"umutları" - Translation from Turkish to Arabic

    • الأمل
        
    • آمال
        
    • الآمال
        
    • أملهم
        
    • آماله
        
    • أمله
        
    • آمالهم
        
    • امل
        
    • أمال
        
    • بالأمل
        
    • الامل
        
    • أمالهم
        
    • أمالى
        
    • يأملون
        
    • وآمال
        
    Hayatta kalmak için mücadele etmek zorundadırlar, hayatta kalmak için umutları vardır, ama bunu tek başlarına yapamazlar. TED يجبرون أنفسهم على النجاة لديهم الأمل بالنجاة ولكن لايستطيعون النجاة بلا مساعدة
    Çocuklar 11 yaşına geldiğinde onların %50'si eğitimde çok geri kalıyor ve iyileşme umutları yok. TED عند بلوغ الأطفال سن 11، يكون 50 بالمئة منهم قد تراجعوا للوراء في تعليمهم بشكل يفقدهم الأمل في التحسن.
    Hayatları boyunca gerçekleştirecekleri muhteşem umutları ve hayalleri var. TED ولديهم آمال وأحلام مدهشة لما سوف يحققونه في حيواتهم.
    Büyük umutlar Büyük umutları var onun Open Subtitles الآمال الكبيرة هو يُحْصَلُ على الآمال الكبيرةِ
    İşçileri sadece bir arabulucu için umutları frenliyor. Open Subtitles الشيء الوحيد الذي يكبح العمّال هو أملهم في الوسيط الموعود بالنسبة إليهم
    Bu hikâyeyi bir daha anlatmamı isteme, çünkü bu bir kardeşe insanlık üzerine tüm umutları kaybettirecek türden bir hikâye. Open Subtitles لا تخبرني بأن أحكي لك هذهِ القصة ثانية لأنّ ذلك هو نوع القذارة الذي يجعل الشخص يفقد آماله في الإنسانية
    Bütün gün aradı, aradı, aradı ta ki uçup gidene kadar bütün umutları. Open Subtitles طوال اليوم أخذ يبحث و يبحث هنا و هناك حتى تلاشى أمله تقريباً
    Ancak, Paris'ten ayrılıp Alman sınırına doğru yola koyulduklarında umutları solmaya başladı. Open Subtitles لكن عندما غادر الجنود باريس ناحية الحدود الألمانية آمالهم بدأت تتبدد
    Sizlerin keşif ve koruma yoluyla, vahşi okyanusa sağlığını iade etmek ve böylece, insanlık için umutları güvence altına almak için yardım edeceğinizi umuyorum. TED آأمل أن أحصل على مساعدتكم لإستكشاف وحماية المحيط بطرق تسترجع صحتها و، بعملنا ذلك، نؤمن الأمل للبشرية.
    O kadar ki, her geçen gün, dede olma umutları gittikçe azalıyor, anlıyor musun? Open Subtitles لدرجة أنه مع كل يوم ..يفقد الأمل أكثر فأكثر بأن يصبح جداً أتستوعب هذا ؟
    Eğer annesi bunu okursa bütün umutları suya düşer. Open Subtitles إذا أمه قرأت هذا ستفقد كل الأمل فى أسترجاعه
    İnsanların korku ve umutları yıldızlarda kendine yer edinirdi. Open Subtitles كل آمال الإنسان ومخاوفه كانت توضع بين النجوم
    Sharks'ın playoff umutları Julian Washington'a bağlı. Open Subtitles هذا سيضع آمال القروش في اللعب على عاتق جوليان واشنطن
    Sharks'ın playoff umutları Julian Washington'a bağlı. Open Subtitles هذا سيضع آمال القروش في اللعب على عاتق جوليان واشنطن
    Milyonlarca insanın özgürlüğü ve barış için olan umutları engellenmeye devam ediyor. Open Subtitles مدمرين الآمال في تحقيق السلام والحرية للملايين
    Tek umutları, dünyada büyük bir enflasyon dalgası. Open Subtitles أملهم الوحيد هو التضخم في جميع أنحاء العالم لكن يجب أن يكون التضخم كبيراً
    umutları, rüyaları ondan alınmamalıydı ama onlar aldılar. Open Subtitles آماله وأحلامه ما كان يجب أن تؤخذ منه ولكنها أُخذت
    Bütün gün aradı, aradı, aradı ta ki uçup gidene kadar bütün umutları. Open Subtitles طوال اليوم أخذ يبحث و يبحث هنا و هناك حتى تلاشى أمله تقريباً
    Bu yüzden onların umutları korkuları ve hayalleri ile ilgili her şeyi öğrenmem gerekiyordu. Open Subtitles لهذا السبب أردت المعلومات عن آمالهم ، مخاوفهم و أحلامهم
    Artık hiç umutları kalmadığında gelebilecekleri tek yer burası. Open Subtitles إنه المكان الوحيد , الذي يستطيعوا أن يأتون إليه .لو لم يتبقى لهم أى امل
    Fakat Britanya halkının umutları gittikçe Churchill'den uzaklaşıyordu. Open Subtitles لكن أمال الشعب البريطانى كانت تبتعد عنه رويداً رويداً
    Ve senin bu olağandışı doğurganlığına inanan kişilere verdiğin umutları bir düşün. Open Subtitles وفكري بالأمل الذي تمحنينه للآخرين الذين يؤمنون بخصوبتك الاستثنائية
    Savaş ve yetersiz beslenme insanlarla birlikte umutları da öldürüyor. TED والحرب وسوء التغذية تقتل الناس هناك بالاضافة الى الامل
    Günler sonra umutları alt üst oldu. Open Subtitles بعد بضعة أيام تهاوت أمالهم
    Anne, içten mektubun için teşekkür ederim. Beslediğim umutları biliyordun. Open Subtitles أشكرك على خطاباتك . أنت تعرفين أمالى
    Ayrıcalıklarımızı, belki evi bile geri alacağımız konusunda umutları var. Kendisi nasılmış? Open Subtitles يقول إنهم يأملون في إعادة امتيازاتك إليك ، ربما المنزل
    ..arkadaşlarının her şeyi, koruması, umutları, rüyaları... Open Subtitles فكل شيء يحاول أصدقاؤك حمايته من أعاجيب وآمال وأحلام

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more