"uğraşıyor" - Translation from Turkish to Arabic

    • يحاول
        
    • يعبث
        
    • يتعامل
        
    • تعبث
        
    • تتعامل
        
    • يتلاعب
        
    • تعمل على
        
    • يكافح
        
    • يُحاول
        
    • يتاجر
        
    • يبذل
        
    • يعمل على
        
    • يتعاملون مع
        
    • نتعامل مع
        
    • يعمل علي
        
    O kadar aptalca şeyler söylüyor ki, sanki kasten dikkat çekmeye uğraşıyor. Open Subtitles حوارات غبية حقا وكأنه يحاول لفت الانتباه إلى نفسه ربما عليك ذلك
    Yapabildiğince saklanmaya uğraşıyor - alt beden kürkünü kuru tutmak mecburiyetinde. Open Subtitles يحاول الاحتماء قدر الإمكان محافظا على الفرو السفلي من جسمه جاف
    Bu hiç mantıklı gelmiyor. Bizle değilde arabayla uğraşıyor. Open Subtitles لا يبدو هذا منطقياً، يعبث بالسيّارة وليس معنا
    Öğrenci, ebeveyn ve öğretmen birçok sorunla uğraşıyor. TED يتعامل الطلبة وأولياء الأمور والمدرسين مع الكثير.
    Köpekbalıklarıyla uğraştı, şimdi de onlar bizimle uğraşıyor. Open Subtitles لقد عبثت مع القروش والآن القروش تعبث معنا
    Bölümü, benim zamanımdan da öncesinden beri mutant sorunu ile uğraşıyor. Open Subtitles إدارته كانت تتعامل مع ظاهرة المتحولين من قبل مجيئي للرئاسة
    Herkes başka bir üzüntü daha yaşanmasın diye uğraşıyor, Lincoln mesela. Open Subtitles الجميع يحاول بذل قصارى جهده لمنع حدوث مأساة مثل مأساة لينكولن
    Hepsi de seninle uğraşıyor sanki. Neden? Open Subtitles يبدوا وأن الجميع يحاول أن يضايقك.لماذا هذا؟
    Sonunda; hoş, bekâr, eşcinsel olmayan ve kendisiyle barışık bir adamla tanıştım, ama kendini öldürtmek için çok uğraşıyor. Open Subtitles لقد إلتقيت برجل لطيف ليس متزوج شاذ أَو يجاول ليجد نفسه وهو يحاول بشدة للحصول على نفسه مقتولا
    Uzun süredir uğraşıyor. Open Subtitles وهو يحاول منذ فترة طويلة بما فيه الكفاية.
    Beynin yükseltilmiş görüşle çalışmaya uğraşıyor. Open Subtitles دماغك يحاول التأقلم على زيادة الإدراك البشري لديك
    Kalan ricamızı reddetti. Dr Jackson konumunu değiştirmesi için uğraşıyor. Open Subtitles رفض كالان طلبنا ودّكتور جاكسون يحاول تعديل موقفه
    Kitapların ruhunu bozuyordu. Hepimizi yok etmeye uğraşıyor! Open Subtitles يعبث في كتاب الآرواح يحاول تدميرنا جميعاً
    - Son kurbanı Madeleine Vickery 24 yaşındaydı. Onunla uğraşıyor, kendini temize çıkarması için zorlayıp, hata yaptırmaya çalışıyor. Open Subtitles إنه يعبث به، يحاول دفعه لتبرير نفسه ويرتكب غلطة
    Kocan, anladığını sandığı bir yaratıkla uğraşıyor ama anlamıyor. Open Subtitles زوجك يعبث مع شخص معتقداً أنه يفهمه و هو لا يفهمه
    Bu odadaki herkes kendi alanlarına özgü mum problemleri ile uğraşıyor. TED كل شخص في هذه الغرفة يتعامل مع نسخته الخاصة من لغز الشمعة.
    Çok uzun süredir suçlularla uğraşıyor. Open Subtitles إنه يتعامل مع المُجرمين لأوقات طويلة جداً
    - Boş ver. Benimle uğraşıyor. İşi bu zaten. Open Subtitles إنسوا ذلك، هي فقط تعبث معي إنّهُ ما تفعلُه
    Baba alkolik, büyükanne kaldırabileceğinden fazlasıyla uğraşıyor, çocuk oyun oynuyor. Open Subtitles الأب مدمن على الخمر، الجدة لا تستطيع أن تتعامل مع الوضع والطفل خارج عن السيطرة
    Vaka hakkında konuşamayacağımızı söyledi. House sadece bizimle uğraşıyor. Open Subtitles كان يعني منعنا من الحديث عن الحالة - هاوس يتلاعب بنا فقط -
    Ailem bununla uğraşıyor, ama Moody benim her dakika nerede olduğumu biliyor. Open Subtitles عائلتي تعمل على ذلك , ولكن مودي يعرف أين أنا في كل دقيقة
    Zaten çok az olan kirayı ödemek için uğraşıyor. Open Subtitles إنهُ يكافح لدفع الإيجار، والذي هو مُتدني جداً بأي حال
    Lukasi ve arkadaşları buzun altına mümkün olduğunca çabuk girmeye uğraşıyor. Open Subtitles يُحاول كل من لوكاسي وأصدقاءه النزولتحتالثلجبالسرعةالمُمكِنة.
    Oğlun, otlarla uğraşıyor. O yüzden canına okudular. Open Subtitles ابنك يتاجر في المخدرات ولهذا بُرّح ضربًا
    Gibbs onun gönlünü eylemek için çok uğraşıyor. Open Subtitles و غيبز من المؤكد أنه يبذل قصار جهده دون نسيانه
    Frank başka bir arama izni için uğraşıyor. Bunu anlamıyorsunuz. Bu adamlar profesyonel. Open Subtitles فرانك يعمل على تفويض آخر هؤلاء الرجال محترفون
    Eğer çip üretiyorlarsa değişik türlerde toksik kimyasallarla uğraşıyor olabilirler. Open Subtitles إذا كانوا يصنعون الشرائح الإلكترونبه فهذا يعنى أنهم يتعاملون مع الكثير من المذيبات السامه
    Balık hikayeleri anlatan bir grup sarhoşla uğraşıyor olabiliriz. Open Subtitles فمن الممكن إننا نتعامل مع مجموعة من المخمورين الذين يروون القصص
    -Birileri onun için uğraşıyor. Open Subtitles ـ شخص بإدارة المقاطعة يعمل علي ذلك

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more