| Böylece bebeğiyle eczaneye uğramak yerine hemen evine dönebiliyor. | TED | وبهذا تستطيع أخذ طفلها مباشرة إلى المنزل دون الحاجة إلى المرور بالصيدلية. |
| Partiye giderken ahıra uğramak istiyorum. | Open Subtitles | مما يذكرني، علي المرور على الإسطبل قبل ذهابنا للحفل |
| Peki, eğer sonrasında uğramak istersen, ben geç saatlere kadar burada olacağım. | Open Subtitles | امممم أنا هنا حتى وقت متأخر من الليل، إذا كنت لا تزال ترغب في المرور هنا |
| Tanrıların kralı en yakınındaki kişinin ihanetine uğramak üzeredir. | Open Subtitles | عظيم الآلهة على وشك التعرض للخيانة من أقرب الناس إليه |
| Evde zorbalığa uğramak dışarıda zorbalığa uğramaktan çok daha kötü birşey. | Open Subtitles | التعرض للمضايقة في المنزل أسوأ من أي شيء سيواجهه خارجاً في العالم |
| Yine de gümrük vergisiz mallar mağazasına uğramak istiyorum. | Open Subtitles | ما زلت أريد التوقف عند السوق الخالية الضرائب |
| Cam, bu perdenin arkasında ne olursa olsun hayal kırıklığına uğramak yok bak. | Open Subtitles | (كام) أي يكن على الجانب الاخر من الستارة لا يمكننا أن نشعر بخيبة أمل |
| Buralarda olacağım... bir ara uğramak isterim, beni ara. | Open Subtitles | سأكون فى الحى لاحقا وظننت أنه ربما يمكننى المرور عليك لذا اتصل بى |
| Yazlık eve uğramak istersen sana sağlam top fırlatmayı seve seve öğretirim. | Open Subtitles | إسمع، في أري وقت تريد المرور بالمنزل الشاطئي، سأكون سعيداً أن أريدك كيف ترمي أحدهم في دوامة ضيقة |
| Gelip uğramak istersen evdeyim. | Open Subtitles | إذا كنت تريد المرور عليّ .فأنا في المنزل |
| Belki sen vardiyadan sonra bir uğramak istersin. | Open Subtitles | لذا ربما قد تتمكن من المرور بعد المناوبه |
| Bu demektir ki otobana çıkmadan önce bir benzin istasyonuna uğramak zorunda. | Open Subtitles | هذا يعني أن عليه المرور بمحطة الوقود قبل أن يتوجه إلى الطريق السريع |
| Eğer arada uğramak isterseniz... | Open Subtitles | إذا أردت يمكنك المرور في وقتٍ ما |
| Ama uğramak istersen evde. | Open Subtitles | لكنها في المنزل إذا أردت المرور عليها. |
| Bak, uğramak istedim çünkü-- | Open Subtitles | أسمع... أردت المرور فقط لأني... |
| Bailey seni eve götürmeden önce uğramak mı istedin? | Open Subtitles | أردت المرور قبل أن تأخذك (بايلي) إلى المنزل |
| Yine Kanada'da yapılan bir araştırmada araştırmacıların ektiği küçük bir çocukken "Vahşi bir hayvan tarafından saldırıya uğramak kadar kötü bir olay başına geldi." sahte anısı deneklerin yarısında başarıya ulaştı. | TED | وفي دراسة في كندا، زرع الباحثون الذاكرة الزائفة أنه عندما كنت طفلا، شيء كفظاعة التعرض لهجوم من حيوان مفزع حدذ لك، ينجح مع حوالي نصف من محل دراستهم. |
| Bu, o aynı popülasyonda, flört şiddetini okul mülkünde zorbalığa uğramak, intiharı ciddi şekilde düşünmek ya da elektronik sigara içmekten daha yaygın kılmaktadır. | TED | هذا يجعل العنف في المواعدة أكثر انتشارًا من التعرض للتنمر في المدارس أو التفكير بجدية في الانتحار أو حتى التدخين، في نفس هذه المجموعة البشرية. |
| Saldırıya uğramak üzeresin. Bu Plissken. | Open Subtitles | انت على وشك التعرض لهجوم انه بليسكن |
| Emily, selam, Hollis'e giderken Ali'lere uğramak istersin diye düşündüm. | Open Subtitles | إيميلي، مرحباً، ظننت أنكِ قد تودين التوقف عند منزل آلي في طريقك إلى هوليز. |
| # Gümrük vergisiz mallar mağazasına uğramak istiyorum # | Open Subtitles | أريد التوقف عند السوق الخالية الضرائب |
| # Gümrük vergisiz mallar mağazasına uğramak istiyorum # | Open Subtitles | أريد التوقف عند السوق الخالية الضرائب |
| Cam, bu perdenin arkasında ne olursa olsun hayal kırıklığına uğramak yok bak. | Open Subtitles | (كام) أي يكن على الجانب الاخر من الستارة لا يمكننا أن نشعر بخيبة أمل |