"uçarak" - Translation from Turkish to Arabic

    • الطيران
        
    • يطير
        
    • تطير
        
    • طار
        
    • نطير
        
    • بالطيران
        
    • أطير
        
    • سنطير
        
    • الذباب
        
    • التحليق
        
    • تحلق
        
    • جواً
        
    • يطيرون
        
    • طائراً
        
    • طارت
        
    Ve hastalıklardan uçarak uzaklaşabileceği için hiçbir zaman hasta olmaz." dedi. Open Subtitles سوبرمان يمكنه الطيران و لايمرض أبدا لأنه يطير بعيدا عن الأمراض
    Bazen de, tepelerinde uçarak insanların üzerlerine bombalar bıraktık. TED وأحياناً أخرى تطير فوق روؤس الناس وتلقي القنابل على الناس.
    Çocuk üzerimden uçarak geçti ve lazerle bir arabayı havaya uçurdu! Open Subtitles طار الطفل فوقي مباشرة ونسف السيارة بنظره الليزري
    Oraya uçarak gidip, hemen aynen geri dönebiliriz. Open Subtitles يمكننا أن نطير بالأعلى هناك ونرجع للأسفل بسرعة مجددا لا ..
    Bu kadar alçak uçarak ne yapıyorlardı, Open Subtitles ما الذى يفعلونة ؟ بالطيران على ذلك المنخفض
    Bir helikopterin içinde uçarak dünyanın her yerinde fotoğraf çekmek. Open Subtitles أن أطير حول العالم بالمروحية وأصور العالم تحتي
    Engellerin içinden uçarak geçebilmek için uçuş sırasında dizilişe uymaları gerekiyor. TED وتطير من خلال عوائق يمكنها تكييف التشكيل أثناء الطيران.
    Lindbergh'ün Atlantik'i uçarak geçmeyi denediğini duydun mu? Open Subtitles هل سمعتم بهذه الفتاة التي ستحاول الطيران حول المحيط الأطلسي؟
    Asılın, asılın! Dumbo! Senin o boruların içinden uçarak geçebilmen gerekir... Open Subtitles أنت ، تستطيع الطيران بواسطة أذنيك الكبيرتان
    uçarak, gösteriler yapıyor. Open Subtitles إنّه يطير من مزرعة لأخرى، مقدّماً استعراضاً
    Kent sahada uçarak ilerliyor. Kendi pasını yakalayacak. Open Subtitles مهلاً يطير كينت في الملعب الآن وسيلتقط تمريرته
    - Bazı küçük kızlar doğum günü partilerinin ortasına uçarak gelen süper kahraman isterler. Open Subtitles الاطفال يريدون ان يروا بطل خارق يطير في حفل عيد ميلادهم
    Haftada iki saat uçarak pilot olmak gibi mi? Open Subtitles مثل الصبح طيار متى تطير إثنان ساعة إسبوعيا؟
    Böylece uçarak bütün suç luları yakalarsın. Open Subtitles وأنت تستطيع أن تطير حول المدينة ووقف جميع هذه الجريمة؟
    Yeğenim yapabilse uçarak gider ve haberi götürürdü. Open Subtitles فقط إذا أمكنه أن يختار طريقه حينها لكان طار بعيدا لتسليم الأخبار
    Dün gece düşündüm de aniden oraya varmak varken neden uçarak gidelim ki? Open Subtitles لم نطير بينما نستطيع الذهاب إلى هناك مباشرةً؟
    İznin olmadan gecenin bir vakti uçarak ne yaptığını sanıyorsun? Open Subtitles ما الذي تفعله بالطيران ليلاً بدون تفويض؟
    Bilmiyorum, Bay Putnam. Atlantik'i boydan boya uçarak geçmek her zaman hayalim olmuştu ama sizin benden istediğiniz şey hayal ettiklerimin yanına bile yaklaşmıyor. Open Subtitles حلمي كان دائما بأن أطير على عرض المحيط الأطلنــــ ـــطي, لكن الطريقة التي تريدني أن أفعلها هي بعيدة عن الطريقة التي رسمتها أنا.
    uçarak kaldırımdan iniyoruz senin eski kırmızı Charger da orada. Open Subtitles سنطير عبر الرصيف وشاحنتك الحمراء القديمة هناك لكنّها جديدة.
    Daha sonra kıçına öyle bir tekme vurur ki... zavallı şey odanın bir ucundan diğer ucuna uçarak... açık pencereden aşağıdaki kilere yuvarlanıp... gözden kaybolur. Open Subtitles الآن وقال انه يعطي لها هذه ضربة قوية على وراء أن الفتاة الفقيرة الذباب في جميع أنحاء الغرفة،
    Yüksekten uçarak araştırma tekniği, kaplumbağaları bulmak için de etkilidir. Open Subtitles التحليق كتقنية بحث فعال بالمثل لاكتشاف السلاحف
    Sonraki 90 dakika boyunca, profesörün ve Orokana'nın uçakları birbirlerine doğru uçarak üç-çeyrek noktasında buluştular. TED لل 90 دقيقة المقبلة. تحلق كل من طائرة البروفيسور واوركانا بإتجاه بعضهما البعض، ليتقابلوا عند علامة الثلاثة أرباع.
    Ben uçarak gitmiyorum çünkü arkadaşım bana yazdığı mektubunda trenle gelmemi söyledi. Open Subtitles لا أذهب جواً صديقي أخبرني أن أستقل القطار في الرسالة التي كتبها لي.
    İnsan eti serttir. Ağaçlardan uçarak... Open Subtitles لحم البشر قاسي كما تعلم وهم يطيرون من الأشجار
    O rüyayı bilirsin, yataktasındır, ve pencereden içeri uçarak süzülürler? Open Subtitles أتعرف ذلك الحلم عندما تكون على السرير ويدخل الشخص طائراً من النافذة؟
    Sonra bu kadar büyük bir kelebek uçarak geldi. Open Subtitles ثم ، فراشة بهذا الحجم طارت باتجاهي

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more