"tuhaf olan" - Translation from Turkish to Arabic

    • هو غريب
        
    • الغريب هو
        
    • الأمر الغريب
        
    • الشيء الغريب
        
    • الغريب بالأمر
        
    • الغريب في
        
    • الأمر المضحك
        
    • الشيء المضحك
        
    • هو الغريب
        
    • الشيئ الغريب
        
    • الشخص الغريب
        
    • أتعلمين ما الغريب
        
    • المُفارقة
        
    Tiyatroda bulduğumuz ölü kadın hakkında asıl Tuhaf olan şey kadının, antibiyotiklerin bir kaç gün içinde yenebileceği bir enfeksiyondan ölmüş olması. Open Subtitles ما هو غريب بشأن الميتة التي وجدناها أنها ماتت من عدوى مضادات حيوية انقرضت منذ زمن بعيد
    Tuhaf olan, normalde bana ne yapacağımı söylemesi beni deli ediyor. Open Subtitles الشيء الغريب هو عندما يقول لي ما يجب القيام به في الحياة هذا يدفعني للجنون.
    Tuhaf olan en iyi arkadaşımın oğlumu görmek için bu kadar beklemesi. Open Subtitles الأمر الغريب هو أن صديقي العزيز أخذ وقت طويل حتى جاء ليرى أبني
    Tuhaf olan, çocuğun babası, oğlunun kaybolduğu günle aynı gün aynı yerde kaza yapan bir kadını arabasına almış. Open Subtitles ‫الشيء الغريب أن والد ‫الشاب أقلّ امرأة ‫كانت قد تعرضت لحادث هنا ‫في نفس اليوم ‫الذي اختفى فيه ابنه
    Tuhaf olan ise Jason Palmer'ın üniversitedeyken Martha's Vineyard'daki bir plajda cankurtaranlık yapmış olması. Open Subtitles قرب بيته في كاتسكلز الغريب بالأمر هو عندما كان جيسون بالمر في الكليَّة
    Ama Tuhaf olan da bu zaten, çünkü ben daha bu hisse kapılmadan o benden uzak durmaya başlamıştı. Open Subtitles نعم ولكن الغريب في الأمر أنه بدأ في تجنب ملامستي قبل أن أبدأ في الشعور بذلك
    Tuhaf olan şu ki, beni görmek istediğini sanmıyorum. Open Subtitles الأمر المضحك أعتقد بأنها لا تريد رؤيتي
    Ama Tuhaf olan şu ki, tek istediğim seni mutlu etmek. Open Subtitles و الشيء المضحك هو أن كل ما أردت القيام به هو أن أجعلك سعيدة
    Hayır Tuhaf olan benim. Open Subtitles لا ادري ربما هو غريب الاطوار
    Pasific Palms Hotel'de. Tuhaf olan ne biliyor musun? Open Subtitles إنّها في فندق (باسيفيك بالمز)، أتعلم ما هو غريب حقاً؟
    Her zaman Brick'in tuhaf olduğunu söylüyorsun ama Tuhaf olan sensin ve bunu o anlıyor. Open Subtitles أنت غريب (دوما تتحدث عن غرابة (بريك لكنك غريب ومن هنا أصبح هو غريب
    Fakat Tuhaf olan şey, sen gülümsemeye devam ettiğin sürece bunların hiçbirisi beni korkutmuyor. Open Subtitles ولكن الأمر الغريب هو طالما أراك مبتسمة فلا شيئ من ذلك يخيفني
    Tuhaf olan birbirlerine eşit uzaklıkta olmalarıydı. Open Subtitles لكن الأمر الغريب أنّها كانت متساوية البعد عن بعضها.
    Ama asıl Tuhaf olan şey, Erica resimde sürekli yer değiştirip duruyordu. Open Subtitles ولكن الشيء الغريب أن إيريكا الصغيرة كانت تغير موضعها فى الصورة
    Tuhaf olan 11. sınıfa dek hatıralarının olması ve son senede bir şey olmaması. Open Subtitles الغريب بالأمر أن لديه تذكارات من كل المراحل حتى الصف الحادي عشر و من ثم لا شيء في سنة التخرج
    Şimdi, gerçekten Tuhaf olan şey, biz bunu diğer elinede yapabiliriz. Open Subtitles والآن، الغريب في الأمر أننا نستطيع فعلها بيدكِ الأخرى
    Tuhaf olan şu ki, ben başkası olmaya çalışmıyorum. Open Subtitles الأمر المضحك هو أنني لا ادعي
    Tuhaf olan ise, adamın üstünde sadece don vardı. Open Subtitles الشيء المضحك هو،أن الرجل كان يرتدي ملابس داخلية فقط
    Sen ve senin koca faren, Tuhaf olan bu. Yemin ederim, sadece bu düğmeye bastım... Open Subtitles انت وفأرك هذ هو الغريب انا لا أحاول ازعجك لقد ضغطت على هذا الزرار
    Tuhaf olan, son 2 kıştır bu 45 km'lik alanda bulunması. Open Subtitles ولــكن الشيئ الغريب هو، أنه في فصلي الشتاء السابقين أنه عــاد إلى محيط الــثلاثين ميلا
    Bu yüzden bu evde Tuhaf olan benim değil mi? Open Subtitles لهذا السبب ، دائماً ما أكون الشخص الغريب في هذا المنزل أليس كذلك؟
    Tuhaf olan da bu, yiyorum. Open Subtitles أتعلمين ما الغريب كنتُ آكلُ حقاً
    Biliyorsun. Tuhaf olan bu, Marge. Open Subtitles و تلك هي المُفارقة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more