Çünkü travmatik bir cinsel saldırıdan sağ çıkmıştı. | Open Subtitles | لأنها نجت من صدمة أعنداء جنسي عليها |
Özellikle de travmatik bir şok geçirmişlerse. | Open Subtitles | خصوصا إذا عانوا من صدمة مؤلمة |
Ve sonda çöküverdik, aniden ve travmatik bir biçimde. | TED | و عندها اصبحنا بلا عمل فجأة و بصدمة قوية |
Bakın, bu sıradışı bir şey değil. Geçmişinde travmatik bir tecrübe yaşadı. | Open Subtitles | هذا أمر مألوف بالنسبة لها فلقد مرّت بصدمة في الماضي بسبب هذا الشخص |
Şüphelinin hayatında o kadar travmatik bir olay oldu ki, normal bir adamı seri katile döndürdü. | Open Subtitles | شيء ما حصل في حياة الجاني شيء صادم لدلرجة حولته من رجل عادي الى قاتل متسلسل |
Dünyaya gelmiş olması gerçeğinden nefret ediyor olabilir ya da hayatında doğumla ilgili travmatik bir değişiklik gerçekleşmiş olabilir. | Open Subtitles | قد يكون كره حقيقة أنه ولد او قد يكون مر بحدث صادم مغير للحياة مرتبط بالولادة |
travmatik bir beyin hasarı buna neden olmuş. | Open Subtitles | تحصل من صدمة دماغية شديدة |
Prairie çok travmatik bir deneyim yaşadı... | Open Subtitles | عانت "بريري" من صدمة شديدة... |
Ruh sağlığı ile ilgili bu ulusal çalışmalar bize gösteriyor ki ailenizde nesilden nesile aktarılan genetik bir ruh sağlığı sorunu varsa veya çocukluğunuzda travmatik bir şey yaşadıysanız, travma sonrası stres bozukluğu yani TSSB ile başa çıkma yeteneğiniz önemli ölçüde azalıyor. | TED | هذه الدراسات الوطنية التي تتناول الصحة العقلية تخبرنا أنه إذا كنت تعاني من أي مرض عقلي وراثي في العائلة يمكن أن ينتقل إليك، أو إذا مررت في طفولتك بحادثة أصابتك بصدمة ما، فإنّ قدرتك على التعامل مع اضطراب ما بعد الصدمة تقل بصورة كبيرة. |
- Hayır, yapmadım, efendim. - travmatik bir deneyim geçirdin. | Open Subtitles | كلا, لم أفعل, سيدي - لقد مررت بصدمة |
travmatik bir olayı durdurmanın tek yolu, hayatınızı elinize almanızın yolu, bununla yüzleşmektir. | Open Subtitles | السبيل الوحيد لايقاف حدث صادم من السيطره على حياتك هى مواجهته |
Yani beyni yaşadığı travmatik bir şeyi bloke ediyor. Nadir bir durumdur ama daha önce de görüldüğü olaylar var. | Open Subtitles | في الأساس ، عقلها يحجب شيء صادم هذا نادر ، لكن هناك حالات موثّقة |
Tecavüz travmatik bir olaydır. İnsanların buna tepkisi değişik şekillerde gerçekleşir. | Open Subtitles | إنّ الإغتصاب حدث صادم . يواجهه الناس بطرق مختلفة |
Özellikle stres ya da travmatik bir olay yüzünden yaşanır. | Open Subtitles | خصوصاً أولئك الذين يعانون الإجهاد أو حادث صادم حديث |
Cadılar Bayramına kafayı takmış ve bunun, çocukluğunda yaşadığı travmatik bir olaydan kaynaklandığını düşünüyoruz. | Open Subtitles | عيد القديسين هو هاجسه, ونظن بأنه ربما متعلق بحدثٍ صادم من طفولته. |