"ucuz ve" - Translation from Turkish to Arabic

    • رخيصة
        
    • الرخيصة
        
    • ورخيصة
        
    • رخيص و
        
    • أرخص
        
    • الرخيص
        
    • وأرخص
        
    Çılgınca ve aptalca geliyor kulağa, ama aslında ucuz ve köhne bir şey yerine hiçbir ekipman edinmemeyi tercih eden hastaneler var. TED قد يبدو ذلك جنون، وغبي. لكن هناك فعلاً مستشفيات تفضل أن لا تملك أي معدات على أن تملك معدات تبدو رخيصة وتافهة.
    Bangladeş'te imalat hala çok ucuz, ve sendikaların gücü sınırlı. Open Subtitles صناعة بنجلاديش لا تزال رخيصة جدا، ولقد النقابات قوة محدودة.
    Genelde ucuz ve konsinye mağazalar değil mi? Open Subtitles هذه بالغالب متاجر تبيع الملابس الرخيصة والمستعملة
    Ama o koca şişman kayayı oradan kaldırmak için daha ucuz ve zeki bir fikirle gelmediğin müddetçe bu anlaşma olmayacak. Open Subtitles ولكن الحقيقة هي انه اذا كنت لا تخرج بفكرة ذكية للغاية ورخيصة حول كيفية التخلص من تلك الصخرة الضخمة عندذلكنحنليس لديناأتفاق.
    Çok eğlenceli bir akşamı iş konuşarak ucuz ve sefil bir hâle getirme. Open Subtitles لا تغير الموضوع هذا المساء المرح المتكامل الى شىء رخيص و خسيس بمناسبه الحديث عن الأعمال
    Herkeste var ve oldukça ucuz. Ve onları özgürce, açık lisanslarla yaymak için gereken yazılımlar hiç bu kadar ucuz ve yaygın olmamıştı. TED إنه متاح في كل مكان ورخيص نوعًا ما. والأدوات لكي توزعه بحرية وبتراخيص مفتوحة لم تكن أيضًا أرخص من ذلك ولا أكثر توافرًا
    İlkinden sonra ucuz ve basit yönteme geçiş yapmak muhtemelen hatalı," demeye başlamışlar. TED وأن التبديل بين العلاجين كان غلط فادح واستخدام الحل الرخيص والسهل
    Daha hafif, daha ucuz ve daha dayanıklı. TED إنها أخف وزنًا، وأرخص سعرًا وأشد صلابة.
    Tıbbın ucuz ve çok etkisiz olduğu bir dönemdi. TED كان الوقت التي كانت الأدوية فيه رخيصة و غير فعالة أبداً
    Ne de olsa çocukluğumuzdan beri hepimiz bu malzemelerle oynamıştık, üstelik malzemeler oldukça ucuz ve evin yakınında herhangi bir yerde bulunabilirler. TED بعد كل شيء، لعبنا جميعًا بهذه منذ كنا صغاراً، وهي أيضًا رخيصة جدًا ويمكنُ العثور عليها في أي مكان بالمنزل.
    Haydutlar hakkında çok fazla ucuz ve uydurma hikayeler var. Open Subtitles غدا أترى ذلك سيكون هناك قصص كثيرة رخيصة وخيالية عن مقاتلين
    Önceki hayatımdan ucuz ve değersiz bir üründü işte. Open Subtitles لقد كانت أحذيتي الرخيصة من حياتي السابقة
    Bu ucuz ve kolay enerjiye ulaşım fikrinin ortaya çıkışı ki bu durum aslında milyarlarca kölenin 24 saat çalışması anlamına gelir geçtiğimiz yüzyılda dünyayı köklü bir şekilde değiştirdi ve nüfus 10 kat arttı. Open Subtitles وصول هذه الطاقة الرخيصة و السهلة والتي بالمناسبة توازي مليارات من العبيد الذين يعملون على مدار الساعة،
    Kapaklı, ucuz ve uyduruktan telefonlar için gelmedim buraya. Open Subtitles لا اريد ان اسمع عن اي من الهواتق المنزلقة الرخيصة
    New York'ta çok bina ucuz ve çok iyi. Open Subtitles فكما تعلمون معظم البنايات في نيويورك نظيفة ورخيصة
    Met yapmak için gereken malzemeler yasal, ucuz ve kolayca bulunabilir. Open Subtitles المكونات لصنع الميث هي قانونية، ورخيصة ومتاحة بكلّ سهولة.
    Bu yüzden, durumun iyileştirilmesi için kendi fikrimi önerdim: Bu geri dönüşümlü kağıt tüpleri kullanmak. Çünkü bu çok ucuz ve aynı zamanda çok da sağlam. Ama benim bütçem birim başına sadece 50 dolardı. TED لذا اقترحت فكرتي لتحسين الوضع لأجل استخدام أنابيب الورق المقوى المعاد تدويرها لانها قوية جداً ورخيصة جداً وكانت ميزانيتي فقط 50 دولاراً لكل وحدة سكنية
    Bak, şimdi bana kendimi ucuz ve bayağı hissettiriyorsun... Open Subtitles الآن تجعلني أحس كما لو أني رخيص و مبتذل
    Çok ucuz ve taştan yapılmış Open Subtitles هو رخيص و مصنوع من الحجر
    Kurşunsuz otomativ benzin kullanımı geleneksel benzinlerden... çevreyi korumak için çok daha ucuz... ...ve çok daha iyidir. TED ووقود السيارات الخالي من الرصاص الذي نستخدمه هو في نفس الوقت أرخص وأفضل للبيئة من وقود الطائرات.
    İşte bu yüzden cebinizdeki cep telefonu 70'lerin süperbilgisayarından kelimenin tam anlamıyla milyon kat daha ucuz ve bin kat daha hızlı. TED ولهذا فإن الهاتف النقال الموجود في جيبك هو حرفياً أرخص مليون مرة وأسرع ألف مرة من الكمبيوتر العملاق في السبعينات.
    Ona haftasonu ucuz ve kolay seksin ne kadar iyi geldiğini söylemeyecektim. Open Subtitles أنا لم أخبرها كيف كانت أمسيتى فى ممارسة الجنس السهل و الرخيص ممتعة
    Ama ucuz ve bu arada çirkin bir yüzük için bu aptalca okul bahçesi oyununa devam edeceksen yolun sonuna geldik demektir. Open Subtitles ولكن بما أنك استمريت هذه اللعبة الصيبيانية الحمقاء على الخاتم الرخيص و القبيح بالمناسبة
    Kamyonunda yatmanın çok daha ucuz ve güvenli olduğunu düşünürmüş. Open Subtitles ظنّ أنّ البقاء في شاحنته أكثر أماناً وأرخص.

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more