"ulaşmayı" - Translation from Turkish to Arabic

    • الوصول
        
    Tüm engellere rağmen, ...birkaç kahraman balık tepeye ulaşmayı başarır. Open Subtitles رغم كلّ العقبات، ينجح بعض الأفراد البطوليين في الوصول للقمّة.
    - Tüm odalarda aynı. İçkiye ulaşmayı zorlaştırmak istiyorlar gibi değil. Open Subtitles إنها ليست مثل أنهم يريدون جعلها من الصعب الوصول إلى خمر
    Esasında, yaşamımızda yedeğe bırakıyoruz istediklerimize ulaşmayı. TED فنحن في الاساس على الدوام في احتياج لبعض المستهلكات ونحتاج الوصول اليها
    Bu, tek bir ekleme noktası ile derin bir organın içinde tümörler gibi pek çok farklı hedefe ulaşmayı mümkün kılıyor. TED وبذلك يصبح من السهل الوصول إلى أهداف عديدة، مثل الأورام، داخل عضو صلب باستخدام نقطة إدخال واحدة.
    Verilere ulaşmayı başardım ve artık sesi kullanarak, en iyi gök bilimci seviyesinde fizik yapabiliyorum. TED وحَقَّقْتُ الوصول إلى البيانات، واليوم أنا أستطيع القيام بالفيزياء بمستوى أفضل عالم فلك، وذلك باستخدام الصوت.
    Herkesin ulaşmayı hak ettiği yere ulaştığı fikri. Bence çılgın bir fikir bu, tamamıyla çılgın. TED فكرة ان الجميع يستحقون الوصول الى ما هم عليه تلك. اعتقد انها فكرة مجنونة ,مجنونة كليا ً.
    ama General Broulard'a ya da herhangi bir yetkiliye.. ulaşmayı başaramadı. Open Subtitles لكنه لم يتمكن من الوصول إلى الجنرال برولار و لا إلى أي شخص في السلطة
    Ve böylece sana telefonla ulaşmayı denediğimde bilirim, kimse olmayacak evde! Open Subtitles وهذا هو كل ما أدري ... أحاول الوصول اليكِ عبر الهاتف
    Çocuğa ulaşmayı başaramasakta... onu likit nitrojenle dondurabiliriz... yani yeni nesil çözümler onu kurtarabilir . Open Subtitles برغم عجزنا عن الوصول إلى الصبي فنحن نستطيع تجميده بسائل النتروجين، حتى تتمكن الأجيال القادمة من انقاذه.
    Ama neden gömüldüğü tarihten bugüne kadar Stargate'e... ..ulaşmayı denememiş olsun ki? Open Subtitles لكن لماذا لم يحاول الوصول الى بوابه النجوم منذ ان دفنت و الى الان ؟
    Sualtı araçları 1970'lerde sonunda dağlara ulaşmayı başardıklarında miller uzunluğunda, geçmişte derinlerden yükselen ve artık katılaşmış olan erimiş kayaların olduğu sıra dışı bir dünya buldular. Open Subtitles عندما نجحت إحدى الغواصات في الوصول أخيرا للقمم عام 1970 وجدوا عالم غريب
    Görüntülere ulaşmayı başarabildim ve neler çıkarabileceğime bir baktım. Open Subtitles كنت قادرة على الوصول إلى ملفات المراقبة وانظري ماذا وجدت
    Pekala. Oraya nasıl ulaşmayı, tekneyi çevirmeyi, suyunu boşaltmayı ve yenilmeden sudan çıkmayı düşünüyorsun? Open Subtitles حسنا , كيف تعتقد انه يمكننا الوصول اليه , قلبه
    Ekonomik suiksatçiler Saddam Hussein'e ulaşmayı başaramadılar. Open Subtitles القتلة الإقتصاديون لم يستطيعوا الوصول لصدام حسين
    Ahizeyi kaldırıp beni aramaması ayrı bir şey, fakat farklı yollardan ona ulaşmayı denedim. Open Subtitles سيكون هنالك أمرا واحدا إذا لم ترفع سماعة الهاتف و تتصل بي و لكنني تعبت من محاولة الوصول إليها بعدة طرق
    Ona ulaşmayı denedim. Ama bu gün işe gitmemiş. Open Subtitles حاولت الوصول أليها ولكنها لم تذهب لعملها
    Birşeyi güvenli yapmak için aldığınız her önlem ona ulaşmayı daha da zorlaştırır. Open Subtitles أي أحتياطات تأخذها لتجعل شيئاً آمنا جداً وأيضاً جعله سهل الوصول إليه
    Peki, şeyi denesene alıcının IP'si üzerinden mesajlara ulaşmayı. Open Subtitles لم لا تحاولي الوصول للرسالة عبر العنوان المستقبل
    Sanki kulübe girişte sıra beklemek gibi tabi sona ulaşmayı başardığında ortada dans olmaması haricinde. Open Subtitles أنها مثل الانتظار في خط في نادي, بإستثناء عند الوصول إلى النهاية ليس هناك رقص
    Ama botları olan memurlar onlara ulaşmayı başaramıyor, çünkü tüm yolları ve evlerini sel bastı. Open Subtitles لكن الشرطة التي تمتلك القوارب لا تستطيع الوصول إلى العديد من الحالات بسبب الفيضانات المتواجدة في الطرق المؤدية لمنازلهم

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more