"umdu" - Translation from Turkish to Arabic

    • كان يأمل
        
    • على أمل أن
        
    • و دعى أن
        
    • كانت تأمل
        
    • أن لا يضطر
        
    • دعى أن لا
        
    - Kalas gibi olursa bunu karıma söylerim. - Bert, sen erkeksin, bilirsin, ne elde etmeyi umdu ki? Open Subtitles سأخبر زوجتي عندما تكون كذلك بيرت، ما الذي كان يأمل أن يكسبه؟
    Montag tüm bunlardan ne umdu? Open Subtitles ماذا كان يأمل مونتاج تحصيله من كل هذه المطبوعات؟
    İzleri dünyanın dört bir yanına dağıtıp seni kontrol edebilecek şeyin yanlış ellere geçmemesini umdu. Open Subtitles قام بنشر الأدلة حول العالم ...على أمل أن كل ما يسيطر عليك لن ينتهي في الأيدي الخطأ...
    Yani kendine silahlı süsü vermek için replikasını alıp kullanmamayı mı umdu? Open Subtitles لذا اشترى نسخة مطابقة ليجعله يبدو وكأنه مسلح. و دعى أن لا يضطر لاستخدامه؟
    Nazilerin Slav uzmanları, bu basit halkın basit geleneklere sahip bu halkın, bu durumdan hoşlanacağını umdu. Open Subtitles التجربه النازيه مع السلافيين كانت تأمل أن ينسجم هؤلاء البسطاء بتقاليدهم البسيطه مع هذا الوضع
    Polonyalılar kendilerini kurtarmayı ve özgür bir Polonya olarak Stalin'le yüzleşmeyi umdu. Open Subtitles كان يأمل البولنديون في تحرير أنفسهم ومواجهة ستالين وبولندا مستقلة
    Ama babam daima onun geri dönmesini umdu. Open Subtitles لكن والدي كان يأمل دائماً بأنه سيعود للمنزل مجدداً
    NCIS'in sizi alaşağı edeceğini umdu. Open Subtitles كان يأمل أن تتمكن الشعبة من الإطاحة بكم.
    umdu ki bu karar tek başına Pasifik savaşını, Ruslar dahil olmadan çarçabuk bitirecekti. Open Subtitles - كما كان يأمل - كفيل بأنهاء الحرب فى ساحة المحيط الهادئ بسرعة قبل أن يصبح بمقدور الروس خوض غمارها
    Top peşinde koşturmanın bir şeyleri değiştireceğini umdu. Open Subtitles كان يأمل أن رمي الكرة قد يغير الأمور
    Bende acıma hissi uyandırmayı mı umdu merak ediyorum. Open Subtitles أتسائل هل كان يأمل أن أشفق عليه؟
    Tyson ,Philip'e benim silahı sattı ve gelecekte, silahı kullanmasını umdu. Open Subtitles باع (تايسون) مسدّسي إلى (فيليب) على أمل أن يستخدمه في المستقبل.
    Yani kendine silahlı süsü vermek için replikasını alıp kullanmamayı mı umdu? Open Subtitles لذا اشترى نسخة مطابقة ليجعله يبدو وكأنه مسلح. و دعى أن لا يضطر لاستخدامه؟
    En iyi arkadaşları onunla konuşmadığında sıcak kirazlı çöreklerinin ilişkilerinde buzları eriteceğini umdu. Open Subtitles لذا عندما توقفت أفضل صديقاتها عن الحديث معها كانت تأمل ان كعكاتها الساخنين بالكرز قد تدفئ علاقتهم الباردة

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more