Akşamki Berlin uçuşu için kabin amiri gerekiyor. Kal lütfen. | Open Subtitles | إنهم بحاجة إلي مُراقبة طائرة في رحلة اليوم الي برلين |
Bu gördüğünüz, Kuzeydoğu Arjantin'deki taş yatakları arasında hoş bir helikopter uçuşu. | TED | سيبدو وكأننا في رحلة هيلوكبتر جميلة في هذه الأراضي القديمة الموجودة في شمال شرق الأرجنتين |
En son uçuşu uçak kazası olmadan o etiketle tamamlamıştım... | Open Subtitles | البطاقة تجعل الرحلة الأخيرة بدون تحطم للطائرة أو أي شيء |
Tüm yolcuların dikkatine, bu British Airways'in 42. uçuşu için yapılan son çağrıdır. | Open Subtitles | إنتباه لجميع المسافرين بالخطوط البريطانية هذا هو النداء الأخير على الرحلة رقم 40 |
General, belki de uzay uçuşu yeteneğine sahip müttefiklerimize haber vermeliyiz. | Open Subtitles | جنرال, ربما يجب أن نتصل بحلفائنا القادرين على الطيران في الفضاء |
Amerikan Havayolları'nın batıya giden 9 numaralı uçuşu kalkmak üzeredir. | Open Subtitles | إنتبهوا رجاءاً تُعلن الخطوط الجوية الأمريكية عن قيام رحلتها رقم 9 المتجهة شرقاً |
Gene, Billy'e oryantasyon uçuşu için yardımcı olur musun? Tabii. İster misin? | Open Subtitles | خذ بيلي في رحلته التنويرية حسنا هل أنت معي؟ |
Londra da bir uçuş yapabilirsiniz, daha sonra Bangalore de uçuşu bugün bitirebilirsiniz. | TED | بإمكانك أن تغادروا على رحلة إلى لندن، لتنتهوا في بنقالور في آخر اليوم نفسه. |
16:30 uçuşu, Romanya Havayolları, Doğu Berlin. | Open Subtitles | انها رحلة 16: 30 الى شرق برلين, على الخطوط الرومانية |
Lufthansa'nın Düsseldorf'tan gelen, 761 sayılı uçuşu, sekizinci kapıdan. | Open Subtitles | الوصول من دوسلدورف رحلة لوفتهانزا رقم 761 ، بوابة رقم 8 |
Aslen iki yüklü kırlangıç uçuşu mesafesinde olduklarına göre... ..belli ki kırlangıçımız yüksüz bir kırlangıç. | Open Subtitles | من الواضح أن هذه رحلة طيران طائر سنونو غير محمّل هم كانوا أكثر من طائرى سنونو محمّلين |
- Almanya'dan çıkan ilk uçuşu. | Open Subtitles | حجزت على أول رحلة طيران متاحة لخارج ألمانيا حسنا |
Bu uçuşu salimen tamamlama olasılığı çok yüksek. | Open Subtitles | هناك احتمالية عالية بأننا سوف ننجو بهذه الرحلة. |
Sanırım bir sonraki uçuşu beklemeliyiz. | Open Subtitles | سيتعين علينا ان ننتظر على متن الرحلة التالية , اعتقد. |
Biz de orada kalıp, sonraki uçuşu bekleriz. | Open Subtitles | إن لم يكن , سنقوم بالجلوس وانتظار الرحلة القادمة |
20 satten az bir uçuş süresi sonucu spor uçuşu sertifikası alabilirsiniz. | TED | طيار رياضي يمكنه الحصول على الرخصة في مدة وجيزة قدرها 20 ساعة من الطيران. |
Dikey kalkan bir hava aracı... ...test uçuşu programı boyunca en güvenli araç değildir. | TED | إنّ طائرة ذات إقلاع عمودي ليست هي المركبة الأكثر أمانا خلال اختبار الطيران. |
uçuşu rötar yaptı, o yüzden hemen bir taksiye atla ve onu alıp buraya getir. | Open Subtitles | لقد تأخرت رحلتها لذا استقلي أجرة واحضريها إلى هنا سريعاً |
Uçağa binecekti, ama işi çıkmış uçuşu iptal etti. | Open Subtitles | كان سيأتي ،، لكن طرأ أمرٌ ما بشأنِ العمل، لذا ألغى رحلته. |
Bu süreç 300 yıldır devam ediyor ve sonuçta bir uzay uçuşu kültürü oluştu. | TED | وهذه العملية مستمرة منذ أكثر من 300 سنة، والنتيجة هي ثقافة رحلات الفضاء. |
Hızı, hiç mola vermeden gerçekleştirilen... bir transatlantik uçuşu gibi. | Open Subtitles | الحبوب تشبه عشرات الرحلات .. الجويةعبرالمحيطالأطلسي. دون الخروج من الطائرة أبداً |
İki saatten az bir süremiz var. Mutlaka bu uçuşu yapmalıyım. | Open Subtitles | لدينا اقل من ساعتين ، عليّ أن أقوم بالرحلة |
Sırf siz kaykay ya da paten kayıyorsunuz diye bu uçuşu kaçırmak istemiyorum. | Open Subtitles | .. لو لم نلحق بالطائرة بسبب أنكما الاثنان .. تتزحلقان على الألواح أو |
Annenle Bali'de buluşacaktım ama uçuşu iptal ettiler. | Open Subtitles | لقد كنت ذاهباً لمقابلة أمك فى بالى ولكن تم إلغاء الرحله |
Tünaydın bayanlar ve baylar. 654 numaralı Charlotte uçuşu için yolcu alımı başlamıştır. | Open Subtitles | مساء الخير سيداتي وسادتي نحن الآن على استعدات للصعود للرحلة 654 إلى شارلوت |
Bir çeşit test uçuşu, bunun gibi. | Open Subtitles | نوع من تحليق الاختبار, مثل ذلك. |
Süzülen uçuşu desteklemek için az rüzgar vardır ve kanat çırpmak enerji kaybına neden olduğu için sakince oturur, büyük gruplar halinde dalgalarda yüzerler. | Open Subtitles | في الوقت الحالي الريح غير مواتية لكي تقوم بالتحليق و الانقضاض و لأن ذلك يستنفذ طاقتها، فتسترخي |
Lieb uçuşu iptal etmeyeceğini söylediğinde o uçakta kalmak gibi bir niyetim yoktu. | Open Subtitles | عندما رفض ليب الغاء السفريه لم تكن لدى النيه بالبقاء فى الطائره |
"Çocuğun Felaket uçuşu" innonihayetinde" bahar döneminde yayınlanacak. | Open Subtitles | "{\pos(192,240)}هلع جوي" سيُعرض ابتكلا محالة |