Elimdekini ne sanıyorsunuz, bir uçak kazası ya da dördüz doğumu haberi mi? | Open Subtitles | ماذا تظن ما لديّ هنا تحطم طائرة أو أربعة من التوائم ؟ |
Bu akşam erken saatlerde Dulles'ta bir uçak kazası yaşanmıştı. | Open Subtitles | حدث هناك تحطم طائرة في مطار دولز حيث لاتزال هناك طائرات تحوم |
Seni Oryantal "picarun!" uçak kazası oldu diye beni aldatamazsın. | Open Subtitles | أنت بيكارون شرقي، أنت لا تستطيع إخدعني حول تحطم الطائرة. |
uçak kazası. Röportaj yapmadılar mı? | Open Subtitles | لا اقصد حادثة تحطم الطائرة ألم يستضيفوك؟ |
Eğer birşey söylemezsen, bunun bir uçak kazası olduğunu kabul edeceğim. | Open Subtitles | إن لم تقولي أي شيء، سأفترض أنه تحطّم طائرة |
Büyük patlama bir uçak kazası olsaydı nesne de kara kutu olurdu. | Open Subtitles | إذا كانت الضربة الكبرى تحطم طائرة الأداة هي الصندوق الأسود |
Gerçek insanlar ve gerçekten bir uçak kazası geçirdiler. | Open Subtitles | إنهم أناس حقيقيون وكانوا في حادث تحطم طائرة |
Ben bir uçak kazası geçirmedim ama yapmak istediğin şey için mücadele etmemek nedir, bilirim. | Open Subtitles | لم أعاني من تحطم طائرة لكني أعرف شعورك ان لاتضغطي على نفسك في فعل هذا |
Karısının öldüğü ufak çaplı bir uçak kazası geçirmiş. | Open Subtitles | لقد كان في حادث تحطم طائرة قُتل فيه زوجتهُ |
Tahminimce, uçak kazası bölgedeki elektrik hattının ve telefon şebekesinin içine sıçmış. | Open Subtitles | أعتقادي أنه حادث تحطم طائرة انها عطلت جميع الطاقة وخطوط الهواتف في المنطقة |
Bir uçak kazası, açlık ve bir çığdan sağ çıktık... | Open Subtitles | بأنّنا نجونا من تحطم الطائرة والمجاعة، وإنهيار جليدي |
- Çinliler, uçak kazası devlet politikasının coğrafi açıdan incelenmesi. Bu bir cinayet. | Open Subtitles | الصينيين, تحطم الطائرة علم السياسة الطبيعية |
Birbirinden alakasız iki olay; zaman kapsülünün çıkartılması, uçak kazası birleşimi konunun ehemmiyetini artırıyor, öyle mi? | Open Subtitles | حادثين لا علاقة بينهما حفر علبلة الزمن، و تحطم الطائرة مجموعتان معاً لتصبحان ذي أهمية للموضوع أنت ؟ |
İki alakasız olay, kazılıp çıkartılmış bir zaman kapsülü, uçak kazası bir kişiyle kombine edilmiş, seninle? | Open Subtitles | حادثين لا علاقة بينهما حفر علبلة الزمن، و تحطم الطائرة مجموعتان معاً لتصبحان ذي أهمية للموضوع أنت ؟ |
Koş, yüz, uyu, paraşütle atla, uçak kazası geçir. | Open Subtitles | اجري , اسبح , قم بالنوم , اقفز قفزاً حراً أو تحطّم خلال تحطّم طائرة |
Bir uçak kazası olsa hâlâ yanıyor olabilirdi, değil mi? | Open Subtitles | إذا كان هذا تحطّم طائرة كانت سوف تزال محترقة، أليس كذلك؟ |
Bizi öldürmeleri için bir gemi dolusu adam kiraladı. Sahte bir uçak kazası düzenledi. | Open Subtitles | فقد وظّف ملء سفينة من الأشخاص لقتلنا جميعاً، وزيّف تحطّم طائرة |
Ölümüne uçak kazası sebep oldu. | Open Subtitles | حطام الطائرة قتلها |
uçak kazası geçirmiş gibi görünüyorsun. | Open Subtitles | أنظر لنفسك كأنك خرجت من حادث طائرة |
Geçen geceki uçak kazası haberini okudunuz mu? | Open Subtitles | هل سمعت عن حادثة الطائرة ليلة أمس ؟ |
- Beraber uçak kazası geçirdiler. - Her şey yoluna girecek. | Open Subtitles | ــ لقد كانتا معاً في حادث تحطّم الطائرة ــ ستكونين بخير |
- Sokakta bir uçak kazası olduğunu yazmış? | Open Subtitles | قالت أن طائرة تحطمت في الشارع؟ |
Eğer bir uçak kazası olsaydı, bunu duymuş olmamız gerekmiyor muydu? | Open Subtitles | إن كان هنالك تحطم طائره ألن نسمع عن هذا أولاً؟ |
Canlarını alan uçak kazası öylesine sert, öylesine gerçekti ki cesetleri teşhis edilemedi. | Open Subtitles | تحطمت الطائرة وخطفت أرواحهم كان هذا خطيرا و بسيطا ولم يتم تمييز أجسادهم |
uçak kazası olmuş. | Open Subtitles | لقد تحطمت طائرة |