Rehberli turlar düzenledik ve bu güç topluluğunu yerinde görüp işleyişini anlamaya çalıştık. | TED | قمنا أيضا بتنظيم جولات موجهة لتجربة وفحص أبراج الطاقة الموجودة في الموقع. |
Kutup buzullarının altında 6 aylık turlar. | Open Subtitles | اوه.جولات دامت لستة شهور تحت غطاء الثلج القطبي |
Gökkuşağı turlar atacak | Open Subtitles | قوس القزح سيقوم بجولة مرتدية ملابسي لأذهب إلي مكان ما |
Ve benimle turlar mısınız diye merak ettim. | Open Subtitles | و قد تساءلت عما إذا قد ترغبين بجولة فيها |
Tüm turlar bitti. Jürinin kararı... | Open Subtitles | بعد انتهاء كل الجولات ، قرار القضاة هو |
İki dışarı, sahayı turlar Sen en son atıcısın. | Open Subtitles | إن أخطأت رميتان ، تخرج وتكون الخاسر |
turlar hızla geçiliyor. Öndeki liderlik durumu iyice karıştı. | Open Subtitles | الدورات تشرف على النهاية المسافات ضيقة في المقدمة |
turlar düzenlerim. Ayrıca kaptan köşkünde barmenlik yapıyorum. | Open Subtitles | أجل، أقدّم جولات بالباخرة وليلاً أعمل نادلاً بمقصورة الربان |
Antik tapınaklara gibi opsiyonel turlar var veya bir uranyum madenini ziyaret edebilirsiniz. | Open Subtitles | هنالك جولات إختيارية لمعابد قديمة أو يمكنكم زيارة منجم يورانيوم |
Bu koca şeye sahip olup da turlar filan düzenlemediğinize inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أن لديكم هذا الشيء الكبير هنا ولا تقوموا بتوفير جولات أو ماشابه |
Virtucon turlar düzenliyor, | Open Subtitles | -تُجري شركة "فِرتكون" جولات سياحية كل ساعة داخل مصنعها |
- Teşekkür ederim. Oraya turlar düzenleniyor, Jasmine. Ginger kocanın hapiste yattığını söylemişti. | Open Subtitles | ـ لديهم جولات هُناك، (جاسمين) ـ (جينجير) قالت أنّ زوجكِ السابق دخل السجن؟ |
5 dakika turlar gelirim. | Open Subtitles | سأقوم أنا بجولة. قد تستغرق بضع دقائق. |
Perdenin açılamasından bu yana hareketsiz duran Bay L birden üstündeki yorganı atar ve yataktan atlar ve sahnede, hayali ışığın altında turlar. | Open Subtitles | فجأة، السيد (لام) الذي كان مشلولاً منذ رفع الستارة يزيل الأغطية ويقفز من السرير ليقوم بجولة في المكان تحت ضوء غير حقيقي |
Babasiyla birlikte etrafta turlar. | Open Subtitles | قام بجولة حولها مع والده. |
Bu turlar genelde oldukça çabuk olur. | Open Subtitles | هذه الجولات عادة ما تكون سريعة جدا |
- Sürekli turlar düzenliyorlar. | Open Subtitles | -إنهم يرتبون الجولات دائماً |
Hala iki dışarı sahayı turlar. | Open Subtitles | كالمعتاد رميتان خاطئة أنت خاسر |
turlar giderek azalırken Jamie McMurray lider. | Open Subtitles | بينما توشك الدورات على الإنتهاء (جَيمي مكموراي) في الطليعة |
Doğuya turlar yapıp, hastalıklara tutulsak... | Open Subtitles | سنقوم برحلات للشرق لعقد الأمراض سندفن العظام فوق البيوت |
turlar duzenliyor. Turistler icin canavar turlari, bilirsiniz. Onu gormus. | Open Subtitles | هو يقوم بإرشاد السياح في الممر تعريف الوحش للسياح كما تعلم، لقد رآه |