"truth" - Translation from Turkish to Arabic

    • تروث
        
    • ملهى
        
    • النادى
        
    • ملهاك
        
    1828'in başlarında Sojourner Truth; New York, Kingston'ın büyük jürisiyle görüştü. TED في أوائل عام 1828 اقتربت سوجرنر تروث من هيئة المحلفين الكبرى بكينجستون، نيويورك
    En sonunda 1828 yılının ilkbaharında Peter onun himayesine geri getirildi— ancak Truth'un işi bitmemişti. TED وأخيرًا في ربيع عام 1828، أعيد بيتر إلى أحضانها. ولكن مهمة تروث لم تنتهي بعد.
    Truth, 18. yüzyılın sonlarında New York, Ulster County'de Isabella Baumfree olarak köleliğin içinde doğmuştu. TED ولدت تروث كعبدة باسم إيزابيلا بومفري في أواخر القرن الثامن عشر في مقاطعة ألستر، نيويورك.
    Truth tutarsa, New York City'de ikinci bir kulüp daha açacağız. Open Subtitles "إذا نجح ملهى "الحقيقة ،سنفتتح الملهى الثاني ."هنا في مدينة "نيويورك
    Simon'ı devirmek için Madeline Stern'le anlaşma yaptım Truth ve iki tane daha kulübü elinden almak için. Open Subtitles لقد قُمت بصفقة مع ماديلين ستيرن لهزيمة سيمون وقُمت بإرجاع النادى من جديد بالإضافة إلى ناديين أخريين
    1843'de kendine Sojourner Truth adını verdi ve efsanevi bir söylev turuna girişti. TED وفي عام 1843 أسمت نفسها سوجرنر تروث وشرعت في جولة خطابة أسطورية.
    Truth, Tanrının onu koruyacağından emindi ancak bazı kalabalıklar onun cesaretine şiddetle karşılık verdi. TED كانت تروث واثقة أن الرب سيحميها، ولكن قابلت بعض الجماهير شجاعتها بالعنف.
    Truth'un konuşmaları ülke çapında toplumdaki binlerce insanı etkiledi ancak aktivizmi kalabalık önünde konuşmaktan çok öteye gitti. TED أثرت خطب تروث على آلاف من الناس عبر البلاد، لكن نشاطاتها تخطت الاقتصار على الخطابة.
    Truth, seksenlerinde de seyahat etmeye ve iyi konuşma yapmaya devam etti. TED واصلت تروث السفر والخطابة حتى ثمانينياتها.
    Angela'nın direkt buradan Truth'a gittiğini nereden biliyorsun? Open Subtitles كيف علمت أن أنجيلا ذهبت إلى تروث من هُنا مباشرة ؟
    Jürinin küçümsemesini göz ardı ederek Truth, Alabama'da yasa dışı bir şekilde bir köle sahibine satılan beş yaşındaki oğlu Peter'ın velayeti için savaşmaya geldiğini söyledi. TED متجاهلة ازدراء المحكمة، قالت تروث أنها أتت لتحارب من أجل حضانة ابنها بيتر ذو الخمس سنوات، والذي بيع بطريقة غير مشروعة إلى مُستعبِد في ألاباما.
    Duruşma, sonraki birkaç ay boyunca devam ederken Truth bağış topladı, avukatlarla strateji yaptı ve inancını yitirmedi. TED بينما استمرت المحاكمة في غضون الشهور التالية جمعت تروث التبرعات، ووضعت الاستراتيجيات مع المحاميين، وظلت متمسكة بإيمانها.
    Truth, yolculuğunu ona Tanrıdan verilen bir görev olarak gördü. TED رأت تروث رحلتها كمهمة من الرب.
    Truth'un bir keresinde dediği gibi: "Düşmanların ortasında bile güvende hissediyorum çünkü gerçek güçlüdür ve üstün gelecektir." TED وكما قالت تروث: "أشعر بالأمان حتى في وسط أعدائي؛ لأن الحقيقة عظيمة وستظهر."
    Hayır, aslında hepsi Jud Truth'a ait, Waldo'nun büyük oğlu ama ailenin geri kalanı da aynı derecede meşhur. Open Subtitles كلا إنه فقط للقاضي " تروث والدو " الأقدم لكن الباقين معدلين بشكل مشابه الحفيد " مايلو " 13 عاماً
    Bayan Truth, çocuğa silahı indirmesini söyleyin. Open Subtitles -سيدة " تروث " أخبري الصبي أن يترك سلاحه
    Eğer Theo Tonin'nı vurup, Waldo Truth'u uçaktan aşağıya atmışsan... Open Subtitles " لو قتلت " ثرو تونان ورميت " والدو تروث " من طائرة فهل
    Gördüğü zarar bir yana, ben yine de Truth'u gerçekten bünyeme almak isterim. Open Subtitles ورغم الضرر الحالي، ما زلت أود جعل ملهى الحقيقة جزء من ماركتي
    Bir sonraki karını alana kadar ben Truth'u tekrar açmış olacağım. Open Subtitles سأفتح ملهى الحقيقة مجدداً قبل أن تشتري زوجتك التالية
    Onun arkadaşlarını tanımıyorum. Truth'da telefonlara kimse cevap vermiyor. Open Subtitles لا أعرف صديقاتها ولا أحد يجيب في ملهى الحقيقة
    Şu çalıştığın gece kulübü, Truth, hiç sahipleriyle etkileşim içinde oldun mu? Open Subtitles , ذلك النادى الليلى الذى قد عملتٍ به هل سبق لكٍ أن تعاملتى مع المُلاك؟
    Truth'da bir aşırı uyuşturucu kullanma vakası yaşandı. Open Subtitles مؤخراً تم تعاطي جرعة مفرطة في ملهاك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more