"trajediden" - Translation from Turkish to Arabic

• مأساة
• المأساه
• المآسي
• مأساته
• المأساة

Ertesi gün herkes, bir trajediden kurtulduklarını fark ettiklerinde müteşekkir olurdu.
اليوم التالي ، جميع الناس شاكرين للغاية مدركين بأنهم تفادوا مأساة

Steven, burada hepimiz Şikago da olan trajediden haberdarız.
كل واحد منا هنا ندرك من الظهر مأساة في شيكاغو.

Ohio Nehri üzerinde büyük bir trajediden bahsediyor.
الذي تحدّث عن مأساة عظيمة على نهر أوهايو.

Bu trajediden sorumlu olanı bulmak için mümkün olan her şeyin yapıldığını bilmenizi isterim.
اريد منكم الإطمئنان بأننا سنفعل المستحيل لكي نجد المسؤول عن هذه المأساه

Resim albümümüze bakanlar neşeli, sorunsuz bir yaşam sürdüğümüzü sanır trajediden uzak.
شخص ما ينظر في البوم صورنا و التي أستنتجت بأنا قدنا الفرح ...بوجود رؤية خالية من المآسي...

Son nefesine kadar kendisine ne olduğunu anlamaya çalıştı ki, diğerleri trajediden bir şey öğrenebilsin diye.
... أن يفهم طبيعة ما جرى له... ... كى يتعلم الآخرون من مأساته.

Bu trajediden sonra, yıllarca, geçmişi detaylıca düşündüm, bir ebeveyn olarak nerede başarısız olduğumu anlamaya çalıştım.
لعدة سنين بعد المأساة تعمقت خلال الذكريات، محاولةً تحديد الجانب الذي فشلت به كوالدة.

Bu aile bir trajediden öbürüne gidip geliyormuş gibi görünüyor.
يبدو أن هذه العائلة تميل من مأساة إلى أخرى

Tanrı onu kutsasın, Peter hayatındaki onca trajediden sonra bunu anlıyordu.
الآن (بيتر) ليرحمه الرب، لقد تفهّم ذلك. كلّ مأساة في حياته.

Kişisel bir trajediden yararlanmak için isteksizliğinizi anlıyorum.
أتفهم نفورك من الاستفادة من مأساة شخصية

Ama bugünkü trajediden sonra hiçbir şey kesin değil.
لكن بعد مأساة اليوم لم يعد هناك شىء مؤكد إلا استمرار تهديدات (بايسون) المجنونة

İyilik yapanları ortaya çıkarmak için bir trajediden iyisi yoktur.
لا شئ مثل مأساة إظهار فاعلى الخير .

Erica söyler misin; bugün olan bu trajediden sonra insanlar ile Evo'ların ilişkilerinin geleceğini nasıl görüyorsun?
"اخبريني يا (إيريكا)، بعد مأساة اليوم، فأي مستقبل تتوقعيه لعلاقات البشر والمتطورين؟"

Olan şey trajediden ibaret.
ما نمر به مأساة

Bir trajediden kazanç sağlamak istemem, ama kasırgadan sonra bakmak için sizin oraya gittik.
لا أحب أن أستفيد من المأساه و لكن لقد ذهبنا الى منزلكِ بعد الإعصار, فقط لنرى

Silahşörlerin müdahalesi trajediden doğrudan sorumluydu.
تدخل الفرسان كان مسؤلا عن المأساه بشكل مباشر

Bu trajediden önceki fiyatıydı.
ذلك الثمن الذي كان قبل وقوع المأساه.

Ama, güzeller her zaman trajediden kaçamazlar.
لكن ليست جميع المآسي تنتهي بشكل تراجيدي

Dinle. Bu trajediden hoşlanmıyorum.
أصغِ, لست أحب هذه المآسي في هذا

Ramsey'ler ona yaşadığı trajediden kurtulabileceği bir masal anlatmış.
عائلة (رمزي) عرضوا قصة جعلت مأساته شيء يمكنه أن التعايش معها

Bu çifte trajediden daha dün gece haberim oldu ve
لقد عرفت بأمر المأساة المزدوجة في ليلة البارحة فحسب