Himmler'in tutuklanman için karar çıkarttığını duydum. | Open Subtitles | بأن هِملر قد أصدر موافقة رسمية و واضحة لإعتقالك |
tutuklanman için çıkarılmış bir emir var. | Open Subtitles | هناك مذكرة لإعتقالك |
Bu yüzden Şef Nail'e yarın öğlene kadar ödemeyi yapmazsan tutuklanman için mahkeme kararı çıkartabileceğini söyledim. | Open Subtitles | ولهذا السبب قلتُ للقائد (نيل) إذا لم يسدّدها قبل ظهر الغد فإنّه حرّ في الحصول على مذكرة لإعتقالك |
Bette, bu ilk tutuklanman mı? | Open Subtitles | ، هل هذا هو إعتقالك الأول؟ |
- Çünkü Bob, senin tutuklanman benim çıkarlarımla bağdaşmıyor. | Open Subtitles | لأنه يا (بوب)، إعتقالك ليس من مصلحتي |
İnşaat ve Kredi Birliği'nin bir hissedarı olarak, tutuklanman için bir emir çıkartacağım. | Open Subtitles | بصفتي صاحب أسهم في "التعمير والقروض" سأطالب بالقبض عليك |
İnşaat ve Kredi Birliği'nin bir hissedarı olarak, tutuklanman için bir emir çıkartacağım. | Open Subtitles | بصفتي صاحب أسهم في "التعمير والقروض" سأطالب بالقبض عليك |