناك إزدحام
        
    • زحمة سير
        
    Asla Trafiğe yakalanmıyorlar, gerekirsse kaldırımdan dahi gidebiliyorlar. TED دراجة الإسعاف لا تتعثر في حركة المرور و يمكنها أن تصعد على الرصيف
    Eve geldiğimde çevre otoyolununun tam sonundan geçerken Trafiğe sıkıştığımdan dolayı hayal kırıklığına uğramıştım, TED عندما عدت إلى الوطن، أُصبت بالإحباط فورا، عالق في زحمة المرور بينما أعبر الجهة العليا من محيط طريقنا السريع.
    Muhtemelen Trafiğe takılmıştır olur öyle şeyler, bilirsin sevgililer günü falan. Open Subtitles الأغلب أن الزحام هو السبب بما أن اليوم هو عيد الحب
    - Şimdiye kadar varmış olmaları gerekiyordu. - Trafiğe takılmış olabilirler. Open Subtitles لا بد بأن يكونوا هناك الآن ربما علقوا ببعض الزحام
    Aslında onu Teach'in kuzeni bırakacaktı. Ama Trafiğe takılmış... Open Subtitles من المفترض أن تعلمنا القيادة الكثير منا يعلقون في الزحمة
    Ve Trafiğe çözüm bulmamız için hiçbir yolumuz yoktu. TED ولم تكن هناك طريقة للتعامل مع الازدحام المروري في أرجاء الموقع
    Hadi Cooper Trafiğe yakalanmamak için 11'de çıkmamız gerek. Open Subtitles تعال، بوبير. دعنا نذهب يجب أن نذهب في تمام الحادية عشر إذا أردنا أن نتغلب على الإزدحام
    üzgünüm gençler,Trafiğe takıldım geç kaldım sana söyledim,sen hiç bir zaman vaktinde gelmedin Open Subtitles آسف يا شباب ، لقد تأخرت لقد سئمت من زحمة السير هذه قلت لك ، أنت لا تصل أبدا في الوقت المحدد وهم
    Diğer şehirlerimiz gibi uğraş, ticaret ve Trafiğe adanmış. TED فهي مثل كل المدن مرتبطة بالعمل الشاق والتجارة وزحمة المرور.
    2007'den beri her ay şehir en kalabalık caddesini Trafiğe kapatıp çocuklara ve çocukluğa bir oyun alanına dönüştürüyor. TED منذ 2007 في كل شهرين تغلق المدينة الشوارع المزدحمة لحركة المرور وتحولها الى ملعب للأطفال والطفولة.
    Trafiğe takıldık. Open Subtitles تعرقلنـا في زحمـة المرور من المدينـة إلى هنا
    Üzgünüm, Trafiğe takıldık. Open Subtitles أوه، نحن متأسفين، لقد أُحتجزنا في حركة المرور
    Ama bugün buraya gelirken Trafiğe yakalandım. Open Subtitles ولكنني علقتُ بالكثير من الزحام بعد ظهر اليوم عندما حاولت أن أدخل الي المدينة
    Victor 5. cadde de Trafiğe takılmış. Open Subtitles لقد أعاق الزحام فيكتور عند الشارع الخامس
    Geciktiğim için üzgünüm. Trafiğe takıldım. Open Subtitles مرحباً، أعتذر على التأخر فقد كان الزحام كبيراً
    Beni dinleyip Earhart'tan gitseydin Claiborne'daki Trafiğe takılmayacaktık. Open Subtitles لو استمعتَ إلي و سلكتَ طريق إيرهارت لما واجهتَ كل تلك الزحمة عند طريق كليبورن
    Düşünüyordum da, dava üstünde bir iki saat çalışıp erkenden çıkar, Trafiğe yakalanmadan kaçabiliriz. Open Subtitles يمكننا ان نعمل على القضية لبضع ساعات ثم نغادر مبكراً قبل أن تصبح الزحمة شديدة
    Ama San Francisco'ya dönen yoğun Trafiğe yakalanacak. Open Subtitles ولكنها ستتوقف مع الازدحام في طريق العوده لسان فرانسيسكو
    Eğer şansım varsa, Trafiğe takılmadan şehirden çıkabilirim. Open Subtitles سأكون محظوظاً إذا إنتهيت من أعمالي لأراه قبل ساعات الإزدحام
    Üzgünüm. Trafiğe takıldım. Buraya gelmem yarım saat sürdü. Open Subtitles آسفة، أكره زحمة السير فلقد استغرقت 30 دقيقة للوصول هنا
    Eger Trafiğe kalmazlarsa 15 dakikamız var. Open Subtitles أظن بأن لدينا 15 دقيقة تقريباً إذا لم يصتدموا بالزحام
    Trafiğe dikkat edin. Uzun zamandır yaşamadınız, unutmuş olabilirsiniz. Open Subtitles انتبهوا للمرور انكم لم تهربوا منذ وقت طويل
    Sunset Bulvarında Trafiğe takılmak gibi. Open Subtitles إنها كأن تعلقي على الغروب في حركة السير
    Şimdi gitmezsen, Trafiğe yakalanırsın. Open Subtitles كنت سأقول إن لم ترحلي الأن، سيكون هناك إزدحام مروري..
    Bu resimde, çok yoksul mahallelerinden birini görüyorsunuz, Trafiğe kapalı lüks bir bisiklet caddemiz var, ve arabalar hala çamurda. TED في هاته الصورة، ترون في أحد أفقر الأحياء، لدينا شارع فاخر للمشاة و راكبي الدراجات، والسيارات لازالت عالقة في الوحل.
    Özür diliyor, Trafiğe takılmış. Birkaç sokak ötede. Open Subtitles ويَعتذرُ، لَكنَّه وقع فى زحمة المرورِ هو فقط على بُعدِ بضعة مبانى من هنا.
    Saat 3'te alacağımı söylediğimi biliyorum anne ama Trafiğe sıkışıp kaldım. Open Subtitles أعلم بأني قلتُ الساعة الثالثة, أمّاه ولكني بزحمة المرور الآن
    Açılmasını beklersek, Trafiğe yakalanırız. Open Subtitles سيكون هناك إزدحام إذا انتظرنا حتى يفتح المحل
    Brickell'de trafik sıkışık. Belki Trafiğe yakalanmak istemezsin dedim. Open Subtitles هنالك زحمة سير شديدة في (بريكل)، أنصحك بتجنّبها في طريق عودتك إلى المنزل

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more