"tutardı" - Translation from Turkish to Arabic

    • يحتفظ
        
    • يبقيه
        
    • من حافظ
        
    • كانت تبقي
        
    - Birsürü günlük tutardı. - Burada ya da ofiste değiller. Open Subtitles ــ أنه يحتفظ بها ــ هم ليسوا هنا أو في المكتب
    Whalley en değerli Çin biblolarını şuradaki bu dolapta kilit altında tutardı. Open Subtitles والى كان يحتفظ بتحفه الصينية القيّمة جدا فى هذه الكابينة هنا مُوصد عليها وهل هى موصدة الآن ؟
    Ölü kızları bodrumun altındaki dolapta tutardı. Open Subtitles وتحت الالواح كان يحتفظ بجثث الفتيات الميتة
    Eski asker tabancasıyla. Hep dolu tutardı, onu aldım. Anne. Open Subtitles مسدسه القديم من الخدمة، كان يبقيه دائماً معبأ وقد أخذته
    Onu genellikle kirli tutardı. Neden birden orayı umursamaya başladığını anlamadım. Open Subtitles عادة ما كان يبقيه متسخاً لا أدري لمَ اهتم به فجأة
    O halkı bir arada tutardı. Open Subtitles هو من حافظ على تماسك سكان هذه المدينة
    O halde görürsen üzülerbilirsin. Annen evini tertemiz tutardı. Open Subtitles ربما سيزعجك أمك كانت تبقي المكان نظيف جداَ
    Babam her ihtimale karşı birine vurması gerekirse diye eşek kadar el fenerlerinden birini burada tutardı. Open Subtitles وأبي كان يحتفظ بالمشاعل الضوئية الكبيرة هنا في حال أراد أن يتصفح أحداً
    Dr. Willis tabancayı genellikle nerede tutardı? Open Subtitles أين يحتفظ الدكتور بسلاحه في العادة ؟
    Babam bir günlük tutardı. Open Subtitles لقد اعتاد أبى أن يحتفظ بيوميات
    Herkes cesedi mümkün olduğu kadar evde tutardı. Open Subtitles الجميع يحتفظ بالجثة قدر ما يستطيع
    Jefferson cinaslara takıntılıydı Adams da berbat esprili şiirlerle dolu bir defter tutardı. Open Subtitles (جيفرسون) كان مهووساً بالتلاعب اللفظي، و(آدتمز) كان يحتفظ بكتاب مليء بالقصص الفكاهية البذيئة!
    Doug çok değerli yelkenlisini orada tutardı. Open Subtitles هناك كان "دوغ" يحتفظ بمركبهِ الشراعي الثمين
    Dosyalarını nerede tutardı? Open Subtitles أين يحتفظ بملفاته ؟
    Asansörünü programlamışlardı şoförü sabah gelirdi güvenlik kapıyı tutardı. Open Subtitles و أفضل التقنيين هو من يبرمج مصعده حتى أن عندما يتصل سائقه و يبقيه الأمن منتظرا
    Yusuf Alafa onu hep kilitli tutardı, işte orada. Open Subtitles يوسف آلافا " دائماً يبقيه مقفل هنا"
    Her zaman pırıl pırıl tutardı onları. Open Subtitles كان يبقيه لامعا دائما
    O halkı bir arada tutardı. Open Subtitles هو من حافظ على تماسك سكان هذه المدينة
    Kapısını hep kapalı tutardı. Open Subtitles كانت تبقي بابها مغلقاً دائماً

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more