"tuvalette" - Translation from Turkish to Arabic

    • الحمام
        
    • المرحاض
        
    • بالحمام
        
    • الحمّام
        
    • حمام
        
    • مرحاض
        
    • في دورة المياه
        
    • بالمرحاض
        
    • دورة المياة
        
    • المراحيض
        
    • الحمامات
        
    • المرحاضِ
        
    • المِرحاض
        
    • في الحمّامِ
        
    • دورات المياه
        
    Sonra bir sabah, tuvalette, elime bir jilet aldım ve kendimi kestim. Open Subtitles ‫ثم، في صباح أحد الأيام، في الحمام ‫أمسكت بشفرة ‫وقطعت نفسي هنا.
    tuvalette, onları tezgâhın altında sakso çekerken takip mi edecekler? Open Subtitles يتبعونه إلى الحمام عندما يرغب بمص قضيب أحدهم في الحجيرة؟
    İnan bana, o kartı ben alsaydım hemen şimdi tuvalette işi pişiriyor olurduk. Open Subtitles صدقني، لو أنني من حصل على تلك البطاقة لكنا في الحمام نفعلها الآن
    O yüzden, buraya getirdiler. Tüm gece boyunca, tuvalette kustu. Open Subtitles لذا جلبوه إلى هنا وظل في المرحاض يتقيأ طوال الليل
    Bak, için dışın bok dolu, tuvalette sonsuza kadar durabilirdin. Hadi gidelim.. Open Subtitles انت تعلم انك مليئا بالفضلات ,في استطاعتك الجلوس علي هذا المرحاض للأبد
    - Uçak inmeden önce tuvalette birine çakacağım demek oluyor. Open Subtitles يعني انني سأعاشر شخص ما بالحمام ولكن هل تعتقد انك اختلقت هذا ؟
    Senin de tahmin ettiğin gibi sonradan hapse girdiğimde tuvalette sorun yaşadım. Open Subtitles عندما دخلت السجن لاحقاً كما ذكرت، واجهت مشاكل في الذهاب إلى الحمّام
    Yeni şarkılarını çalıp, tüm geceyi tuvalette geçirmelerine sebep olma. Open Subtitles لا تجعلهم يقضون الليلة في الحمام لأنك ستغني حماقات جديدة.
    Daha üç saattir buradasın ve birini de tuvalette geçirdin. Open Subtitles انت هنا منذ 3 ساعات و امضيت احدها في الحمام
    Beni rencide ettin benle tuvalette seks yaptın ve gitmemi söyledin. Open Subtitles الذي اهنتني فيه ؟ وضاجعتني في الحمام و طلبت مني الريحل
    tuvalette biri beni izliyordu, ve şimdi de çantamdan bu çıkıyor. Open Subtitles شخص ما كان يراقبني في الحمام والان هذا يظهر في حقيبتي
    tuvalette olduğun sürece, senin için üç farklı tuvalet kağıdı koydum. Open Subtitles طالما أنتَ في الحمّام، تركتُ ثلاث أنواعٍ من ورق الحمام هناك.
    Mecazi olarak demiş olabilir ama bir süre tuvalette kaldı. Open Subtitles أعتقد أن هذا تعبير مجازي لكنه أطال البقاء في الحمام
    Sağma makinesini yıkarken tuvalette ağladım. TED بكيت في الحمام خلال تنظيفي لمعدات ضخ حليب الثدي.
    Benim bahçede olduğumu sanıyordu ama ben tuvalette çok sessizce çişimi yapıyordum. Open Subtitles كانت تظن أنني في الحديقة لكنني كنت في المرحاض أتبول بهدوء جدا
    Açıkçası, toplantıda olup olmaması umurumda değil. tuvalette olup olması da umurumda değil. Open Subtitles ولأصدقك القول، أنا لا آبه إن كان في اجتماع أو جالسًا على المرحاض.
    Açıkçası profesyonel yaşantımda böyle bir diyaloğa gireceğim aklımdan geçmemişti ancak tuvalette sürmekte olan bir soruna dair bilgilendirildim. Open Subtitles بصراحة، أنها ليست المحادثة التي فكرت أن أفعلها في مسيرتي المهنية، لكنها حظت بأنتباهي حيال الوضع الراهن في المرحاض.
    Ceketinizi odaya astım. tuvalette de temiz havlu var. Open Subtitles لقد علقت سترتك بغرفتك؛ ويوجد بالحمام منشفة نظيفة
    Banyoda veya tuvalette bile uyurum. Open Subtitles ليس لدي مكان اذهب فيه,سانام في الحمّام, احتاج الي منزل يا رجل
    tuvalette anahtarını unutan 333 no'lu gerzek adına kabul ediyorum. Open Subtitles سأضعها علي حساب الشخص الذي ترك مفاتيح الغرفة 333 في حمام الرجال
    tuvalette karşılaştık ve saatlerce... yaptık. Open Subtitles لقد قابلتها في مرحاض كامارت و انفردنا ببعض لساعات
    Siz hayvan herifler tuvalette ne yapıyorsunuz? Open Subtitles بحق السماء ماذا تفعلان هنا في دورة المياه أيتها الحيوانات ؟
    Vardır diyorsun da kulüp kalabalıkmış, ama maalesef olay esnasında herkes ya tuvalette, ya VIP locasındaymış ya da dışarıda sigara içiyormuş. Open Subtitles أتعتقد ذلك ؟ الملهى ممتلئ لكن من سوء الحظ تعلم كان الجميع إما بالمرحاض أو مكان الشخصيات المهمة
    Beni dinliyor musunuz, Bay Brown? tuvalette bir adamla tanıştım. Open Subtitles هل تستمع لي؟ لقد إلتقيت هذا الشخص في دورة المياة
    İşi yapmak için tuvalette mi yoksa uzay gemisinde mi kullanılacağını bilmeniz gerekmez. Open Subtitles هل تظن ان الشخص المسئول عن صنع المراحيض في سفن الفضاء
    bir tanesiyle de tuvalette Open Subtitles ، في الحمام في إحدى المرات في سيارة. في أحد الحمامات العمومية.
    hatta tuvalette bile beraber oldukları internet seks evleri yaratacağım. Open Subtitles حيث الرجال و البنات بيتصوروا نهاراً وليلاً بيتناكوا و ياخدو ادشاش في المرحاضِ كُلّ شيء
    Baban tuvalette sigara içmez. Open Subtitles والدكَ لم يدخن أبدًا في المِرحاض
    Eşyalarını tuvalette bırakmamanı söylemiştim. Open Subtitles أخبرَك أَنْ لا تَتْركَ تغوّطَكَ في الحمّامِ.
    tuvalette kritik bir durum var ve bunun icabına bakmanı istiyorum. Open Subtitles اسمع ، الوضع حرِج في دورات المياه أريدك أن تتولى الأمر

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more